Sarışın Kurt'un kitabı
Kurtuluş Savaşı'nda Antep direnişine katılmıştı babam; İstiklal Madalyası'yla da onurlandırılmıştı. Belki bu yüzden (şiirle pek arası yoktu çünkü), Nazım'ın Kurtuluş Savaşı Destanı'nı sık sık okurdu. İki bölümü ise ezbere bilirdi. İlki, Anteplilerin anlatıldığı bölümdü elbet. İkincisi ise: "Sarışın bir kurda benziyordu / Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. / Yürüdü uçurumun kenarına kadar, / eğildi, durdu. / Bıraksalar / ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak / ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak / Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı..." İşyerinin duvarlarında Atatürk'ün fotoğrafları vardı; cüzdanında da kalpaklı bir Mustafa Kemal taşırdı. Şimdi önümde bulunan kitabı görse kim bilir ne kadar mutlu olurdu.
Fahri Özdemir, yurtiçinde ve yurtdışında otuz yılı aşan uğraşlar sonunda Atatürk'ün binlerce fotoğrafını içeren bir koleksiyon oluşturmuş. Bu koleksiyonu halka da açmak isteyen ne yapar? Önce sergi düzenler elbet. Bunun için de çeşitli kurumlara başvurur. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın olumlu yaklaşımını İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş da destekleyince sergi gerçekleşmiş.
Atatürk'ün daha önce hiç yayımlanmamış fotoğraflarını da içeren sergi, İstanbul metrosunun Taksim ayağında açılmış, gördüğü büyük ilgiden ötürü süresi uzatılmıştı. Bu etkinliği "kalıcı" kılabilmek için şimdi kitabı da yayımlandı. Kırmızı Yayınları'nın hazırladığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yayımladığı inanılmaz güzellikteki dev albüm Sarışın Bir Kurt adını taşıyor.
Atatürk fotoğrafları denilince aklımıza belirli kareler gelir hep. Kocatepe'de kalpaklı fotoğrafı, tren penceresindeki fotoğrafı, söylev verirken fraklı fotoğrafı, vb... Kitapta bu fotoğraflardan bazıları da var elbette. Ama çoğu, daha önce hiç görmediğimiz kareler. O kareler, savaşın ve ulusun önderi Atatürk'ten çok, "insan" Atatürk'ü yansıtıyor. Halkın arasında, çocukların yanında, motosiklette, balolarda, denizde yüzerken, kürek çekerken, keyifle sigarasını tüttürürken... Araya serpiştirilmiş sözlerinde de aynı sıcaklık: "Gidelim Afet, bir orman kenarına gidelim. Her şeyi bırakalım. Şöyle basit bir ev. Ocaklı bir oda... Memleketimizde güzel ormanlık yerler de var. Söyle bakayım, senin bildiğin bir orman var mı?.. Evet, evet, hemen çekip gidelim ormanlara. Hele ben bir iyi olayım da..." Ve notlar: 21 Eylül 1937'de İsmet İnönü'ye: "Her şeyi unuttum; bildiğin gibi, arkadaşım ve kardaşımsın." 5 Ekim 1938'de İsmet İnönü'den Atatürk'e: "Sizin bir an evvel afiyet bulmanız yegane ve en samimi dileğimdir. Sizi kudret ve sıhhatle ve şan, şerefle aramızda ve başımızda görmek ümidim her zamandan sağlamdır... Ve can verici yüzünüzden, doymadan binlerce öperim sevgili Atatürk." 1922'de İngiltere Başbakanı David L. George'un sözü: "Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu şanssızlığımıza bakın ki, o büyük dahi çağımızda Türk halkına nasip oldu."
Albümde ayrıca Prof. Dr. Halil İnalcık'ın "Atatürk ve Atatürkçülük" yazısı da yer alıyor. Yazıda Cumhuriyetin evreleri, Hilafet'in kaldırılması, İslam dünyasıyla ilişkiler, çağdaşlaşma, devrimler, Atatürk'ten sonra Atatürkçülük anlatılıyor. "Atatürkçülüğün Sosyologlarca Analizi" bölümü özellikle ilgi çekici... Ama ne yalan söyleyeyim, Sarışın Bir Kurt kitabını neredeyse her gün elime alıp karıştıracaksam, bunu sözler, notlar, yazılar için değil, yüzlerce fotoğrafa yayılmış ışık için yapacağım.
Fahri Özdemir'in derlediği Kurtuluş Savaşı fotoğrafları da bugünlerde Bir Hürriyet Türküsü başlığıyla sergilenmekte. Yine İstanbul metrosunun Taksim ayağında. İstanbullulara o sergiyi mutlaka görmelerini öneririm. Dilerim, Sarışın Bir Kurt'la birlikte bu sergi de başka kentlerimize götürülür. İstanbul dışındaki yurttaşlarımızın iki etkinliği de büyük ilgiyle karşılayacaklarından kuşkum yok. Yine dilekle karışık bir soru: Bir Hürriyet Türküsü albümünü Sarışın Bir Kurt'un yanına ne zaman koyabileceğiz acaba?
|