kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Haziran 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Kompleksli değiliz, birlikte sahnedeyiz

ASLI ÖRNEK GÜNAYDIN
Türk Halk Müziği'nin usta sesi Sabahat Akkiraz İle Emrah, 'Kınalı Kar' parçasını 19 Haziran'da İstanbul Arena'da birlikte seslendirecek. İkili, "Kompleksli değiliz, biraraya geldik. Bu bizim için uzun bir aradan sonraki ilk buluşma olacak" diyor..
Açıldığı günden bu yana dünyaca ünlü sanatçıları ağırlayan İstanbul Arena'nın, ilk Türkçe konseri 19 Haziran'da Emrah ve Sabahat Akkiraz'la başlayacak. Bu yüzden şu sıralar mekanda hummalı çalışmalar yapılıyor, provalar son hızıyla devam ediyor. Röportaj için gittiğimizde sahnede Sabahat Akkiraz'ı buluyoruz. Geçtiğimiz yaza Orient Expressions'la yaptığı 'Külliyat' albümüyle damga vuran Akkiraz, arkasındaki 20 kişilik orkestrayla ortalığı kasıp kavuruyor. İstanbul Arena'nın görevlileri de kendilerini kaptırmış olacak ki, Arena'nın koltuklarına oturmuş, onun parçalarıyla eğleniyor. Her zamanki gülen yüzüyle karşımıza çıkan Sabahat Hanım, bir yandan kardeşi Kemal Bey'i, bir yandan da Emrah'ı güneşte fazla kalmamaları için uyarırken röportajımız başlıyor.

* 'Kınalı Kar' dizisinden önce tanışıyor muydunuz?
Emrah:
Tabii tanışıyorduk. Ama onunla gerçek anlamdaki tanışmamız 'Kınalı Kar' dizisinin çekimlerinin başladığı dönemde oldu. İyi ki tanışmışız çünkü o çok özel bir insan. Benim bestelediğim bir şarkıyı onun yorumlamış olması ve bunu kabul etmesi benim için ayrı bir onur oldu.

SANATÇILAR KAPRİSLİ DEĞİL!
* Dışarıdan bakıldığı zaman ünlüler kaprisli ve sorunlu görünür. Peki tanışmadan önce Emrah Bey için siz ne düşünüyordunuz?
Sabahat Akkiraz:
Ben o tarafını bilemiyorum. Ama hep sanatçıları özel bulmuş, özel hayatlarının da kendilerine ait olduğunu düşünmüşümdür. Zaman zaman belki sıkıntıları vardır ama sanatçıların kaprisli olduğunu düşünmüyorum.
Emrah: Ben Sabahat Hanım'ı tam umduğum gibi buldum. Gerçekten kendine has bir insan, müziği çok seviyor. Elbette ki, onun ve benim biraraya geliş nedenimiz dostluğumuz. Şimdi o dostlukla beraber sahneye çıkıyoruz. O da benimle çalışmaya başlamadan, benim nasıl biri olduğumu bilemezdi. Ancak dostluğumuz pekişti. Bu proje iki müzisyen insanın biraraya gelişi diye düşünülebilir.

* 'Kınalı Kar' dizisi biteli 3 yıl oldu. Ancak hayranlarınız sizin 'Kınalı Kar' düetinizi uzun zamandır bekliyor. Bu zaman zarfında hiç görüşüp ortak bir proje yapmak istemediniz mi?
Emrah:
Aslını isterseniz çok az görüşebildik. İkimizin de farklı farklı projeleri vardı. Ama buluşmayı da çok istedik. Bu projeyi biz bir 'buluşma' olarak niteliyoruz. Bizimkisi aslında uzun süredir görmediğiniz bir dostla vakit geçirmek gibi...
S. A.: Sanatçıların dostluklarını görmek için de ideal bir proje.
Emrah: Evet. Ayrıca farklı bir kompozisyon da ortaya çıkıyor. Düşünsenize ben Sabahat Hanım'la beraber sahnedeyim. Bu tip projeler profesyonel insanlara çok yakışıyor.

PROJE CENK EREN'DEN ÇIKTI
* Proje nasıl ortaya çıktı? İstanbul Arena'ya siz mi teklif götürdünüz?
Emrah:
Aslında tamamen tesadüf... Uzun zamandır Sabahat Hanım'ın bir bestemi yorumlamasını istiyordum. Bu onun okuyabileceği iyi bir beste olmalıydı ama öyle bir beste bulamamıştım. 2-3 yıl konuştuk. Derken, İstanbul Arena yapılırken Ahmet San'la karşılaştım. Bana İstanbul Arena'yı göstererek, "Konserler burada olacak" dedi. Konuşma sırasında Cenk Eren geldi ve dizilerden konu açılınca, "Kınalı Kar'da Sabahat Hanım sizin bir bestenizi okumuştu. O günden bugüne hiç biraraya gelmediniz. Böyle bir konser olabilir mi?" dedi. O da ben de olabilir dedik. Yani; fikir Cenk Eren'in... Bir de şunu söyleyeyim; bu tip projelerde kompleksli olmamak lazım. Eğer kompleksliyseniz bu tip projelerde zor yer alırsınız, hayatı zorlaştırmaya gerek yok!

* Kimin adının kimden önce yazacağına takılmıyorsunuz yani...
Emrah:
Tabii ki. Ne Sabahat Hanım'ın ne de benim öyle bir durumumuz olamaz. Bu özgüvenle ilgili. Yoksa biraraya gelirsiniz, 'benim durumum ne olacak ben ne zaman söyleyeceğim' diye beklersiniz. Biz gerçekten o programda keyif almak istiyoruz.