SMS: AY yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder
Yüksek faize selam büyümeye devam
Dün açıklanan büyüme rakamları çoğunlukla olduğu gibi, sürpriz yaptı. Piyasa beklentilerinin oldukça üzerinde bir gerçekleşme oldu. Yüzde 6.1 artan gayrisafi yurtiçin hasıla 400 milyar dolara vardı. Üst üste beşinci büyüme yılını geride bıraktık. Altıncısından devam ediyoruz. Ama dünkü verilerin başka yönleri de önemliydi. Özellikle kriz sonrası faizlerin ilk kez yükselmesi karşısında büyümenin sağlanması açısından.
- Yaygınrevizyon - Konuyla ilgili şu saptamalar yapılabilir: - Geçen yıl olduğu gibi, bu yılki rakamlarda da açıklanması gereken noktalar var. Daha büyük ve yaygın revizyonlar söz konusu. Sanayiden tarıma kadar. Hatta tarım sektöründe son çeyrek büyümesi yüzde 9.7 ile 2003'ten bu yana en yüksek düzeyine çıkmış. Yani zeytin bol ve buna bağlı olarak fiyatlarının en azından artmaması beklenir. Bu revizyonların tümü de yukarı yönde ve yılın ilk üç çeyreğinin tümünü kapsıyor. Geçen yılda revizyonlar yukarı yönde yapılmıştı. - Üretim rakamlarıyla katma değer rakamları arasında yine ciddi farklar mevcut. Sanayide yüzde 5.8'lik üretim artışına karşılık yüzde 7.4'lük bir katma değer artışı yaratılmış. Eğer üretim büyümesi ile katma değer büyümesi arasında bu kadar fark varsa ya üretim içinde sayılmayan küçük ölçekli, kırsal kesim sanayi daha hızlı büyüyor ya da kârlılık daha hızlı artıyor. Ancak geçen yılki bilançolar orta ve büyük ölçekli sanayide böyle bir kâr artışına işaret etmedi. Rakamlar arasında bir uyumsuzluk var. Sanayideki büyümenin yüzde 6.1'lik büyümeye katkısı ise yüzde 2.2. Yani üçte birlik büyüme sanayiden gelmiş. - Tarım dışında büyümeyi yüzde 8.5 ile ihracat, yüzde 9.6'lık artışla devletin nihai tüketim harcamalarındaki artış desteklemiş. Sabit sermaye yatırımlarındaki yüksek oranlı büyüme azalarak da olsa sürüyor. 2006'daki artış yüzde 14. Özel sektörün yatırımlarındaki büyüme yüzde 17.4. Nitekim dün Devlet Bakanı AliBabacan düzenlediği basın toplantısında özel sektörün 2006 yılındaki yatırım tutarının 66.9 milyar dolarla en yüksek düzeyine ulaştığını söyledi. Artırılan faiz oranlarının etkisi, özel nihai tüketimin üçüncü çeyrekte yüzde 2.3 ve dördüncü çeyrekte yüzde 0.1 artmasıyla ortaya çıkmış. İlk yarıdaki artışın etkisiyle yılı yüzde 5.2 ortalamayla bitirmiş özel nihai tüketim. Sonuçta kamu tüketimi, özel yatırım ve ihracatla yüzde 6.1 büyüme yakalanmış. - Büyümeyle 400 milyar dolara gelen milli gelir ekim ayındaki program tahmininde yer alan 390.4 milyar doları 10 milyar dolar aştı. Bu aynı zamanda 30.3 milyar dolarlık cari açığın milli gelire oranını yüzde 7.9'a düşürdü. - Milli gelirin beklenenden yüksek çıkması aynı zamanda kamu borç rasyolarını iyileştirici etki yaptı. Devlet Bakanı Ali Babacan'ın açıkladığı net kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 44.8'e indi. Bu veri de ekim ayında yüzde 48.2 olması öngörülen düzeyin oldukça altında ve 2005'in 10 puan gerisinde. Babacan'ın açıklamasında ilk kez AB tanımlı borç sotukunun gayri safi milli hasılaya oranı da yer aldı. Bu oran yüzde 60.7 ile AB kriteri olan yüzde 60'a gerilemiş oldu. Net kamu borcunun milli gelire oranı 2001'de yüzde 90.4'e ulaşmıştı. 5 yıl sonra bu rakam tam olarak yarı yarıya indi. - Dünkü veriler faiz artışıyla özel tüketimi kısarak da büyümenin sağlanabileceğini göstermesi açısından ilginçti. 2001 krizi sonrasında bu ilk kez gerçekleşiyor. Enflasyon düşerken yüksek büyümenin pekala gerçekleşebileceğini, bütçe disiplini korunurken de ekonominin büyüyebileceğini, kamu kesiminin katkısı olmadan özel sektör eliyle milli gelirin artabileceğini test etmiştik.
- Dışarısınınetkisi - Üst üste beşinci yıl yüksek büyümeye ulaşmamızda siyasi ve ekonomik stabilite yanında AB ile müzakerelerin başlaması da etkili. Ama bu dönemde küresel piyasaların likiditeye boğulması ve gelişmekte olan ülkelerin yüksek büyüme hızlarına ulaşmaları belki de en büyük faktör. Bunun da yardımıyla yurtiçi tüketim talebi yüksek faizle bastırılmışken, ihracata ağırlık vererek ve kamu harcamalarını artırarak yüzde 5'in üzerinde büyünebileceği görüldü. Çifte seçim yılında altıncı büyüme senesini de teklemeden geçmemiz öncelikle küresel piyasaların durumuna bağlı. - Sonuç - "Hayattaşanslıolmak,akıllıolmaktaniyidir"Jack Miller