Paris'te bir şeyler oluyor

Tüm kozmopolit metropollerde olduğu gibi Parisliler de git gide etnik ve canlı mahallelerde yaşamayı tercih ediyor. 20 değişik bölgeden oluşan Paris'te bundan 10 sene öncesine kadar Passy, Neuilly, Etoile, Champ de Mars gibi yerlerde oturmak bir ayrıcalıktı. Ancak her geçen gün zorlaşan hayat şartları karşısında, Parisliler de daha rahat edebilecekleri mahalleleri tercih etmeye başladı. Şık caddeler ve Hauffman tarzı mimariye sahip binalar artık cazibesini kaybediyor. Bu mahallelerde yaşam çok kısıtlı. Saat 19.00'dan sonra neredeyse hayat bitiyor. Tüm mağazalar ve marketler kepenklerini tam o saatte indiriyor. Restoran ve barlar da aynı şekilde 23.00'ten sonra hizmet etmiyor. Ve koşuşturmakla geçen hayatlarını renklendirmek isteyen Parisliler, eskiden revaçta olmayan mahallelere taşınarak, yeni bir yaşam stiline yöneliyor. Pigalle bu mahallelerin başında yer alıyor. İsmi seks shop'larla özdeşleşen Pigalle, neredeyse 24 saat boyunca yaşayan bir mahalle. Bir tarafında Montmartre ve ünlü Sacre Coeur Kilisesi, diğer tarafında seks shop'ların yer aldığı büyük bulvarlarıyla Pigalle, kuşkusuz kontrastlarla dolu bir mahalle. Buranın bir başka özelliği de çok sayıda tiyatronun bulunması. Tüm bu zıtlıklar mahalle sakinlerinin hayatlarına renk katıyor. Karısı ve iki küçük kızıyla mahallede yaşayan genç bankacı Patrick Lemaire, buraya taşınma nedenlerini şöyle anlatıyor: "Pigalle'e taşınmadan önce Paris'e özgü bir mahallede yaşıyorduk. Akşam bir paket sigara almak için başka mahallelere gitmek zorundaydık. Her şey ruhsuz ve ölüydü. Burada hayat o kadar canlı ki, her dakika bir şeyler oluyor ve siz de kaçırmak istemiyorsunuz. Mahallede yaşayan yabancılar ise burayı renklendiriyor. Bakkallar geç saate kadar açık ve eve servis bile yapıyor. Tiyatro çıkışında ise bir şeyler yemek için dünya mutfaklarının çeşitliliği karşısında zorlanıyorsunuz. Seks shop'lara ise alıştık." Evet o kadar alışmışlar ki evleri bir tanesinin tam üstünde! Ünlü modacı Jean Paul Gaultier de bu mahalleye gönlünü kaptıranlardan.

BİR SAATLİĞİNE OTEL ODASI
Mahallenin yeniliklerinden en ilgi çekeni ise Hotel Amour. Mayıs ayında hizmete giren otelin en büyük özelliği, odaların saat üzerinden kiralanabilir olması. Ancak aklınız Fransız filmlerindeki fahişelerin kullandığı otellere gitmesin. Burası tam tersine modern görünümlü bir yer ve bence en büyük özelliği de otel gibi olmaması. Dış cephesindeki pembe tabelası dışında, otel olduğu anlaşılmıyor. Girişte sizi bekleyen 'consierge' yok. İçeride, tüm masaların dolu olduğu büyük bir kaferestoran ile karşılaşıyorsunuz. Resepsiyon ise bir köşede ve küçücük. Her şey müşterilerin huzurunu bozmamak için düşünülmüş. Paris gece hayatının ünlü isimleri Thierry Costes (Hotel Costes'un da sahibi), Emmanuel Delavenne ve Andre'nin ortak projesi olan otelde, sadece 20 oda var. Her biri değişik tarzda dekore edilmiş odaların duvarlarında ünlü sanatçı Terry Richardson'un fotoğrafları bulunuyor. Yerler vintage yün halılarla, duvarlar siyah lake boyayla kaplı. Otelin restoranı ise kuşkusuz Paris'in en gözde mekânlarından biri olma yolunda. Mönüsü tam Parizien: Zeytinyağlı sardalya, sığır bifteği, kemikli jambon, kızarmış tavuk, en gözde yemekleri. 100 metrekarelik terası ise yaz ayları için ideal. Kalmak için gitmeseniz bile, bir şeyler yemek için uğrayabilirsiniz.
Hotel Amour: Oda fiyatları 90 ile 150 avro arasında değişiyor.
Tel: 01 48 78 31 80