|
|
'Erdoğan adaysa sat, değilse al' mı?
Bekleye bekleye nihayet kritik aya geldik. Şunun şurasında tam iki hafta sonra dananın kuyruğu kopacak. Cumhurbaşkanlığına adaylık bildirim sürecinin başlamasıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan söz verdiği gibi kararını açıklayacak. Ya doğrudan kendisi aday olacak ya da partili başka bir milletvekilini aday gösterecek. Siyasi sonuçları yanında bu kararın ekonomi ve piyasalar üzerinde ciddi etkileri olabilecek. Tıpkı yeni yıla girerken yaptığımız "2007'nin kilidi yabancıda ve Erdoğan'da" değerlendirmesinde olduğu gibi, önümüzdeki dönemde piyasaların ve ekonominin kaderini bu iki tarafın tercihleri ve tavırları belirlemeye aday. Yabancıların üzerinde fazla durmaya gerek yok. Ancak dış piyasaların iyi olması halinde Türkiye'nin bu çifte seçim sürecinden etkilenmesi sınırlı kalabilir. Küresel piyasalarda bozulma ve kötüleşme meydana gelmesi ise negatif etkiyi artırdığı gibi, pozitif gelişmelerin yansımasını da törpüleyebilir. Yani Türkiye piyasaları, küresel ortalamanın altında bir performans gösterebilir.
- Başbakan'ın anahtar konumu - Başbakan Erdoğan'ın etkisi ise iki kanaldan geliyor. Biri, icranın başındaki kişi olmasından, diğeri de cumhurbaşkanlığı kararı ile siyasi ve ekonomik istikrara yapacağı katkı veya istikrarsızlığa yol açmasından dolayı. Çünkü, bu seçim genel seçimi etkileyecek, hatta belirleyecek bir öneme sahip. Cumhurbaşkanlığı'na Erdoğan'ın gelmesi halinde seçimlerde de AK Parti seçilirse, Türkiye'nin bütün yönetim kademeleri 1950 sonrasında ilk kez bir tarafa teslim edilmiş olacak. Yerel yönetimlerin büyük çoğunluğunda da AK Parti hakim. Bu yetkiyi vatandaş verir mi, Erdoğan'ın liderliğinden yoksun kalacak bir AK Parti seçimde oylarını koruyabilir mi? Kolay yanıtlanacak sorular değil.
- Erdoğan adaysa - Normalde Meclis'e zaten daha çok partinin girmesi beklenirken buna Ak Parti'nin oy kaybı da eklenirse koalisyon ihtimali ortaya çıkar. Tek başına bir iktidardan koalisyon hükümetine geçişin elbette belli bir fiyatlaması söz konusu. Bu durumda bugünden yapılacak bir değerlendirmede Erdoğan'ın adaylığını açıklamasıyla koalisyon ihtimalinin ortaya çıkması ve buna piyasaların sert sayılabilecek bir negatif tepki vermesi beklenebilir. Özellikle Erdoğan'ın aday olmayacağını satın alan
- Aday olmazsa - Erdoğan'ın başka birini aday göstermesi durumunda ise piyasalar çifte doping yaşayabilir. Çünkü hem çok önemli bir stres kaynağı ortadan kalkacak hem de genel seçime yönelik belirsizlik önemli ölçüde aşılmış olacak. Siyasi ve ekonomik istikrarın devamı gelecek diye hesaplar yapılacak. Burada yine belirtmek gerekiyor ki, bu tahmin bugünkü koşullar çerçevesinde geçerli. Bu durumda seçim sonrası dönem ve gelişmeler satın alınmaya başlanabilecek. Faiz indirimleri ve büyüme gibi.
- Seçim sonrası dönem - Ancak bir süre sonra seçim anketleri devreye girecek. Anketlerin etkisi yanında bir de seçim sonrası satın alınmakta olan ekonomik durum netleşmeye başlayacak. Orada da tablo çok iyi değil. Bütçe açığı bu yıl büyüyor. Son olarak Türk Telekom'un satış bedelinin erken ödenmesiyle bütçeye 4.3 milyar dolar gelir yazılacak. Bu bir ölçüde çok açık giden bütçeyi toparlayacak. Ancak harcama artışları da enflasyonda düşüşü zorlaştıracak. Cari açıkta ise artış eğilimi durmuş, düşüş yok. Yani seçim sonrası dönemde oluşacak, önceden saldırıp alınacak müthiş kazançlar olmayabilir. Ancak denilebilir ki, seçim sürecinde belirsizliklerin artmasıyla piyasalar da dibe vurabiliyor. Bu dönem de genelde seçime 34 haftanın kaldığı zamanlarda oluyor. Bu durumda alım yapmak kazançlı olabilir. Sadece yurt içi siyasi odaklı etkilerden dolayı Erdoğan'ın adaylığında satış, aday olmamasında da alış yapılması, kısa vade için olumlu sonuç verebilir.
- Sonuç - "Buluttan çıkan gün pusudan çıkan er" Türk Atasözü
|