Çukurova'nın bir parçası olmaktan gurur duyuyorum

İşte bu isimler arasında olan en genç sanatçılardan biri de Levent Üzümcü. Projede iki öyküyü seslendirmiş. Biri Adalet Ağaoğlu'nun 'Karanfilsiz'i diğeri Mehmet Güreli'nin 'Alope'nin Odası'. Üzümcü'nün projeyle ilgili bize anlattıkları şöyle:
* Bizler radyo tiyatrosunun son jenerasyonuyuz. İnsanın sesinin sınırlarını bulabilmesi, öyküye sesini adapte edebilmesi, öyküyü sadece ve sadece ruhu ve sesiyle aktarıyor olabilmesi çok özel. Oyunculuğun da başka bir dalı bu.
* Çok özen gösterdim bu çalışmaya. Türkiye'nin çok saygın, çok seçkin isimleriyle aynı listede olmaktan çok mutluyum. Çünkü Türkiye'nin en hakim seslerinden yapılmış bir proje bu...
* Metinler çok önceden gönderildi. Olayın bütününde anlatılmak istenen ana fikri kendimce bulup orayı daha iyi tonlamaya çalışarak, konuyu anlamazsam anlatamayacağımı bilerek çalıştım. Hikayeye ben vakıf olmazsam insanlara nasıl bir hikaye anlatabilecektim ki...
* Herkes bir seslendirme kaşesi kadar ücret aldı ama inanın hiçbirimiz bu ücreti almak için girmedik stüdyoya.
* Asıl mutluluk şu; Türkiye'de çok önemli yazarlarımız var, evrenseli çok yerelden yakalamaya çalışıyorlar, ki bu bence çok doğru. Bakın bir gazeteci Yaşar Kemal'e demiş ki; "Öyküleriniz hep Çukurova'da geçiyor, neden?" Kemal de onu şöyle cevaplamış: "Anton Çehov da, Shakespeare de, Arthur Miller da Çukurova'yı yazdılar aslında..." Yani bizler, hepimiz Çukurova'yı anlatıyoruz, ben de o Çukurova'nın bir parçası olmaktan gurur duyuyorum!