Piyasaların kaderini ne belirler?
2007 dalgalanmasında iki haftayı geride bırakıyoruz. Son bir yılda yüzde 175 ile dünyanın en yüksek borsa getirisine sahip olan Çin'de, yöneticilerin spekülatif kazançlara sınırlama getirmeye ve kambiyo kontrollerini uygulamaya hazırlanmaları, yatırımcıları endişelendirdi. İlk kıvılcım Çin'de çaktı. Son yıllarda küresel likiditenin en önemli iki kaynağından biri haline gelen Japonya'da faizlerin yeni artırılması bu kıvılcımı yangına döndürdü. Küresel likiditenin diğer bir önemli kaynağından ABD ekonomisindeki resesyon korkusunun, eski Fed Başkanı Alan Greenspan'in açıklamasıyla yeniden ortaya çıkması, yangının şiddetini ve boyutunu artırdı. Son birkaç gündür bu yangında belli bir durulma var. Cuma günü ABD'de açıklanan tarım dışı istihdam verileri de buna katkı yaptı.
- ABD verilerinin önemi -Ancak tek bir veriyle durumun düzelmesi mümkün değil. Eğer, açıklanmaya devam edecek veriler ABD ekonomisinin durgunluğa doğru gittiğini gösterirse piyasalardaki kötüleşme tekrar geri gelebilir. Çünkü, resesyon ABD cari açığının azalması ve bu yolla dünya likiditesinin de daralmasını beraberinde getirebilir. ABD ekonomisi resesyona girecekse bu Çin'in ekonomisini de olumsuz etkileyecek ve Çin borsasında yeni satışlara yol açabilecektir. Dolayısıyla ABD'de resesyon olasılığı güçlenmeye veya gerçekleşmeye başladığı ölçüde dünya ekonomisi ve küresel piyasaların motoru olma özelliğinden dolayı, bir iki yıl dahi sürebilecek ayı piyasası eğilimine girebilir.
- Toparlanma olsa dahi - Eğer açıklanacak veriler resesyonu desteklemiyorsa bu durumda toparlanma belli bir zaman alabilir. Bu durumda dalgalanma azalarak da olsa sürebilir. Toparlanma zaman alabilir, çünkü dalgalanma sürecinde yatırımcıların ve piyasaların zararı oluşuyor. Bu da piyasaları ihtiyatlı olmaya itiyor. Üstelik 1-2 haftalık satış dalgasının ardından Japon Yeni'nin değer artışı, bu para birimiyle eskisi gibi likidite yaratma olanağını kısıtlayabilir. Eski risk alma iştahı kalmayabilir. Yen'in değerinde kısa süreli meydana gelen yüzde 5'lik artış, bu para biriminden borçlanmayla yapılan ticaretin kârını neredeyse budadı.
- Türkiye'nin durumu - Dünyadaki bu gelişmeler karşısında Türkiye piyasaları nasıl etkilenebilir? Aslında Türkiye piyasaları ile dünya piyasaları 2006'daki dalgalanmada ayrışmaya başladı. Bu da cari açığın yüksek olması yanında enflasyonun yeniden yükselmesi, Merkez Bankası atamasında yaşanan kriz ve bu yılki çifte seçimin gölgesinin erken düşmesi etkili oldu. Türkiye sürüden 2006'da koptu. Ama tamamen de uzaklaşmadı. Halen de sürünün yörüngesinde kalmaya devam ediyor. Bu yıl yeni olan durum ise sürünün tümüyle kötüye gitme ihtimalinin artması. Eğer dünya kötüye gidecekse Türkiye piyasaları da küresel piyasalarla birlikte hareket eder. Hatta kötüleşme Türkiye'de daha şiddetli olabilir. Çünkü çifte seçime ilişkin belirsizlikler var. Bu belirsizliklerin de piyasaları negatif yönde etkilemesi doğal.
- Asimetrik ilişki - Ancak belirsizlik dönemini başarıyla atlatırsak küresel piyasalarla oluşacak farkı da kapatabiliriz. Bu da dalgalanma demektir. Yani Türkiye piyasalarının kaderi hem dışardaki dalganın boyutuna ve ne kadar süreceğine hem de yurtiçi iki seçimin belirsizliklerine bağlı, hatta daha büyük boyutlu dalgalanma da yaşayabiliriz. Eğer dünya kötüye gidecekse, Türkiye'de en iyi siyasi senaryolar gerçekleşse de, piyasalar küresel etkiden kurtulamaz. Dünya ile bire bir etkileşim aynen olur. Dünyanın iyileşmesi ise çifte seçimin belirsizliklerinden dolayı Türkiye'ye anında yansımayabilir. Yani dünya kötüyse biz daha kötü, iyiyse biz daha az iyi olabiliriz. Dünyayla seçimlere kadar asimetrik bir etkileşim içinde olabiliriz.
- Küresel oyunun parçası - Ama bu olasılık kalıcı değil, geçici. Çünkü Türkiye için asıl belirleyici değişken, dünya ekonomisinin ve piyasalarının genel gidişi, küreselleşmenin ulaştığı boyutu ve Türkiye ekonomisinin dünyayla entegrasyonunu artırmasından dolayı, piyasaların yönü artık iç gelişmelerden ziyade dünyaya endeksli. Biz de artık küresel oyunun küçük veya orta ölçekli aktörlerinden biri ve bir parçası olduk.
- Sonuç - "Oyuna giren kol sallar" Türk atasözü
|