kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Eylül 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Prof. Dr. Baskın Oran

'Yeni azınlık tanımı bölünmeye yol açar'

Yargıtay, Kaboğlu ve Oran'ın "Azınlıklar Raporu" ile ilgili beraat kararını bozdu: Düşünce özgürlüğü sınırları aşıldı. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçundan mahkûmiyet verilmeli..
Yargıtay, "Azınlık Raporu Davası"nda Prof. İbrahim Kaboğlu ile Prof. Baskın Oran hakkındaki beraat kararını ağır bir gerekçeyle esastan bozdu. Eski İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanı Prof. Kaboğlu ile alt komisyon başkanı Prof. Oran, hazırladıkları "Azınlık ve Kültürel Haklar Raporu" nedeniyle yargılanmışlardı. Ankara 28'inci Asliye Ceza Mahkemesi, TCK'nın 301'inci maddesindeki "devletin yargı organlarını aşağılama" suçundan açılan davayı, davanın açılması için gerekli koşullar oluşmadığından düşürdü. "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçundan ise beraat kararı verilmişti.

BİLİNÇLİ HAZIRLANDI
Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi, mahkemenin kararını bozarken, tartışma yaratacak bir gerekçe hazırladı. Daire, özgürlük sorumluluğunun gelişigüzel bir sorumluluk olmadığını ifade etti. Düşünce özgürlüğünün kamu düzeni gibi belli durumlarda sınırlandırılmasının evrensel kural olduğu belirtilen gerekçeli kararda, "raporun uzun bir çalışma süresi sonunda hazırlandığı, düşünülerek ve bilinçli olarak yapıldığı, gelen yoğun tepkiler üzerine 3 paragrafı çıkartılıp bazı fadelerin yumuşatıldığı, ancak rapordaki özün korunduğu" vurgulandı. "Lozan Anlaşması uyarınca Türkiye'deki azınlıkların Müslüman olmayan vatandaşlar" olduğu belirtilerek de şöyle denildi: "Raporda, azınlığın etnik, dilsel ve dinsel olmak üzere üç türlü olduğu, Türkiye'de sadece din kıstasının esas alındığından söz edilmiştir. Türkiye'de Müslüman olmayan vatandaşlar dışında azınlık yoktur. Yeni bir azınlık tanımının ve uygulamasının yapılması ve yaratılması, etnik ve kültürel çeşitliliği olan üniter devlet ve milletin bölünmezliğini tehlikeye düşürecek bir sonuca ulaşacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nde sosyal sınıf, etnik köken, ırk, dil, din ve bölge ayrımı yapılmaksızın bütün vatandaşlar yasalar önünde eşittir. 'Millet sözcüğü alt kimlikleri ret anlamına gelir' demek, kamu düzeni ve güvenliği için tehlike yaratır. Etnik ve kültürel çeşitliliği barındıran Türkiye'de bu çeşitliliklerden bir veya birkaçı diğerleri aleyhine öne çıkarılır veya daha fazla değer verilirse, barışçı toplumun bir kesimini diğer kesimi aleyhine veya halkı birbirine karşı kamu düzeni, kamu güvenliği için tehlikeli olabilecek şekilde düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik suçu oluşur."

ALT KİMLİK-ÜST KİMLİK TEHLİKELİ
Raporda alt kimlik-üst kimlik tartışmalarının da yapıldığı anımsatılan kararda, Anayasa'da yer alan "Türk Milleti" deyimindeki "Türk" kelimesinin etnik anlamda kullanılmadığı da kaydedildi. Kararda, "Türk Milleti kavramı ırka, etnik kökene ve dine dayanmamaktadır. Raporda, alt kimlik-üst kimlik ayrımı yapılmak suretiyle eleştiri ve düşünce özgürlüğü sınırları aşılmış, suçlama niteliği taşıyan ve kamuoyuna açıklanan rapor içeriğiyle toplumsal tehlike boyutlarına ulaşılmıştır" denildi. Kararda, söz konusu nedenlerle Oran ve Kaboğlu'nun "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği ifade edildi. Daire üyesi Hamdi Yaver Aktan ise "raporun hiçbir yerinde şiddete tahrik" olmadığı gerekçesiyle karara karşı oy kullandı.
Haberin fotoğrafları