Taraftar sahaya!
Bu maçın içinde sonuçtan da, futboldan da önemli şeyler var. Fenerbahçe, Saracoğlu Stadı'na vurulan son çivi ile birlikte büyük yürüyüşü başlattı. Daha iyi şeyleri hak ettiklerine inananlar bunu sağlamak adına tribünlere koştu. Takımına destek olmak için üstüne düşeni yapmaya başladı. Ama Sivas maçında 67. dakikada atılan beraberlik golüne kadar takımını desteklemeyi unuttu, seyirci kalmayı tercih etti. Fenerbahçe büyük yürüyüşte gücünü 12. adamından alıyor. Tribünler de bunu iyi biliyordu ve düne kadar hep sahanın içinde yer alıp, bir defansta, bir hücumda maça ağırlığını koyuyordu. Bu haftaya kadar çok eleştiriler yapıldı. Transferler, teknik direktör veya oynanan futbol kalitesi. Büyük bölümü de haklı olan bu haykırışın yerini artık alması gereken ayak sesleri olmalıdır. Çünkü 100. yılında Fenerbahçe'nin şampiyonluk kupasına kavuşması için gereken, üniformaları tekrar giymek ve sahaya geri dönmek. Fenerbahçeliler yürüyüşün ayak seslerini arttırarak eskisi gibi sorgulamadan cephede yerlerini almalılar. Zor günlerde susmak ve şikayet etmek cesurların işi değildir. Böyle bir yürüyüş mangalarla değil, taburlarla, tugaylarla yapılır. Maçın berabere bitmesi ümitleri kırmamalı, bezginlik yaratmamalı. Kupada finale giden ve 24 yıllık hasretin üstüne yürüyen, en yakın rakibiyle altı puanlık farkını koruyup, liderliğini sürdüren bu takımın şimdi desteğe ve ilgiye ihtiyacı var. Bu durumda, kalan maçlarının zorluğunu da dikkate alarak tezahürat üretmek zorundalar. Güzel ve güneşli günlerin gelmesi onların bu inançlarını korumalarına bağlı. "Biz bu takımı şampiyonlukları için sevmedik" diyorlarsa, çizmelerini ayaklarına geçirip, büyük yürüyüşün içine kendi ayak seslerini koymalılar. O sesin heybetinin korkutamayacağı, sindiremeyeceği rakip yoktur. Bunu arkasında duyanın, önüne bakmaktan başka çaresi de yoktur. Fenerbahçe'yi bugünlerinde tekrar zirveye taraftarı taşıyacaktır. Zico veya gereğini yapacaklar değil. İslam Baba'nın "tarif edilemez" dediği Fenerbahçe büyüklüğü de budur. Fenerbahçeliler sıkılmış yumruklarını ceplerinde tutup, gönül verdikleri renklerin aşığı olduklarını göstermeli ve dirayetli davranmalı. Şimdi sıra Fenerbahçeli taraftarlarda. Çıkın, oynayın...
|