Trajik mahalle manzaraları
İstanbul'un emlak değerleri gün geçtikçe yükseliyor. Karayolları arazisi için metrekare başına 8 bin 300 dolar düzeyinde oluşan ihale bedelinden sonra İETT garajı için bu rakamın 18 bin dolara kadar gelmesi, bu yükselişin daha da devam edeceğine işaret ediyor. Bu kadarını hayal edemediğimiz eski zamanlarda, "Nasıl olur da arsa ve yapı değerlerini arttırırız ve kentleri bu yolla iyileştiririz" diye sorardık kendimize. Çünkü o zamanlarda büyük kentlerin birçok mahallesi bu kadar para etmiyordu. Sağlıksız yapıları sağlıklı yapılar ve kentsel çevrelere dönüştürmek için epey yaratıcı çözümler araştırmak gerekiyordu. Şimdilerde İstanbul'a ilgi epey arttı. Sayın Başbakan bundan hükümete pay çıkarıp, "Sağladığımız ekonomik istikrarın sonucunda arazi fiyatları yükseliyor" dese de, durumu bu kadar kolay açıklamak mümkün değil. Çünkü arazi fiyatlarının artmasında pek çok faktör rol oynuyor. Bunların başında da arazinin kent içindeki konumu geliyor. Muhtar kayıtlarından çıkan 20 milyon nüfusun gösterdiği aşırı nüfus artışını da buna eklemek gerekiyor. Kent merkezine, çalışma alanlarına, ulaşım ağına, altyapı olanaklarına yakınlığı ve talep artışı, arazinin ve üstündeki yapıların piyasa değerlerini baştan sona değiştiriyor. İstanbul'da, kent merkezi ve yakın çevresinden başlayarak dışa doğru azalan bir ivmeyle arazi değerlerinin yükselişini sürdürmesi, yatırım gözüyle bakıldığında hayli olumlu bir gösterge. Çünkü İstanbul'un taşı toprağı altın mertebesinde para ediyor. Bu gelişmeye bir de başka bir gözle bakınca, durum tümüyle farklı bir mecraya kayabiliyor. Geçtiğimiz günlerde Şehir Plancıları Odası'nın yöneticileriyle birlikte İstanbul Maltepe'nin eski mahallelerinden Başıbüyük'teydik. Yakınlardaki sanayi tesislerinin etkisiyle 1960'lı yıllarda plansız oluşan mahallede uzun yıllar fazla dikkat çeken bir gelişme olmadığı halde, şimdilerde mahallede oturanları tarifi zor bir endişe almış. Mahallelileri biraz dinleyince anladık ki, TOKİ, Büyükşehir ve Maltepe belediyeleri bir protokol yapıp, mahallede geniş kapsamlı bir kentsel dönüşüm çalışması için düğmeye basmışlar. İlk bakışta, "Ne var bunda endişelenecek, mahalle daha düzenli ve sağlıklı bir çevreye kavuşacak" diye düşünülebilir. Ama mahalleliler diken üstünde, hepsinin ayrı bir hikayesi var. Ortak olarak anlattıklarıysa, mahallenin artık çok para ettiği ve TOKİ'yle belediyelerin onları evsiz bırakacağı... Çünkü çok düşük gelir olanaklarıyla geçinmeye çalışan bu insanların TOKİ tarafından yapılacak yeni yapılardan konut almaları, bu amaçla borçlanmaları neredeyse imkansız. Onlarca yıldır biriktirdikleriyle kendi başlarının çaresine bakıp evlerini yapan bu insanlara, "Evlerinize karşılık size 15 bin yeni lira veriyorum, üstünü borçlanıp yeni konutlardan alın" demek gerçekçi değil. Çünkü borçlanacakları tutar, 35-40 bin yeni lira düzeylerinde. Mahallede oturanların aylık gelirleri 600-700 yeni liradan daha fazla değil. Mahallelilerden biri bu durumu şöyle anlatıyor: "TOKİ'nin yeni evlerinden biri için borçlanırsam ailemi ayda 300 lirayla geçindirmek zorunda kalırım, ki bu çocuklarımı okutamayacağım anlamına geliyor. Ben bu sebeple okumayıp çalışmak zorunda kalmıştım. Ailemin geleceğini düşünmek zorundayım." Mahalledeki belediye arsası üzerinde yaptırılacak 210 konut için TOKİ bugün ihale yapıyor. Mahalleliler, bu konutların yapımından sonra kendi evlerinin yıkılacağını düşünüyorlar. TOKİ ve belediyeler, bu konutların ihalesini yapmadan önce mahallede oturanların imar planına yaptıkları itirazları değerlendirmeliydiler. Manzara gerçekten trajik...
Yayın tarihi: 19 Nisan 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/19/em/haber,8F10822C7E364333BCD4453A41C627DF.html
Tüm hakları saklıdır.