"Su, toplumların çoğunda kadının geleneksel sorumluluk alanındadır. Yani, eve su temin etmek, depolamak, çocuklara bakmak, aile için yemek yapmak, tüm mutfak ve ev işleri, temizlik, evde hijyeni sağlamak gibi sorumluluklar... Tüm bunlar bir kadın için tam gün alan işlerdir. Dünyanın bazı yerlerinde bir kadın günde beş saatini su ve yakacak odun bulmak için, dört beş saatini de yemek yapmak için sarf eder. Fakir ülkelerde kadının evine yakın bir yerden su taşımasını sağlamak yüklerini büyük ölçüde hafifletir. Müslüman ülkelerde kadının abdest alma gereksinimini ve susuz evlerde bunun getirdiği psikolojik baskıyı da düşünün. Dünya nüfusunun çok büyük çoğunluğunu oluşturan fakir ve gelişmekte olan ülkelerde, kadına evinde su ve elektrik temin etmek, sorunların büyük kısmını çözmek anlamındadır. Dünyanın pek çok önemli ve karmaşık sorunu var gibi görünüyor, ama temeldeki en önemli basit sorun kadına evinde temiz kullanma ve içme suyuyla elektrik temin etmek. Böylece kadının yükü büyük ölçüde hafifletilmiş olacağından, ekonomik faaliyetlere katkısı, başka işlerde çalışması, çocuklarına daha fazla vakit ayırması sağlanabilir. Kız çocukları da bu işleri yapmak yerine okula gidebilir. Eğitim özellikle kız çocuklarının eğitimi tüm toplumların en önemli meselesi. Aslında kız çocuklarının gelişmekte olan ülkelerde belli yaşa gelince okula gidememelerinin en önemli nedeni, sadece yoksulluk ya da babalarının baskısı değil, okullarında su ve özel dönemlerinde kullanabilecekleri tuvalet ve hijyen sağlanamaması. Yani dünyayı düzeltmeye tekrar buradan başlamak gerekiyor."
Yayın tarihi: 6 Mayıs 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/12/pz/haber,9D09D2B708E44AE4A8C963B88CD9E27E.html
Tüm hakları saklıdır.