kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Ağustos 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Kansere karşı sekiz yıldır verdiği mücadelede eşi Sevinç’in en büyük destekçisi olduğunu söyleyen Kazım Kanat; "Eğer Tanrı onu mükafatlandıracaksa ki ben buna inanıyorum cennete gider" diyor.

Kansere kim gol atıyorsa o benim için kahramandır!

ESRA TÜZÜN
ESRA TÜZÜN
02.08.2007
Birisinin hastalığı yendiği haberini duymanın müthiş bir duygu olduğunu söyleyen kanser savaşçısı Kazım Kanat ardından ekliyor: Onlara helal olsun diyorum. Ecele ve kansere kim çalım atıyorsa benim için star o, kim gol atıyorsa benim için kahraman o!....
Usta gazeteci Kazım Kanat, elinde rakısı kansere teknesinde meydan okuyor. Rakı kadehine aldanmayın; onun için rakı sağlık göstergesi. İçtiği yalnızca birkaç yudum ama manası; sağlık, eğlence, sohbet... Röportajında profesyonel bir kanser hastası olarak önemli tüyolar verdi:

* Siz müdahaleci bir hastasınız; tedavi seçenekleri için doktorunuzla pazarlık yaptığınıza tanık oldum, bu seçimlerin doktorlara bırakılması daha doğru değil mi?
Hasta hakları var. Ben doktoruma güvenirim ama bana uygun tedavi seçeneğine kendim karar veririm. Çünkü herkesin kendi yaşam tarzı var. Bu yüzden hastayken ona göre tedavi yoluna karar vermeli. Hastalığı kabullensem, evden çıkamam yok olurum. Hastalığımı hasta olmamış gibi yaşamaya devam ettim. Kendime hedefler koydum. Hastalığım sırasında kalçam kırılmasına rağmen; iki hafta boyunca, birinde hastaneden birinde evden televizyon programına katıldım. Tekerlekli sandalyede programa gittim ve kimse fark etmedi. Programdan sonra beni görenler şaşırıyordu. Ben gayet rahattım. Çünkü işe gitmekle iyileştiğimi düşündüm. Bütün doktorlarla pazarlık yaparım. TV programlarına, maçlara göre bir tedavi programı yaptım. Hayattan hiç kopmadım. Ameliyat olup, hafta sonuna kadar ayağa kalkmış oluyordum.

* Kanser; hastaların yakınları için de çok zor bir hastalık değil mi?
Elbette hasta yakınları için de çok zor bir dönem. İlk ameliyatımı olduğumda karım hep başucumdaydı; 15 gün hiç uyumadı! 15'inci gün normal konuşurken sessizce koltuğun üzerine uzandı, öylece kalakaldı. Onun sessizce ne geceler ağladığını bilirim. Ama karım Sevinç bir gün yenilgiyi kabul etmedi. Elbette oğlum Mesut'ta da müthiş duygu yaralanmaları oldu. Üniversiteyi bu yüzden iki yıl geç bitirdi. Hastane ziyaretlerinden okula gidemedi. Kardeşim, annem ve bir de kızkardeşim Meserret her ameliyatımda başucumdaydı. Bir gün beni yalnız bırakmadılar. Şu son kalçamı kırdığımda yoktu; kadere bakın ki kocası kanser oldu! Şimdi bir dakika başından ayrılamıyor. Bu benim genetik çevrem. Ama bir de dost çevrem var ki hala hatırladıkça duygulanırım.

İYİ DOKTOR KENDİNİ SEÇTİRİR
* Sizce bir kanser hastası doktorunu nasıl seçmeli?
Bu bir hasta hakkı ama sekiz yıllık profesyonel hasta olarak şunu öğrendim ki; iyi doktor zaten kendini seçtirir. Doktorlarım Prof. Dr. Ali Emre ve Prof. Dr. Şükrü Dilege'ye tıp adamı olarak hayranım ama Op. Dr. Şenol Carıllı'ya hem insan hem tıp adamı olarak daha çok hayranım. Onlar bana 'denizin üzerinde yürü' deseler yürürüm, 'ateş yakmaz üzerinde koş' deseler koşarım. Doktora güven tedavide çok önemli.

* İyileşen kanser hastalarını görünce neler hissediyorsunuz?
Birisinin hastalığı yendiği haberi müthiş bir şey; damdan düşenin halinden damdan düşen anlar misali çok merak ediyorum. Ama 'nasıl yaptın ben de aynısını yapayım' mantığıyla değil. Gururlanıyorum onlar için, 'helal olsun' diyorum... Futbol deyimiyle; ecele ve ölüme kim çalım atıyorsa benim için en iyi star o, kim gol atıyorsa benim için kahraman o!..
Haberin fotoğrafları