Maçoluk yok bazı 'dur' noktalarım var

-Şöhret yolculuğunun ortasında evlenmeye nasıl karar verdiniz?
- Dört sene önce, tam kariyer yapmaya başladığım sırada evlendim. Oğlum Cano üç yaşına geldi.

- Böyle bir dönemeçte insana evlilik kararını aldıran ne oluyor? Risk olarak da bakabilirdiniz?
- Öyle düşünmedim çünkü o tür yerlerden beslenen biri değildim. Bir de evlilik bir kere yapılabilen bir şey benim gözümde. İnsanlar yanlış anlamasınlar ama ben böyle düşünüyorum. Hayat eşimi buldum, karşılaştım onunla ve evlendim.

- Nasıl tanıştınız eşinizle peki?
- Uzaktan akrabayız aslında onunla. Bir düğünde gördüğüm an, 'Ben bu kadınla evlenirim,' dedim.

- Hep böyle kararlı mı oldunuz?
- Kararla değil, hissetmekle ilgili bu. 'Biriyle bir ilişki yaşayabilirim'i karar vererek yapmazsınız ki!

- Çalışıyor mu eşiniz?
- Hayır, çocuğuma bakıyor, bana bakıyor...

- Tam bir maço konuşması!
- Yanlış anlıyorsunuz! Benimki feodal bakış açısı değil. İmkânımız varken çocuğuma niye bir başkası baksın, annesi varken? Annesine en çok ihtiyacı olduğu zaman, annesinin kokusunu alması gerektiği zamanda niye annesi sabah 07.00'de kalksın işe gitsin? Hayata tutunabilmesi, başarılı olabilmesi, yaşamda daha iyi bir insan olabilmesi için onu en uygun yetiştirebilecek insan annesi.

- Bundan bağımsız olarak soruyorum, maçoluk var mı sizde?
- Maçoluk falan yok ama bazı 'dur' noktalarımız var tabii...

- Nedir onlar?
- Bilemiyorum, yeri geldiğinde olan şeyler... Eşim de benim gibi yetiştiği için problem yaşamıyoruz.