kapat
   
11 Mart 2007 Pazar
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Emre Akoz @ SABAH
Fax:
0212 354 36 19
SMS:
EA yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 
Konserde uyunur mu?
Küçük sendikacı

Konserde uyunur mu?

Önce Anadolu Ajansı'nın verdiği haberi okuyalım. Sonra üzerine konuşuruz:
Dinleyicilerinin konser sırasında "uyuması" bir müzisyenin şüphesiz en kötü karabasanıdır. Ancak Japon piyanist Mine Kawakami'nin İspanya'da verdiği konserde dinleyiciler, ' sıkıntıdan ya da yorgunluktan' değil ' huzurdan' uyuya kaldı.
Madrid'deki konsere davetli 40 dinleyici, ayakkabılarını çıkardıktan sonra beyaz koltuklara uzandı. Kendilerini, 3 yaşında piyanoyla tanışan ve şu sıralar 27 yaşında olan Kawakami'nin çaldığı ritmik ezgilere bırakan dinleyiciler, kısa sürede uykuya daldı.
Japon sanatçı konseriyle ilgili olarak, ' müziği bir ilaç gibi kullandığını' söylüyor: " İnsanların rahatsız edilmeyeceği, tersine rahatlayabileceği bir ortam bulmak gerek " diyen Kawakami, konser sırasında dinleyicilerine " yıldızlı bir gökyüzünün altında, sadece rüzgarın hafif esintisini dinletmeye " çalıştığını söyledi.
İspanyol, Latin Amerika ve Arap kültürlerine ilgi duyan, ABD, Güney Amerika ve Avrupa'da birçok konser veren Kawakami, eserlerinde geleneksel Japon ezgileriyle klasik Batı müziğini birleştiriyor. Bu da dinleyicilerinin beyninde mutluluk ve rahatlama hissi uyandıran endorfin hormonunun salgılanmasını sağlıyor.



Evet haber böyle.
Son yıllarda caza da el atan klasik müzik piyanistimiz Burçin Büke ile ne zaman bir araya gelsek buna benzer bir konuyu tartışırız.
O sanatçının, konser öncesinde kendi repertuarını hazırlamak üzere özgür bırakılması gerektiğini ileri sürer.
Ben de buna karşı çıkarım: Sanatçı konser vereceği ülkenin kültürünü göz önüne almalıdır. Bunu yapmayan sanatçıya müdahale etmek normaldir. (Ve karşılıklı örneklerle tartışma uzar gider.)
Burçin Büke bir eseri " kendi içinde " değerlendirmemiz gerektiğini düşünür. Yani parçanın; " hüzünlü ", " neşeli ", " canlı " vesaire olmasını bir yana bırakacağız... Kendi içinde güzel mi, mesela iyi işlenmiş mi, sanatçı yetkin bir biçimde çalıyor mu; ona bakacağız.
Ben de her parçanın neticede bir dinleyici topluluğuna hitap ettiğini. Dolayısıyla o topluluğun ruh haliyle ve genel kültürüyle etkileşime girdiğini söylerim.
Diyelim ki 10 parçadan oluşan konserde, bir " bayık " parçaya tahammül ederim ama bayık parçaların sayısı üçü-dördü geçerse iş çekilmez hale gelir.
Kawakami de bize bunu ispatlıyor işte. Uyandıran, neşelendiren, mutlu eden parçalar ve konserler olduğu gibi, "tatlı tatlı uyutan" ya da dinleyiciyi sıkıntıdan bezdiren parça ve konserler de vardır şu hayatta.
Aslında bu herkesin bildiği ama müzisyenlerin inadı ve ısrarı yüzünden kabul edilmeyen, bilmezden gelinen bir noktadır.



İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın yöneticileriyle de bunu defalarca konuştuk. Her fırsatta, " Yabancı sanatçılara, Türklerin müzik zevkini anlatın, biraz canlı şeyler çalsınlar " dedim... Onlar da sanatçılara müdahale edemediklerini belirttiler. Ben de ısrar ettim: " Anlıyorum, siz hatırlatın, çıtlatın, laf arasında söyleyin; o bile yeter... "
Çünkü, bunca yıldır konserlere giderim, tecrübeyle sabittir: Bir yabancı sanatçı ne zaman canlı, hareketli parçaları yorumlasa, daha fazla alkış alır, sahneye daha fazla tekrar çağrılır.
Tabii bu, "bütün parçalar hareketli olsun" demek değildir. Önemli olan yavaş ve canlı parçaların hangi sıra ile dinleyiciye sunulduğudur.
Eğer konserde ara verilmeyecekse, yüksekten başlayıp ortalara doğru ağırlaştırmak sonra tekrar hızlanıp konseri canlı parçalarla bitirmek en iyisidir.
Eğer bana inanmıyorsanız denemesi kolay: Mine Kawakami hanımı Türkiye'ye davet edin. Kah uyutan, kah zıplatan deneme yapsın. Sonucu hep beraber görelim.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Andıç-2, adeta miki!   / 09-03-2007
 12 Eylül hortladı!   / 08-03-2007
 Sadece Füruzan anlamıştı   / 07-03-2007
 Moral hocası Zico   / 06-03-2007
 Apo'ya suikast   / 04-03-2007
 Kenan Evren'in aldatmacası   / 02-03-2007
 Uydurmayın!   / 01-03-2007
 Ceviz kafalılar   / 28-02-2007
 İrtica tehlikesi nasıl yaratıldı?   / 27-02-2007
 Harput-1915   / 25-02-2007
EMRE AKÖZ
Konserde uyunur mu?
Önce Anadolu Ajansı'nın...
HINCAL ULUÇ
Öncelikler, duyguların aynasıdır!..
Perşembe günü spora...
Geri döndüler
Geri döndüler
Önce küskün taraftar, sonra durgun Alex geri döndü, F.Bahçe haftalar...
Alex imzalamış
Alex imzalamış
Brezilyalı yıldız, Konya karşısındaki futbolu ile sorunlarını rafa...
'Köşk seçimi kriz olmasın'
İstanbul'da Kadıköy Belediyesi tarafından yaptırılan, Ağız ve Diş...
Bu iş bitmedi
İsviçre dönüşü davul zurna ile karşılanan Perinçek, "Biz onlara ceza...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
Bize Ulaşın
   
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu