kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Kasım 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Şehirden çarpıcı bir yemek manzarası

DENİZ ERBİL
04.08.2007
İyi bir yemek eşliğinde şehre tepeden bakıp, keyif yapmaya ne dersiniz? Maslak'taki bir plazanın 31. katında yer alan restoran, Boğaz'ın tüm güzelliğini önünüze seriyor. Ayrıca yemekleri de manzarası kadar etkileyici..
İLİŞKİLİ HABERLER
Şehirden çarpıcı bir yemek manzarası
Zenginler doruklarda oturmayı sever. Gökdelenlerin, yüksek apartmanların en üst katlarında yaşamayı tercih ederler. Bizde yalıların bu denli rağbet görmesinde Boğaziçi'nin eşsiz konumunun rolü olduğunu düşünürüm. Yoksa Hong Kong'dan New York'a kadar nereye gitseniz, o kentlerin en zenginlerinin evlerini tepelerdeki en yüksek apartmanların üst katlarında bulursunuz. "Bizde Empire State gökdeleni vardı da zenginler mi oturmak istemediler?" diye düşünebilirsiniz. Doğru; İstanbul'un ilk gökdeleni olarak bilinen, Zincirlikuyu'daki Karayolları binası 1980 yılında yapılmıştı ve o dönemde kentin en yüksek binası olma özelliğini taşıyordu. Bugün nispeten hallice apartmanlar bile bu binadan daha yüksek kalıyor. Dolayısıyla henüz zenginlerimiz gökdelenlerin üst katlarında oturmaya yeni yeni alışmaya başlıyorlar. Ancak 1980'den bu yana kentin görünüşü hızla değişti. Bugün bir grup Levent'te, bir grup da Maslak'ta olmak üzere birbiri ardından plazalar, yüksek binalar yapılıyor. İş dünyası bu bölgeye kaymış durumda. Trafik sıkıntısı olmasa, gökdelenlerin çok daha hızlı biçimde çoğalacağı kuşkusuz.

GÖZLEM KULESİ GİBİ
Özellikle Maslak yöresindeki üst düzey çalışanların öğlen yemeği yiyebilecekleri, kaliteli mekânlar pek yoktu. Ancak son zamanlarda bu bölgede birbiri ardına ilginç restoranlar açılıyor. İşte Sunroof böyle bir restoran. Maslak'ın en yüksek plazalarından Sun Plaza'nın en üst katı olan 31. katında yer alıyor ve dört bir yöne bakan, zeminden tavana cam duvarlarıyla sanki bir gözlem kulesi niteliğinde. Maslak trafiğini aştıktan sonra çok geniş katlı otoparka aracınızı bırakıp, lobideki görevlilerin yönlendirmesiyle doğrudan çatı katına çıkan asansörle kısa sürede 31. kata ulaşıyorsunuz. Manzara olağan dışı. Fatih Köprüsü'nü ve ona ulaşan ana arterleri, ötede Boğaz'ın Karadeniz'le bağlantısını görebiliyorsunuz. Sunroof modern, ferah bir restoran. Mönüsü epey kapsamlı. Başlangıç yemekleri ve salatalar plazalarda çalışan ve sağlıklı beslenme tutkunlarını mutlu edecek zenginlikte. Zeytinyağlılar, düşük kalorili sebze tabakları, Robespierre, carpaccio gibi zar inceliğinde dilimlenmiş et yemekleri bu bölümde dikkati çeken çeşitler. Sunroof'un ayrı bir balık ve deniz ürünleri mönüsü var. Garson balık çorbası ve kâğıtta levreği tavsiye etti. Ben de tercihimi önerilerinden yana yaptım. Çok iyi bir balık çorbası ve arkasından nefis bir kâğıtta levrek geldi önüme. Bu iki örnek, kolay kolay her yerde rastlanmayan lezzetteydi. Balık yemeklerinin başarısının sırrını sordum, meğer buranın sahipleri aynı zamanda Karaköy Balıkçısı'nın sahipleriymiş. Dolayısıyla her zaman taze balık bulundurdukları gibi, balığı pişirmesini de iyi biliyorlar.

MAKARNA DA İYİ, BALIK DA
Restoranın balıklardaki başarısı pizza ve makarna çeşitlerinde de sürüyor. İyi bir pizzacıda bulabileceğiniz hemen tüm pizza çeşitleri var. Makarnalar ise ev yapımı. Arkadaşım ıspanaklı raviolinin ardından kızarmış yufkadan bir kase içinde beğendili külbastı ısmarladı. Ravioli tam kıvamında pişmiş, sosu da gayet lezzetliydi. Külbastı da, altındaki beğendi de başarılıydı. Yemeğin üstüne cevizli brownie, cheese cake, çikolata sufle, elmalı tart, profiterol, ev yapımı fındıklı tiramisu, krem brüle ve profiterol arasından seçimimiz sonuncusu oldu. İsabet etmişiz. Özellikle profiterolün çikolata sosunun kalitesi çok iyiydi. Sunroof'un Türk şarapları mönüsünde sadece Kavaklıdere'nin ürünleri yer alıyor. Ancak Türk şaraplarındaki tek marka uygulamasını affettirecek kadar zengin bir dünya şarapları listesi sunulmuştu. Bizim gittiğimiz akşam dolunay vardı. Kente tepeden bakan bir restorandan dolunayın Boğaz'a yansımasını izlemenin keyfi başka oluyormuş. Çıktığımda şehrin sıradan fanileri arasına karışınca, dünyanın her yerinde zenginlerin niçin gökdelenlerin tepesinde oturmayı tercih ettiklerini anladığımı düşündüm.
Haberin fotoğrafları