Ayşe Böhürler Müslüman ülkelerde önemli roller üstlenen kadınlarla konuştu ve bu röportajları belgesel ve kitaba dönüştürdü.
İLİŞKİLİ HABERLER
Modernliği kadın kıyafetiyle sınırlı tutuyoruz
Modernliği kadın kıyafetiyle sınırlı tutuyoruz
- 13 İslam ülkesine gittiniz ve 200'ün üzerinde kadınla konuştunuz bu belgesel ve kitap için. Bu İslam ülkeleriyle Türkiye arasında belirgin bir fark var mı?
- Yola çıkarken her ülkenin kendine ait, coğrafi, kültürel farklılıklarını görmek için yola çıktık. Yani topyekûn bir Müslüman dünyası yok, topyekûn bir Müslüman kadın profili, Müslüman erkek profili yok. Yani Endonezya'da başka bir insan kimliği var, Sudan'da başka... Bu farkı ortaya koymak istedik. Tezimizi de doğrular şeylerle karşılaştık; hiçbir ülkeyi diğeriyle kıyaslayacak koşullar yok.
- İslam ülkelerinde kadınların gelişmişlik düzeyi nasıl, bu anlamda en parlak ülke hangisi?
- Her birinde çok farklı. Malezya'da kadınların eğitim oranı yüzde 100, Pakistan'da yüzde 30. Pakistan çok erkek egemen bir toplum, Malezya hiç değil. Mesela Sudan'da son derece anaerkil bir İslam modeli görüyorsunuz. Kadın iş yapmaz, toplumsal hiyerarşi içinde etkin ama aynı coğrafyada başka bir İslam ülkesine mesela Yemen'e gittiğinizde, kadının sokağa çıkması bile zor.
- Peki Türkiye'nin diğer İslam ülkelerinden şanslı olduğunu söyleyebilir misiniz?
- Elbette Türkiye daha şanslı. Birçok ülke İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulmuş, birçoğu çok uzun bir sömürge geçmişine sahip. Mesela Türkiye Pakistan'la karşılaştırılıyor ama öyle bir geçmişi yok. Türkiye 1923'te kurulan bir devlet ve geçmişinde de 600 yıllık bir imparatorluk var, hiç sömürge olmamışız. Bütün bunların getirdiği kendine özgüven, başka bir medeniyet olgusu var.
- Kadınların açısından baktığımızda?
- Türkiye medeniyet olma noktasında, köprü olma noktasında hepsinden farklı yerde. 1923'te kadınlar medeni haklarını almaya başlıyor; bu çok erken bir tarih bu coğrafyaya baktığımızda. Bugün özellikle Körfez'de yeni kurulan birçok devlette kadınlar daha yeni yeni birtakım siyasal haklar alıyor.
- Diğer İslam ülkeleri de laikliği ve türbanı tartışıyor mu? Hayatlarının ne kadar merkezinde örtünme meselesi?
- Cumhuriyet'in kuruluş sürecinde İslam geçmişini reddeden bir yaklaşım da var. Tabii İslam geçmişini reddetmek, modernleşmeyi de sadece kadın kıyafetiyle sınırlı tutmak, kadın üzerindeki bir kıyafet baskısını beraberinde getiriyor. Çünkü devletin resmi ideolojik kimliği şekillenirken; modern bir devlet, çağdaş bir devlet kurulurken 20'lerde, kadının modern görünümü üzerinden modernlik algılanmış. Oysa günümüzde modernleşmenin sadece görünüm üzerinden algılanmasını gerektiren bir dünya yok artık!
İLİŞKİLİ HABERLER
Modernliği kadın kıyafetiyle sınırlı tutuyoruz
Yayın tarihi: 27 Ocak 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/27/pz/haber,41CD084719834C5D9FFFFBB60F9CE4B2.html
Tüm hakları saklıdır.