Seçimler sonrasında yeni bir hükümet ülkeyi 5 yıl boyunca yönetecek. Her vatandaş gibi benim de yeni hükümetten talep ve beklentilerim var. Ben bir televizyon yazarıyım. Ancak her sabah yazımı yazmak üzere bilgisayarımın başına oturduğumda "yasadışı bir iş yapıyormuşum" hissine kapılıyorum. Zira benim hakkında yazı yazdığım televizyonlar "yasal" değil!.. Evet, yanlış okumadınız. TRT dışındaki televizyon kanalları kanun önünde şu anda "yasadışı" bir faaliyet içindeler. Çünkü frekans tahsisleri yapılmadığı için ellerinde resmi yayın yetki belgeleri yok. Geçici yayın belgeleri ise uluslararası platformda kabul görmüyor. Yabancı yatırımcı, frekans tahsisi ve yayın yetki belgesi olmayan bir Türk kanalıyla ortaklık için masaya oturduğunda büyük bir şok yaşıyor. "Parada anlaştık mı, anlaştık. Peki gösterin bakalım yayın yetki belgenizi?" Bizim taraf mahcup: "Ee, şey, biz imzalayalım da sonra şeyederiz o belgeyi..." Adamlar haklı olarak masadan kalkıyorlar tabii... Demem o ki, ben burada haybeye kalem sallayıp, duruyorum. Devlet arazisi üzerine kaçak yapılmış gecekonduları savunur gibiyim. Bir belediye kafaya takıp, gelse, kaçak kanalların kapısına mühür bile vurabilir. O derece yani... Bu durumda bir televizyon yazarı olarak haktan, hukuktan, etikten, ilkeli yayıncılıktan nasıl söz edebilirim ki? İtiraf ediyorum: Ben de bu yasadışı suça yardım ve yataklık ediyorum! Yeni hükümetten ricam, beni bu "suç ortaklığından" bir an önce kurtarmaları... Artık, frekans tahsisi olan, elinde yasal yetki belgesi bulunan "gerçek" televizyon kanallarını yazmak istiyorum.
Bugünkü Tüm Yazıları
Kendimi ihbar ediyorum: Suç ortağıyım!
Yayın tarihi: 4 Ağustos 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/04/gny/haber,471BD4AC4A634E9B98B91AA39DE77348.html
Tüm hakları saklıdır.