Zombiler ölür zombilik ölmez
ABD ordusunun veya başka bir uluslararası gücün durumu zapturapt altına almak adına yerleştiği, savaş ve sefalet içinde herhangi bir ülke düşünün; 28 Hafta Sonra'daki Britanya, aşağı yukarı böyle bir yer. Yüksek binaların tepesinde keskin nişancılar, helikopterler, sağlık ekipleri, yasak bölgeler ve hem bakıma muhtaç hem de (zombileşmek suretiyle) her an açık düşman yerine konabilecek bir halk. Tabii bir de şartlar zorlaştıkça süratle tırmanan bencillik ve korku var. Kısacası Danny Boyle'un 28 Gün Sonra'sı kurulacak yeni bir hayatın hayaliyle bitmiş olsa da, görüldüğü üzere manzara hâlâ gayet karanlık. Zaten zombi filmlerinde insanlık için tam bir kurtuluş finaline varıldığı pek görülmez; iş az biraz tatlıya bağlanacaksa da, bu olsa olsa kaosun ortasında hayatta kalmaya çalışan üç beş insanın en azından 'bir süreliğine' daha yaşayacağı ve mücadelenin süreceği umuduyla olur. Bir kahramanın son hamlesiyle zafere ulaşılması gibi bir rahatlama da, söz konusu değildir haliyle. 28 Hafta Sonra da bu karamsarlığı benimsemiş durumda. 28 Gün Sonra'da Boyle, öyle bir virüsün yayıldığı bir dünyada güvenliği sağlayalım derken nasıl kolayca faşizanlığa varılabileceğinden dem vurmuş ve geniş çaplı bir aksiyondan çok, kişilerarası ilişkilerin gerilimiyle ilgilenmişti. 28 Hafta Sonra, 'flaş' etkili klasik gerilim numaralarına daha sık başvuruyor, kandan yana bonkör de davranıyor ancak yine de işin tamamen korku tarafına kaymış değil. Zombilerin kolayca ilham verebildiği kara mizaha ise, finali hariç neredeyse hiç bulaşmıyor. Hatta zombileri epey arka plana itmiş durumda; onları anca hızla geçerken görüyoruz ve hiçbiri aklımızda kalmıyor ki, açıkçası yeri gelmişken üç beş enteresan zombi sahnesi hiç fena olmazdı. 28 Hafta Sonra detayları, karakterleri veya sıradışı mizansenleriyle hatırlanacak bir film sayılmaz; daha çok yaşam mücadelesinin bitmediği genel bir karmaşayla akılda kalıyor. Filme, duygusal bir ciddiyet hakim. En azından sık sık havadan yapılan çekimler ve John Murphy'nin hüzünle direnci bir arada çağrıştıran akıcı bir rock sound'undaki müziği, filme böyle bir his katıyor. Geriye kalan anlarda ise aralıksız bir koşturmaca var. Filmi genç bir kız ve çocuk yaştaki erkek kardeşinin macerası olarak izliyoruz. Dolayısıyla aile bağlarından doğan durumlar 28 Hafta Sonra'daki dramanın önemli bir kısmını oluşturuyor. Tablo pek iç açıcı değil. Elde korkak ve hain bir baba (Robert Carlyle) ile kazık yiyen talihsiz bir anne (Catherine McCormack) varken, abla-kardeş birbirlerine ve asker ablalarla abilere güvenmek zorundalar.
28 HAFTA SONRA
( 28 Weeks Later) Yönetmen: Juan Carlos Fresnadillo/ Senaryo: Rowan Joffe, J.C. Fresnadillo, E. L. Lavigne, Jesus Olmo/ Görüntü: Enrique Chediak/ Müzik: John Murphy/ Oyuncular: Mackintosh Muggleton, Imogen Poots, Robert Carlyle, Catherine McCormack, Rose Byrne/ İngiliz - İspanyol ortak yapımı.
Yayın tarihi: 8 Eylül 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/08/ct/haber,F48A83F150AA40A68114AC1D1E0247D9.html
Tüm hakları saklıdır.