|
|
Cumhurbaşkanı' nın C'si Demokrasinin D'si
Çok partili sisteme geçeli 50 yılı aşkın bir süre oluyor ama demokratik bir hukuk devletinin "alfabesi" ni yeni yeni öğreniyoruz. Her seçim, her atama krize yol açıyor. Çünkü dört dörtlük oturmuş bir hukuk sistemimiz yok. Hukuk olmayınca seçilenler veya atananların "keyfi" yönetimi her zaman ihtimal dahiline giriyor. O zaman korkuları tahrik etmek kolaylaşıyor. Kimin seçildiği, kimin atandığı elbette önemli. Ama hukukun egemen olmadığı bir ülkede, seçimin ve atamanın sonuçları daha da önem kazanıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi de böyle bir seçim. Kimi açıkça telaffuz ediyor, kimi kibarlık yapıp imada bulunuyor ama bu ülkede herkesin merakla beklediği bir tavır var, askerin tavrı. Ana muhalefet partisi lideri bile, demokratik güçlere yapılan baskıları görmezden gelip, askerin tavır göstermesini engelleyici girişimleri eleştiriyor. Çünkü, hukuku üstün kılamadığınız zaman, güç üstün hale gelir ve demokrasinin D' si pek akıllara gelemez. Asker ne yapacak? Müdahale edip tavır mı koyacak, izleyecek mi? Papatya falı gibi buna yönelik değerlendirmeleri izliyor, dinliyoruz. Genelkurmay Başkanı, bir düğün davetiyesi vermek üzere kendisine gelmiş bir Sivil Toplum Kuruluşu Başkanı'na (adı sivil toplum ama tavrı sanki biraz askeri bir STK herhalde) önemli bir mesaj vermiş. Cumhurbaşkanlığı seçiminin C'sini bile konuşmayacağını açıklamış. STK Başkanı bu görüşmeyi açıklamak için Sayın Büyükanıt'tan izin almış mıdır bilemem. Genelkurmay Başkanı bir gazeteciyle görüşmediği için off the record deme ihtiyacı hissetmemiştir herhalde. Belki de basına iletilmesini kendisi istemiştir. Çünkü "C' sini bile konuşmam" önemli bir mesajdır ve bunu söylediğinizde aslında I'sına bile ulaşmış olursunuz. Bu haberin Sabah'ta çıktığı gün Milliyet'te Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün demeci vardı, "Asker karışmaz" diye. Şimdi hem asker, hem iktidar, hem muhalefet cumhurbaşkanlığı seçiminde askerin rolüne ilişkin görüş bildiriyor, Türkiye'nin özgür ve demokrat medyası bunları manşet yapıyorsa, bunun tek anlamı vardır: Asker bu seçimin göbeğindedir. Eğer, demokratik bir toplumda askerin cumhurbaşkanlığı seçimine karışmaması kuralsa, karışmayacağının tek sütun bile haber olmaması gerekir. Çünkü bu malumun ilamıdır. Eğer askerin seçimin dışında kalacağına ilişkin açıklamalar manşete çıkıyorsa, orada demokrasinin D'sine varmak için hala zaman olduğu ortadadır. İşin gerçeği şudur. Asker karışmak isteyecektir. Çünkü, cumhurbaşkanı ve başbakanın aynı partiden geldiği bir dönemde, askerin atama sistemi değişebilir. Asker için en önemli rahatsızlık budur. Böyle bir yapı, istediğini emekli eder, istediğinin önünü açar. Elbette böyle olacaktır demiyorum ama bu her zaman ihtimal dahilindedir. Bu ihtimal bile askeri rahatsız etmeye yeter. Burada göz önüne alınması gereken, küresel ilişkilerin, süper gücün tavrıdır. Türkiye' deki demokrasinin D' sinden ziyade, bu tavır askerin karışma boyutunu belirleyecek unsurdur. Gerisi boş laftır.
|