'La Havle' deme sırası bende

Türkiye'nin tek eşcinsel dergisi Kaos GL, bahar sayısında erkekliğin kitabını yeniden yazıyor. Futboldan sinemaya, TV dizilerinden reklamlara pek çok alanda erkekliğin nasıl kurulduğunu sorgulayan dergide sanatçı Adnan Yıldız'ın Kaos GL'ye özel tasarladığı çalışması da yer alıyor. Yıldız'ın 'Bıyık İçinde Bıyık, Kopenhag-2007' adlı işin notlarından alıntılanarak kurguladığı metin, Türkiye'deki bıyık kültürü üzerinden erkekliği sorguluyor. Pek hoşuma gitti doğrusu... Duyduğuma göre bu metnin Danca versiyonu eş zamanlı olarak Kopenhag TV'de, Kopenhag şehir gazatesinde ve DR (p2) radyosunda yayınlanacakmış. Nihayet Sakıp Sabancı'nın ölümüyle ara verilen proje bitmiş. Ünlülerin heykeltıraşı Creegeen, Sabancı Ailesi'nin altı erkek çocuğuyla aile büyüklerinin büstlerini iki hafta önce tamamlamış. Sekiz bronz büst, Emirgan'daki Sabancı Müzesi'nin bahçesine yerleştirilmiş. Creegeen'in büstünü yaptığı ünlüler arasında Kraliçe Elizabeth, Papa II. Jean Paul, Rahibe Teresa, Nelson Mandela, Mihail Gorbaçov, Galler Prensi, Margaret Thatcher ve Prens Charles da bulunuyor. Birkaç haftadır Hale Tenger'in 'La Havle' sergisindeki bir eserin, İlya Kabakov ve eşinin bir yerleştirmesiyle olan benzerliği tartışılıyordu. Hale Tenger, sergisi hakkında ortaya atılan asılsız iddialara ilk kez Halil Altındere'nin editörlüğünü yaptığı art-ist dergisinin haziran sayısında Erden Kosova'ya konuşmuş. Bakınız, bu herkesi nedense pek ilgilendiren benzerlikle ilgili neler demiş: "İki eser arasında gerek konsept, gerekse kurgu ve estetik çözümleme açısından herhangi bir ortaklık olmadığı ortada. İster ayak-bacak, ister herhangi bir uzvun/objenin büyütülmesi sanat tarihinde yüzyıllardır uygulanan bir tekniktir." Hale Tenger'den bir yanıt gelmesi yüreğime su serpti. Çünkü sessizliği yanlış anlamalara yol açıyordu. Lakin "La Havle," deme sırası bende. Zeki Faik İzer'in İnkılap Yolunda'sının Delacroix'nın Devrime Öncülük Eden Özgürlük adlı tablosundan yaptığı intihalin Hilmi Ziya Ülken tarafından ortaya çıkarılışından bu yana, 65 yıl geçmiş. Ama zihniyet değişmemiş. Meğer ne kadar çok adı saklı Hilmi Ziya Ülken varmış aramızda... La Havle doğrusu...