kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Temmuz 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

İçkale turizmin sayılı merkezlerinden biri olacak

AA
12.07.2007
Tarihi Diyarbakır surlarının çekirdek kısmını oluşturan, 33 medeniyete ev sahipliği yapmış ve her dönemde yönetim merkezi olmuş İçkale'deki yapılar, tarihin derinliklerinden süzülerek gün ışığına çıkıyor. 2009'da tamamlanması öngörülen ''İçkale Kültür ve Turizm merkezi Projesi'' kapsamında uluslararası kriterlere uygun yapılacak arkeoloji müzesinde yaklaşık 20 bin eser sergilenecek..
Yüzyıllar boyunca Hurri Mitanniler, Asurlar, Urartular, Medler, Romalılar, Sasaniler, Artuklular ve Akkoyunlular gibi 33 medeniyete ev sahipliği yapmış Diyarbakır'ın dünyaca tanınan surlarının çekirdek kısmını oluşturan bölümdeki yapıların bugünle buluşması için sürdürülen ''İçkale Kültür ve Turizm Merkezi Projesi'' aralıksız sürüyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Songül Göksu, yaptığı açıklamada İçkale'nin kültür ve turizm merkezi olarak düzenlendiğini belirterek bu tarihi mekanın Topkapı Sarayı özelliğini taşıyan bir mekan olduğunu, çünkü değişik dönemlere ait bir çok yapıyı barındırdığını söyledi.

İçkale'nin her dönemde yönetim merkezi olduğunu, şehrin buradan yönetildiğini belirten Göksu, İçkale'nin MS 3. yüzyıla ait Saint George Kilisesi, Artuklu Hanı, Cumhuriyet ve Osmanlı dönemi ile Diyarbakır sivil mimari örneğini yansıtan yapılardan oluştuğunu anımsattı. Göksu, 2000 yılında bu alanın projelendirildiğini, 2005 yılında da ''İçkale Kültür ve Turizm Merkezi Projesi'' olarak yapımına başlandığını hatırlatarak, bu alanda yapıların orijinal haline getirildiğini ve tüm eklentilerin söküldüğünü anlattı.

Çalışmalarda yaklaşık 2 bin kamyon hafriyat boşaltıldığını, tüm yapıların çatılarının onarıldığını ve Meryemi Zal Kilisesi müştemilatının restore edilerek, İl Kültür Müdürlüğü binası olarak yaşayan bir mekan haline getirildiğini belirten Göksu, böylece ilk yapının gün ışığına çıkarıldığını söyledi.

Göksu, bu sürede sanat galerisi olarak işlevlendirilen kilisenin orijinal yapısı bozulmadan konservasyon (koruyucu) ağırlıklı restorasyonuna başlandığını, bir dönem cezaevi olarak kullanılan yapının bin kişilik kongre ve kültür merkezi, Diyarbakır'ın mimari yapı özelliğini gösteren 6 yapının da arkeoloji müzesine dönüştürülmesi için restorasyonların sürdürüldüğünü kaydetti.

BİLİM HEYETİ KURULDU

İçkale projesinde bir çok ilkin gerçekleştiğini, bunun yerelden çıkan bir proje olduğunu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın en büyük projelerinden biri haline geldiğini dile getiren Göksu, şunları söyledi:

''Yerelin düşüncesi de esas alınarak çalışmalar sürdürülüyor. Proje için aralarında İstanbul ve Ankara üniversitelerinin bulunduğu ve müzecilik alanında deneyimli akademisyenlerden oluşan bir bilim heyeti oluşturduk. Bu heyette tasarımcılar da yer alıyor. Amacımız uluslararası boyutta olacak arkeoloji müzesinde tanzim ve teşhirin en uygun nasıl yapılacağını bilim adamları eşliğinde yapmak. Eserler nasıl taşınacak, nasıl korunacak bunun envanter çalışması devam ediyor. Şu an müzemizde ve depolarda 20 binden fazla eser var. Bunların hepsi tek tek gözden geçirilecek. Konservasyonu, bakımı yapılacak. Bu eserlerin hiç bir zarar görmeden taşınması, ambalajlanması gibi en ince detayına kadar bilim heyeti tarafından çıkarılıyor, planlanıyor ve projelendiriliyor. Hedefimiz müzeyi uluslararası sergilere açmaktır. Dünyanın bir çok yerindeki eserleri burada da sergilemek istiyoruz.''

''ESERLERİN ANCAK ÜÇTE BİRİ SERGİLENİYOR''

Göksu, arkeoloji müzesinin depolarının bile teşhire dönük olacağını, bir çok eserin depolarda kaldığını ve bunların teşhir edilemediğini ifade ederek, teşhir edilmeyecek hiç bir eserin kalmayacağını kaydetti. ''Şu an müzedeki eserlerin ancak üçte biri sergileniyor'' diyen Göksu, şunları kaydetti:

''Antik dönem ve milat öncesine ait bir çok eser depolarda duruyor. Örneğin MÖ 2 bin dönemine ait Mittani mührü depodadır. İnsanlar bir çok yerlerde mağaralarda yaşarken, burada yerleşik düzene geçmişler. Bu kültüre ait bir çok eser var. Ayrıca Avrupa'da çok iyi bilinen Asur medeniyetine ait çok eserimiz var. Bismil çevresinde ve Hasankeyf kurtarma kazılarındaki 9 höyükte çalışmalar sürdürülüyor. Hala çok önemli tarihe ışık tutacak eserler ve buluntular geliyor. Çalışmalardan sonra bunlarda teşhire alınacak. İnsanlar burada insanlık tarihini izleme şansını bulacaklar. Ayrıca inanç turizmi açısından insanların ciddi anlamda ilgisini çekebilecek ve dünyada sadece 5 tane bulunan el yazması Tevrat'lardan bir tanesi şu an bizim depolarımızda. İçkale'de bu eserlerin büyük bir çoğunluğu teşhire açılacak ve eserlerin bir çoğunun dünyada eşi yok.''

Göksu, proje için bugüne kadar yaklaşık 3,5 milyon YTL harcandığını, 2007 yılı için de 450 bin YTL ödenek geldiğini belirterek, projenin 2009'da tamamlanarak turizme açılmasının hedeflendiğini söyledi.

ATATÜRK DİREKTİF VERMİŞTİ

Büyük Önder Atatürk, buradaki gezisinin ardından 16 Kasım 1937'de surların korunarak gelecek nesillere aktarılmasıyla ilgili yöneticilere şu direktifi vermişti: ''Diyarbakır'ın tarihi kalesinin orta yerinde büyük bir meydan açılacak ve kaleyi iç ve dış taraftan bir tur yolu çevreleyecektir. Bu meydan aynı zamanda bir park halinde ağaçlandırılacaktır. Burada kale duvarları boyunca uzayan yola muhtelif istikametlerden caddeler açılacak, arasında bölünecek olan kısımlar bugünkü Diyarbakır'ın ana hususiyetlerini üstünde taşıyan avlulu, havuzlu ve bahçeli evlerle donatılacaktır. Yeni Diyarbakır kurulur ve eski Diyarbakır da imar ve tezyin edilirken, tarihi değeri haiz tek bir eser hırpalanmayacak ve en iyi surette muhafaza edilecektir.''

İÇKALE

Diyarbakır surlarının kuzeydoğu köşesinde yer alan İçkale'nin tarihi muhtemelen ilk yerleşim halkı olan Hurri Mittaniler dönemine kadar uzanıyor. Romalılarca şimdiki şehir surlarının yapılmasıyla özel bir önem kazanan İçkale'yi saran ve şimdiki Artuklu Kemeri'nden geçen ilk surlar daha sonra yıkılmış, Kanuni Sultan Süleyman 16 burç ve 2 yeni kapı ekleterek İçkale'yi genişletmiş.