Tek başına girdikleri
3. Nesil ihalesini kazandıktan hemen sonra,
Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv'le geçen hafta röportaj yaptım. Pazar günü okumuşsunuzdur.
İşte o gün, sohbet esnasında bir ara Süreyya Bey diğer odaya gitti. Sonra elime tutuşturulan bir cep telefonundan Süreyya Bey ile 3N teknolojisini kullanarak görüntülü olarak mini bir konuşma yaptım. Hatta, Turkcell'in üst katlarına nefis bir boğaz manzarası hâkim olduğundan, Ciliv'e kısa bir boğaz görüntüsü de izlettim.
Diyeceğim şu ki,
Türkiye'de sayıları 3 milyonu bulduğu belirtilen 3'üncü nesile uyarlı cep telefonları hazır bekliyor. Bugün var olan ses, görüntü ve video hızını 20 kat artıracağı belirtilen GSM'de 3. Nesil teknoloji hayatımıza girdiği gün, çok karmaşıkmış gibi görünen pek çok olgu hepimiz için basitleşecek.
Peki kim istemez böylesine çarpıcı bir yeniliği? Vodafone yöneticilerinin Türkiye'nin 3'üncü nesile ihtiyacı olmadığı gibi beyanda bulunmaları açıkçası bana çok tuhaf geliyor! Dünyanın bütün gelişmiş hatta azgelişmiş ülkelerinin kullandığı bir teknolojinin, nasıl oluyor da Türkiye'ye gelmesi erken bulunuyor?
Bu soruya verilen cevabı mantıkla nasıl açıklayabiliriz?
Bu yazıda basitten gitmek istedim. Düşünün büyük şehirlerde yaşayan pek çok aile çocuklarını ana okulunda ya da evde ara sıra izleyebilmek için evlerine özel kamera ekipmanları kurdurtuyor.
Ya da görüntülü yapılacak bir tele konferans için belirlenen saatte herkesin mutlaka ama mutlaka hazır olması gerekiyor. Aksi takdirde uydu aracılığıyla ancak gerçekleşebilen konferanslar yapılamıyor.
3N hayatımıza girdiği gün evdeki çocuğun ne yaptığını görmek ya da telekonferans düzenlemek için ihtiyacınız olan tek şey cep telefonu olacak! Üstelik 3. Nesil'in fiyatları aşağı çekeceği de konuşuluyor.
Ama işte Türkiye'de her alanda olduğu gibi burada da bir türlü sonuca varılamıyor. Bir şirket ihaleye katılıyor, diğer şirketler şartname alıyor ama
'numara taşınabilirliği yok' diye ihaleye girmekten vazgeçiyor. Sonuçta ihale yapılıyor ama Türkiye'de defalarca yaşandığı gibi bir çırpıda ihale iptal ediliveriyor.
Yanlış anlaşılmasın, ihaleye tek bir şirketin girmesini doğru bulduğum falan yok.
Kim oyunu rekabetten yana kullanmaz ki?
Ama şirketlerin kendilerini hazır hissettikleri güne kadar bu teknolojinin hayata geçmesini engellemeye çalışmasına bir anlam veremiyorum. Sonunda olan tüketiciye olur. Bu işten Türkiye zararlı çıkar ve tüketiciler bu teknolojinin hayatlarında yapacağı kolaylıklardan mahrum kalır.
Bu arada anladığım kadarıyla Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, Ankara'yı yeteri kadar iyi okuyamamış. Okumuş olsaydı, hem bakanlığın hem de Telekomünikasyon Kurumu'nun 3'üncü nesil konusunda çok istekli ve ısrarlı olduğunu söylemezdi bana.
Niye böyle söylüyorum? Dün
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın verdiği demeçlere bakıyorum, Telekomünikasyon Kurumu yetkililerinin açıklamalarını okuyorum ve durumun pek de Ciliv'in anlattığı gibi olmadığını görüyorum.
Yıldırım, telefonun çekmediği yerde çocuğun ağladığını görmenin anlamı yok demiş.
Yani tüm operatörlerin Türkiye'yi kapsama alanına aldığından emin olmak istiyor Binali Yıldırım. Ayrıca görünen o ki, Turkcell kabul etmese de, numara taşınabilirliği konusunda anlaşmaya varmadan 3N ihalesinin yapılması mümkün olamayacak.
Yayın tarihi: 21 Eylül 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/21//haber,14FB2523FBF046A399406A76950CBC36.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.