Şans, bereket, mutluluk, sağlık herkesin yeni yıl için dileği. Peki bu dileklerin gerçekleşmesi için nar kırıyor, mum yakıyor ya da kırmızı iç çamaşırı giyiyor musunuz?..
Yeni yıla nasıl girersen, bütün bir yıl öyle geçermiş. Buna benzer birçok batıl inanç var. Olur mu, olur... Şans getirmesi için kırmızı iç çamaşırı giyiyor ya da hediye ediyor, bereket getirmesi için nar kırıyor, her şeyin yolunda gitmesi için gece 24.00'ten sonra bütün ışıkları ve suları açıyorsanız, siz de bu inançlara kendini kaptırmışsınız demektir. Ama denemekten zarar çıkmaz; ya tutarsa?
Nar kırmak
Yunan mitolojisinde yer alan nar kırma geleneği, bugün hâlâ devam ediyor. Nar, birçok medeniyette doğurganlık, sağlık, bereket ve zenginliğin sembolü olarak kabul ediliyor. Böyle olunca da kapı önünde kırılan ve bir yıl saklanan narın bereket getireceğine inanılıyor. Narı ev ya da iş yerinizin kapısında da kırabilirsiniz. Ama kırarken dikkat! Bereketi eksik etmeyeyim derken, nar tanelerinden sıçrayan lekeleri temizlemek büyük dert olabilir!
Kırmızı iç çamaşır Kırmızı iç çamaşırı giymek Batı ülkelerinde değişmez bir yılbaşı geleneği. Bu gelenek, yeni bir şey giydiğinizde hep yeni şeylere kavuşacağınız inancından ortaya çıkmış... Giymesek bile kırmızı iç çamaşırı hediye etmek artık ülkemizde de bir yeni yıl alışkanlığı oldu. Ne de olsa kırmızı, şansın ve tutkunun rengi. Kırmızı söz konusu oldu mu, denemekte yarar var!
İlk kim geldi?
Saatler gece 24.00'ü gösterdikten sonra evinize ilk gelen kişinin, önünüzdeki bir yılı iyi ya da kötü geçireceğinizin işareti olduğunu biliyor muydunuz? İskoçların inancına göre yeni yıla girdikten sonra eve gelen ilk kişi size uğur veya uğursuzluk getiriyor. Bu kişilerin gelirken getirdikleri hediyelerin de anlamı var; yiyecek-içecek gibi hediyeler ev sakinlerini kısmetli bir yıl beklediğini gösteriyor!
Kurşun dökme
Kim demiş kurşun dökme geleneği sadece Türklere özgü diye! Anadolu'da çok yaygın olan bu uygulama, nazara karşı uygulansa da Almanya'da yılbaşlarında uygulanan bir gelenek. İnsanlar eritilmiş kurşunu soğuk suya atarak ortaya çıkan şekillerden geleceği tahmin etmeye çalışıyor. Böylece önlerindeki bir yıl boyunca onları neyin beklediğini de öğrenmiş oluyorlar.
İp as, kötü ruh gitsin
Japonlar ilginç adetleriyle ünlü. Bunlardan biri de yeni yılı karşılarken hem kötü ruhları kovması hem de mutluluk ve iyi şans getirmesi için, kapılarının önüne ip asmaları. Ayrıca bu iplere astıkları sembollere de o yıldan neler beklediklerini yazıyorlar.
Tabak kırmak
Evde kırık tabak bulundurmak aslında hoşa giden bir şey değil. Eğer bir şey kırıksa hemen atılmalı! Ama Danimarkalılar öyle düşünmüyor... Eski kırık tabakları yeni yıl gecesi için biriktiriyorlar. Ve geceyarısında sevdikleri arkadaşlarının evlerinin önünde o tabakları kırıyor, bunun da şans getirdiğine inanıyorlar.
Üzüm yemek
Üzüm yemenin birçok şeye iyi geldiğini biliyoruz peki ya bir yeni yıl geleneği olduğunu? Meksikalılardan İspanyollara geçen, yılbaşında 12 adet üzüm yemek, en önemli yeni yıl geleneklerinden. Saatler tam 24.00'ü gösterirken herkes önceden hazırladığı 12 üzüm tanesini yiyor. Saat tam 24.00 olduğunda kilise çanı 12 kere çalıyor ve her çalışında bir üzüm yeniyor. Her üzüm yenildiğinde ise bir dilek tutuluyor. Ve elbette tüm dileklerin gerçekleşeceğine inanılıyor...
Öpüşün
Saat 24.00'ü vurduğunda nasılsanız, bütün bir seneniz öyle geçermiş! Böyle bir inanç var; o yüzden de süslenip püslenip eğlenme halini alır birçok insan. Ne olursa olsun, o dakikalarda sevdiklerinizle olup yeni yıla öpüşerek, mutluluk dilekleriyle girmek gibisi yok! Bırakın koca bir yılın nasıl geçeceğini, o günün keyfini çıkarın ve sevdiklerinizi bir kez daha öpün.
108 kez zil çalmak
Japonlara has olan bir başka gelenek de zil çalmak... Hem de 108 kere! Yeni yıla "Hoş geldin," demek yerine, eski yıla "Güle güle," diyen Japonlar, 31 Aralık gecesi 108 kez zil çalarak, 108 çeşit dert ve tasayı kovduklarına inanıyorlar. Ayrıca çanlar da insanları 108 günahtan arındırmak için çalıyor. Bunun ardından da kötü ruhlardan arınmak için kahkahalar atıyorlar. Kahkaha iyi de zil kısmı zorlayabilir!
Ve diğerleri...
* Bengal'de kadınlar yatarken yataklarının yanlarına ufak çiçeklerle süslü tapınaklar yapıyormuş. Böylece uyandıklarında ilk gördükleri şey, güzelliklerle dolu bir köşe oluyormuş. Hiç de fena fikir değil!
* İsviçre'de yeni yılın ilk günü yere bir damla krema damlatmanın şans getireceğine inanılıyormuş.
*Fransa'da insanlar krep yemenin şans getireceğine inanıyormuş. Fransa'ya yolunuz düşerse denemekte yarar var! Hem krep hem de şans bir arada...
*Ermenistan'da kadınlar, yeni yılı ekmek pişirerek kutluyorlarmış. Hazırladıkları ekmek hamuruna tüm iyi dileklerini katarak tabii!
*Kuzey Portekiz'de çocuklar evden eve dolaşarak şarkı söylüyor ve ziyaret ettikleri evlerden hediye topluyormuş.
Yayın tarihi: 5 Ocak 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/05/ct/haber,D1F760CCA4774644ABCF863DCBEABC63.html
Tüm hakları saklıdır.