Belediye Meclisi'nin 'Tek taş Hüseyin'i
Kadıköy ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Hüseyin Sağ giyimi, kuşamı ve önergeleriyle farklı bir politikacı imajı çiziyor. Arif Sağ'ın,10 karatlık pırlanta küpe takan yeğeni Hüseyin Sağ, eşinden daha bakımlı olduğunu söylüyor.
Kadıköy Belediye Meclis Üyesi Hüseyin Sağ, geçtiğimiz günlerde meclis toplantısında Belediye Başkanı Selami Öztürk'le yaşadığı tartışma ile gündeme geldi. Öztürk, kendisine toplantıda sakız çiğnediği için tepki göstermişti. Arif Sağ'ın yeğeni olan Hüseyin Sağ, burnundan estetik ameliyat olduğu için doktor tavsiyesiyle sakız çiğnediğini söylüyor. Aynı zamanda Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi de olan müteahhit Sağ; giyim tarzı, saçı ve 10 karatlık pırlanta küpesiyle farklı bir politikacı imajı çiziyor.
- Toplantıda rahatsız olduğunuz için sakız çiğnediğinizi söylemişsiniz. Nedir rahatsızlığınız?
- Bir hafta önce burun ameliyatı geçirdim. Burnum heybetliydi biraz, düzelttireyim dedim. Nefes alabilmem için burnumda tüpler vardı. Doktor da sakız çiğnememin nefes almamı rahatlatacağını söyledi. Ben zaten meclisin en arkasında oturuyorum. Selami Öztürk de beni gördü, bilmiyordu ameliyat olduğumu, "Telefonları kapatın, sakızları çıkarın," dedi. Ben de "Başkanım ben ameliyatlıyım, onun için çiğniyorum," dedim ama malum diyaloglar geçti aramızda. "Meclise gelme," dedi, "Ben de buna siz karar veremezsiniz," dedim. Aramızda bir gerginlik oldu ama sonra konuşup düzelttik.
- Sakızı çıkardınız mı merak ettim?
- Diğer arkadaşlarım da "Çıkar," deyince gerginlik olmasın diye çıkardım. Hâlâ çiğniyorum ama, çiğnemek zorundayım çünkü.
'BİRAZ ÇIKINTIYIM'
- Siz genelde çıkıntı bir tip misinizdir?
- Evet, biraz çıkıntıyımdır. Mesela ben aynı zamanda Büyükşehir Belediye  Meclis üyesiyim. Ve Büyükşehir'in birçok uygulamasına karşı duran, bunu önergeleriyle de gündeme getiren bir adamım. Örneğin Ramazan'da belediyeye ait yeme içme mekânlarının kapalı olmasıyla ilgili soru önergesi vermiştim. Bazı imar planlarıyla ilgili direnişlerim var. Üstlendiğim görev, dik olmamı gerektiriyor.
- "Boş oturmak için siyasete girmedim," diyorsunuz...
- Kesinlikle. En son residence'larla ilgili bir önerge verdim. Residence'ların çevredeki yapılaşma koşullarına göre yapılması gerektiğini düşünüyorum.
- Selami Öztürk'le aranız genel olarak nasıldır?
- O benim partimin belediye başkanı. Benim hiç kimseyle kişisel bir problemim olamaz. Çünkü bana verilen görev kişisel değil, kamusal bir görev. Selami Öztürk'le siyasi olarak hiçbir karşıtlığımız olamaz ama bir dosya hakkında o başka, ben başka türlü düşünürüm, bu benim demokratik hakkım. Zaten başkanların gelişimini sağlaması için karşıt görüşlerin olması lazım. Mesela Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın en büyük dezavantajı kendine muhalif bir grubun olmaması. Bence bu, onu başarısızlığa götürür.
- Siz bu meclis toplantılarında sadece önergelerinizle değil tipinizle de çıkıntılık yapıyorsunuzdur, değil mi?
- Evet, yaparım. Benim yapımda var bu. Arif (Sağ) amcamın Turgut Özal'la onlarca mahkemesi vardı, mecliste en çok muhalefet yapan isimlerdendi. Ben de kendime Arif amcamı örnek aldım. Arif amcam çok dürüst bir insandır, ben de dürüstlüğüm konusunda hiç  mütevazı olamam.
AMCADAN DESTUR
- Tipten bahsediyorduk, "Arif Amcamı örnek alırdım," diyorsunuz ama amcanız tipiyle çıkıntılık yapan bir insan değil ki...
- Tabii o anlamda doğru. Ben onun biraz değişiğiyim. 45 yaşındayım ama göstermiyorum, çünkü kendime çok iyi bakarım. Belki benim baktığım kadar sen kendine bakmıyorsundur. Peeling'ler, nemlendiriciler, vücut kremleri, yani her şeyi kullanırım. Eşimden bile daha bakımlıyımdır.
- Küpeniz de ayrı bir konu. Çok iddialı değil mi?
- Belki küpeyi siyasette ilk takan benimdir. Zaten yıllardır küpe takıyordum, son zamanlarda mecliste de takmaya başladım. Hiçbir tepki gelmedi, sadece çok şaşırdılar. Ama adım da 'Tek taş Hüseyin'e çıktı.
- Küpenizin bin dolar olduğu doğru mu?
- Daha da fazla aslında. 10 karat pırlanta, fiyatı 4 bin dolar civarında. İstediğim zaman altın gibi bozdurabilirim. İleride bölüştürüp çocuklara miras bırakmayı bile düşünüyorum (gülüyor). Şaka bir yana, durumum müsaade ettiği sürece her şeyin iyisini almaktan yanayım.
- Amcanız ne diyor küpeye?
- En çok amcamdan çekiniyordum. Küpemi gördüğünde bana baktı ve hiç tepki vermedi. O zaman rahatladım işte. Zaten bir şey diyeceğini tahmin etmiyordum, ilerici bir insandır ama desturunu da almak istedim. Sadece 78 yaşındaki annem "Oğlum bunları da mı görecektim?" dedi.
Eylem BİLGİÇ
|
