Hiç karşılaşmaması gereken insanlar karşılaşırsa

Kimi filmler üzerine yazmak gerçekten de zor. Bir büyük gazetede yazdığınız için zor. Bir sinema dergisine yazıyorsanız, daha özgür olmanız, kişisel zevkinizin peşine daha çok düşmeniz mümkün. İyi Seneler, Londra oyuncu ve yazar Berkun Oya'nın ilk filmi. İstanbul festivaline katılmıştı, ben görememiştim ve pek beğenilmemişti. Yönetmen filmini tümüyle yeniden kurgulayarak Antalya'ya katıldı. Orda da pek yankı yapmadı. Ama bence Antalya'nın en özgün filmlerinden biriydi ve yetenekli bir sanatçıyı haberliyordu. O yüzden, bir sinema dergisinde kendi adıma daha çok övebilir ve üç yıldız verebilirdim. Çünkü hoşa gitmek için değil, adeta gitmemek için yapılmış gibi duran filmlerden bu... Yılbaşı öncesi Londra'sında yolları bir büyük otelde kesişen bir avuç insanın öyküsü. Ünlü Türk şarkıcısı Yaşar Nur, bir konseri için bu otele inmiştir. Şimdi zengin bir İngilizle evli eski bir arkadaşı, ona çok değerli bir şeyi, küçük bebeğini emanet edip gider. Oysa kadının hayatı kaymıştır, bir büyük bunalım yaşamaktadır. İşin içine otelde çalışan ve kadına kancayı takan bir Türk, yan odadaki gariban ve bohem bir Fransız gibi tuhaf kişilikler de katılır. Ve bir dizi traji-komik serüven başlar. Film, hiç uyuşmayan, hiçbir iletişim şansı taşımayan ve aslında hiç karşılaşmaması gereken insanların karşılaşmasına dayanıyor. Çiğ bir gerçekçilik ve olay örgüsünden çok karakter yaratmaya yönelik bir tavır, bir zamanların cinema-verite (sinemagerçek) ekolünü hatırlatır biçimde, uzun monolog ve diyaloglara yol açıyor. Ortaya çıkan insan portreleri, zaman zaman şok durumlara düşüyor, en itici olaylara tanık veya neden oluyorlar. Ancak bunları, örneğin diyelim ki 'mutfaktaki Türk' Firuz karakterini yaratmak için, gerçekten de tanımış olmak gerekiyor! Ama 'bizler hiç tanımasak daha iyi olurdu' diye de düşünebilirsiniz!... En çok aksiyon beklenen sahnelerdeki konuşmalar, sanki bir Tarantino etkisini düşündürüyor. Filmin hemen hiçbiri normal gözükmeyen kahramanları, belli durumlarda beklenenin tam tersini yapıyorlar!.. İtici, sevimsiz, zevksiz, hazin ve bunalım habercisi gibi sıfatlar, filmi izlerken sık sık akla geliyor. Ama tüm bunlar, sonuç olarak filmin tümüyle özgün ve giderek büyüleyici olduğu gerçeğini de değiştirmiyor. Demek ki, bir kez daha, sıkı sinemasevere seslenen bir film bu.... Oyuncular çok iyi. Ama Fransız oyuncusu ve özellikle Leo Carax'ın gözde aktörü Denis Lavant'ı hikayenin içine oturtmak hiç de kolay değil!...

İYİ SENELER, LONDRA * *
Yönetim ve senaryo: Berkun Oya, Görüntü: Barış Özbiçer, Müzik: Fazıl Say, Oyuncular: Ülkü Duru, Ali Atay, Zuhal Olcay, Vahide Gördüm, Hugh Hayes, Şebnem Sönmez, Tuncay Akpınar/ Krek Film yapımı.