kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Ekim 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Meclis Başkanı'nın büyük sorumluluğu

Seçimden önce Türkiye gergindi.
Seçimden sonra hala gergin.
Seçimden önce "Çankaya tartışması" vardı.
Seçimden sonra buna "başka tartışmalar" eklendi.
Ve Türkiye "haftalık gündemler" sürecine girdi.
Bir haftanın gündemi "Anayasa."
Sonraki hafta "Malezya."
Ardından "referandum."
İktidar "gündem belirleyemiyor."
Gündemi "avucunun içinde tutamıyor."
Ve "kurumlar arasında uyum" bir türlü sağlanamıyor.
"Siyaset-asker-üniversite-yargı-medya-din" ilişkilerinin rayında olduğu söylenebilir mi?
Ve her rahatsızlığın arkasında "başka niyet", her eleştirinin gerisinde "çıkar hesabı" aramak ne kadar doğru?
Böylesine "sıkıntılı" bir süreçte, TBMM'nin başında Köksal Toptan gibi "dengeli, deneyimli, uzlaşmacı, durumdan vazife çıkarma heveslisi olmayan, demokratik süreci de demokrasinin askıya alındığı dönemi de dolu dolu yaşayan" bir şahsiyetin bulunması büyük şans.
Köksal Toptan inisiyatif almalı.
İnisiyatif almasına olanak tanınmalı.
Ve ona yardımcı olunmalı.
Meclis "çare kurumu."
Meclis'te "her renk var."
Ama "renkler arasında uyumsuzluk yaşandığı" ortada.
Ve Meclis'teki renkler ile kurumlar arasındaki "sürtüşme" de.
Köksal Toptan "zor bir dönemde, ağır bir sorumluluğun altında."
"İyi niyetli."
"Kişisel hesap ve hırsları" yok.
Askere de sivile de, üniversiteye de, yargıya da, MHP'ye de DTP'ye de "güven veriyor."
Öyleyse...
Meclis de, başkanı da "daha bir devrede" olmalı.