Sezen Aksu şarkıları sinemalarda...

Kayıtsız şartsız kendimizi teslim ettiğimiz, sonrası ne olacak düşünmeden içinde kayboluverdiğimiz, onun dışındaki her şeyi bir anda arka plana ittiğimiz; öncesini geçici bir süre de olsa unutturan, belki dört gün belki de bir ay eşyalarını toplayıp gökkuşağının oralarda bir yere taşındıran ve kapıyı ne zaman çalarsa çalsın, içerde misafir olsa da "Hayır," diyemediğimiz tek şey var hayatta... Ve en güçlüsünün bile zayıf düşebildiği bir şey bu. En büyük düşünürler, en yürekli edebiyatçılar bile tarif edemezken tam olarak, aşkı tanımlamak haddimiz değil elbette... Ama küçük bir salonda 90 dakika boyunca, Sezen Aksu şarkılarıyla hazırlanmış bir filmin hemen ertesinde, insan kendini aşk profesörü zannedebiliyor, aşk hakkında sayfalarca yazmak istiyor... Öyle şarkıları var ki onun, nefretle baksak da o ayağın yerden kesildiği günlere, "Aşk falan değildi, öyle sıradan bir şeydi sadece" desek de; dinlediğimizde sadece kendimizi kandırdığımızı hatırlatır ve inkarı imkânsız kılar. Her "tutuklu" kalışımızda, her "hoş geldin" diyişimizde, her "deli gönlüm"üze seslendiğimizde, her çekip "gidemeyişimizde", her "kolay olmayacağını" düşündüğümüzde yanı başımızda olmasını istediğimiz birkaç sesten biridir o. Pek çoğumuzun hayatında bir zaman makinesi olan; belki unutmak istediğimiz, belki de kalbimizin bir köşesinde hep var olan anıları yeniden yaşatan, "Daha iyi tarif edilemezdi yaşadıklarım," diyerek dinlediğimiz onlarca şarkı yapmışken 'O Kadın', onu böyle birkaç satırda anlatmak gerçekten çok güç. O yüzden duygusal cümleler kurma çabalarını bir kenara bırakıp, onun eserleriyle dolu O Kadın filminden bahsedelim.

AHMET'LER KARIŞTI
Televizyoncu Ahmet Çelenk'in yapımcılığını üstlendiği, klip ve reklam yönetmeni Korhan Bozkurt'un yazıp yönettiği uzun metrajlı Sezen Aksu klibi O Kadın; aylardır dört gözle bekleniyordu. Önce filmin Aksu'nun biyografisi olacağı söylentisi yayıldı, ardından onun da filmde oynayacağı dedikoduları... Sonra duyduğumuz bir haber ise, herkesi biraz güldürdü.. Yönetmen Bozkurt, "Böyle bir filmin senaryosunu en iyi Ahmet Altan yazar" diye düşünerek telefonu eline aldı ve "Yazar mısınız?" diye sordu. Karşıdaki ses şaşkındı, telefon kapandı ve senaryo hayal olarak kaldı. Çünkü çevrilen numara Ahmet Altan'ın ki değil, Ahmet Hakan'ınkiydi. Bu trajikomik hatadan mıdır bilinmez, Altan böyle bir senaryo yazmadı ve Bozkurt da bu hayal kırıklığı üzerine "Bu film senaryosuz olsun," kararı aldı. Tüm bu söylentilerle beraber "Nasıl bir şey olacak bu?" diye merak içinde beklerken ancak filmi izleyince sorularımızın cevaplarına kavuşabildik.

AŞK İÇİN ÖLMELİ...
O Kadın'da konu bilindik; esas kızımız varlıklı bir modacı, kariyer sahibi, onu çok seven bir sevgilisi var ama mutsuz, her şeye sahipmiş gibi görünse de "Neden, neye ve kime bu özlem?" diyerek kendini sorgulayıp duruyor. Bu esnada çalan Aksu şarkısını tahmin edersiniz; nakaratı ".. Ben hiç aç susuz yaşamadım ki, hiç parasız pulsuz kalmadım ki, hiç aşksız sevgisiz olmadım ki..." diye başlayan hani. Sonra tasarımları şık bir defilede sergilenirken, tefli zilli süper şarkı Erkekler çalmaya başlıyor... İçim sıkılıyor, pabucum sıkıyor, baydınız erkekler falan gibi... Bu esnada esas kızın zengin ve yakışıklı sevgilisinin, bunlardan başka bir özelliği olmayan, sadece paraya ve güce tapan bir adam olduğunu anlıyoruz. Ve ardından, esas oğlanla karşılaşılan o sahne geliyor... "Beni yak kendini yak her şeyi yak... Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk" diye bağırtan tutku, yavaştan filizleniyor... Genç çiftin kavuşması, aşkını dile getirmesi birkaç şarkılık bir zaman alıyor, tabii erketede bekleyen kader hiç boş durmayarak ağlarını örüyor ve olaylar gelişiyor...