kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Aralık 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Ross Wilson

'Şiddet yuvaları kara bulut gibi sarıyor'

Wilson, "Kadınlara Karşı Şiddete Son" günü nedeniyle kaleme aldığı yazısında ister ABD'li, ister Türk olsun hiçbir ailenin böyle bir acıya maruz kalmaması gerektiğini vurgulayarak, uluslararası işbirliği önerdi..
Birleşmiş Milletler, 25 Kasım'ı dünyada "Kadınlara Karşı Şiddete Son" günü olarak ilan etmiştir. Dünyada ve Türkiye'de bugün çeşitli etkinliklerle anılmaktadır. Bu konu üzerinde düşünürken bana, Türkler için aile kavramının ne kadar mühim olduğunu hatırlattılar. Burada kadınlar ve çocuklara ataerkil anlamda olmayan özel bir değer verilmektedir ki bu durum, kadınlara ve çocuklara yapılacak bir saygısızlığın hepimize karşı yapılmış bir saygısızlık olduğu anlayışına dayanmaktadır. Aile içi şiddetin kadınların sağlığı, aile ve toplum geneli üzerinde yıkıcı etkileri vardır. Kadınlar bu tehdit ile yaşadığında kaybeden toplum olur; şiddet kurbanlarının topluma ekonomik, siyasi ve kültürel alanlardaki katkıları yok olur ve kendi üyelerini değersizleştiren toplumun kendi gururu da yara alır. Bu tehdidin farkında olan ABD ve Türkiye aile içi istismar, namus cinayetleri ya da insan kaçakçılığı gibi farklı şiddet biçimlerine karşı yakın bir işbirliği içinde mücadele etmektedir.

ABD'DEKİ TEDBİRLER
Kadınlara karşı uygulanan şiddete son vermek ABD'nin uzun süreden beri hedefi olmuştur. Bunu başarabilmek için kamu kurumlarımızın yasal, eğitim ve sağlık alanlarındaki farklı araçlardan azami ölçüde yararlanan, kompleks bir stratejiyi uygulaması gerekir. Ayrıca, aile içi şiddetin hiçbir şekilde kabul edilemez olduğu anlayışı da toplumun tüm üyeleri tarafından benimsenmelidir. Aile içi şiddet, cinsel saldırı ve sinsi takip kurbanlarını korumaya yönelik yasal çerçeveyi kuvvetlendirmek üzere, ABD'de Bush yönetimi son yıllarda bazı adımlar atmıştır. 2003 yılında hükümetimiz, ülke çapında profesyonelleri, destek gruplarını, kolluk kuvvetlerini ve sivil toplum örgütlerini bir araya getirerek, aile içi şiddet kurbanlarına ülke çapında çeşitli merkezlerde yardım ve hizmet sunan Aile Adalet Merkezi girişimini başlattı. ABD Adalet Bakanlığı'nın Aile İçi Şiddet Geçiş Dönemi Konut Yardım Programı, şiddet mağdurlarının daimi konutlarına yerleşene dek geçici yerleşim hizmetlerinden yararlanmasını sağlamaktadır.

TÜRKİYE GELİŞİYOR
Türkiye'de de benzer çabalar sürdürülmektedir. 2004 yılında TBMM'de iki büyük partinin ortak desteğiyle kabul edilen yeni ceza kanunu ile cinsel suçların, "namus" ya da "kamu ahlakı" olarak sınıflandırılmasına son verilmiş olup, bu suçlar bireysel hak ihlali olarak ele alınmaktadır. Yeni kanun ile evlilik içi tecavüz suç sayılmakta ve "namus" cinayeti işleyenlere hapis cezalarında yaygın şekilde uygulanan indirim kaldırılmaktadır. Yeni ceza kanunu hazırlanırken şeffaf bir tartışma ortamının sağlanması ve kadın gruplarından oluşan koalisyon dahil sivil toplum örgütlerinin bu tartışmalara aktif katılımı sayesinde katılımcı demokrasi açısından olumlu bir başarı elde edilmiştir. Son on yılda kadın örgütlerinin sayısındaki artıştan da anlaşılacağı üzere diğer insanlara ulaşmanın önemini bilen Türk toplumu, risk altındaki kadınları korumak için giderek daha çok sorumluluk üstlenmektedir. Kadın örgütleri, yasal haklarla ilgili bilgi sunumu, aile içi şiddete maruz kalanlar için danışmanlık hizmetleri ve iş hayatına atılmak isteyen kadınlara yardım edilmesi gibi hususlarda çeşitli hizmetler sunmaktadır. Aile içi şiddet konusunda halkı bilinçlendirmek ve bu tür olaylar meydana geldiğinde mağdurların mevcut hizmetlerden yararlanmasını sağlamak amacıyla bu örgütler, polis ve mahalli idarelerle birlikte çalışmaktadır. Büyükelçilik, geçmişte bu tür sivil toplum örgütlerine yardım etmiş olmaktan gurur duymaktadır ve önümüzdeki aylarda da benzer bir destek göstermeyi planlıyoruz.

İNSAN TİCARETİ SAVAŞI
Türkiye ve ABD, insan kaçakçılığına karşı da birlikte işbirliği yapmaktadır. Son yıllarda insan kaçakçılığına dair farkındalık konusunda bir paradigma kayması gerçekleşmiştir. Günümüzde modern esaretin yoksulluğun ve insanların kötülüğünün kaçınılmaz bir sonucu olduğu yönündeki görüş giderek reddedilmekte ve kurbanların sadece kurban olduğu, suçlu ya da yasadışı göçmenler olmadığı fikri kabul görmektedir. İnsan ticareti ile mücadele konusunda ABD'de bu karmaşık problemin pek çok farklı unsuru ele alınmaktadır; kurbanların teşhisi, kurtarma operasyonları, polisin eğitimi ve yargı hassasiyeti gibi. Türkiye'de 2006 yılında kabul edilen yasama ile insan ticareti suçlarına yönelik cezalar ağırlaştırılarak, mağdurlara tanınan haklar ve yardıma erişim olanakları artırılmıştır. Ayrıca, Türkiye'de insan kaçakçılığıyla ilgili yürütülen soruşturma, yasal takibat ve verilen hüküm kararlarının sayısında geçen yıl bir artış görülmüştür. Kurbanların teşhis edilmesiyle ilgili süreçlerin geliştirilmesi ve insan ticaretiyle ilgili veri toplanması gibi diğer zorluklar hususunda Türk hükümetiyle birlikte çalışmayı arzu ediyoruz.

BUSH'UN MESAJI
Aile içi şiddet konusunda halkı bilinçlendirme amacıyla verdiği yakın tarihli bir demecinde Başkan Bush, Türkiye'de yaygın olan görüşe paralel olarak, "İstikrarlı bir toplum için aileler vazgeçilmezdir" demiştir ve "Ailenin bir üyesinin istismar edilmesi mağdurun üzerinde uzun vadeli zarar verici etkiler yapabilir ve dolayısıyla ailesi, dostları ve toplumun genelinde iz bırakabilir. Toplumumuz aile içi şiddeti önlemek ve çocuklarımız ve torunlarımız için sevgi dolu ve istikrarlı bir çevre yaratmaya yardım etmek amacıyla çalışmaya devam etmelidir" diye eklemiştir. İster Amerikan ister Türk olsun hiçbir aile, aile içi şiddet yüzünden yuvalarını saran kara bulutlara ve acıya maruz kalmamalıdır. Uygun yasal araçlar ve kapsamlı uluslararası işbirliği ile insanlığın bu ortak belasına karşı birlikte çalışabiliriz.
Haberin fotoğrafları