Kurallar konulursa yatırımlar için Başbakan'a gitmeye gerek kalmaz
Geçen hafta YASED'in düzenlediği "Fırsatlar Ülkesi Türkiye" toplantısı yabancı yatırımları bir kez daha gündeme getirdi. Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye gelmesinde rekor düzeylere ulaşılmasına karşılık bunun sıfırdan yeni yatırımlara yönelmediği tartışma konularından biriydi. Bunun yanında Başbakan Erdoğan Cidde'de Suudi Arabistanlı işadamlarını yatırıma çağırırken "Başbakan olarak bizzat aksamalarla ilgilenmeye hazır olduğumuzu ifade etmek isterim" demiş. Bu konuşma ilginç olduğu kadar Türkiye'ye sıfırdan yabancı yatırımı gelmediğinin yanıtlarından birini veriyor.
- Yurtdışında yatırım - Bir kere Türkiye rekor düzeyde yabancı yatırım çekiyor. Bitişikte yer alan tablo, 1 milyar dolar seviyesinde olan yıllık doğrudan yabancı sermaye girişinin 2006'da 20 milyar dolara yükseldiğini gösteriyor. Bu yatırımlar da kurulu kapasiteleri satın almak şeklinde gerçekleşti. Özelleştirmeleri hariç tutarsak yabancılara şirketlerini satan yerli patronların bazı yatırımlara giriştiklerini görüyoruz. Hatta dün Turkcell 3 milyar dolar sendikasyon kredisi ile bir rekora imza attı. Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv bu kaynağı yurtdışındaki yatırımlarda kullanabileceklerini açıkladı. Bu aynı zamanda Türkiye'den dışarıya sermaye çıkışı demek. Burada da artan bir eğilim var.
- Rakamların söylediği - Buna karşılık Türkiye'de sıfırdan yatırım yapılmıyor değil. Yabancılar yapmasa bile yerliler yapıyor. Bunun da rakamsal ifadesi tabloda bulunuyor. Yatırım malları ithalatı 10 milyar dolar civarından 20 milyar dolara yükselmiş. Bu yatırımı birileri yapmış.
- Neden yabancı değil? - Yabancıların neden sıfırdan yatırım yapmadığının birden çok yanıtı olabilir. Birincisi, işe sıfırdan başlamanın zorluğudur. Sıfırdan yatırım için önce arazi bulmak, sonra imarını çıkartmak, yerel yönetimlerden gerekli izinleri almak gerekiyor. Halbuki Türkiye'de iş yapmanın zorluklarını göze almaktansa, yabancı hazır olanı istiyor. Dünyada finansman olanakları genişlediği ve varlık fiyatlarının yukarı gittiği bir dönemde yabancıların verdiği fiyatlar yerlilere cazip geliyor. Böylece yabancılar Türkiye'de yatırım yapmanın bazı aşamalarını otomatikman geçmiş oluyor. Satıcı da olunca Türkiye'de yatırım yapmayı düşünen yabancı bunu doğrudan satın almayla gerçekleştiriyor. Sıfırdan yatırım ortamının istenen düzeyde olmadığının tescili de bizzat Başbakan'ın sözleri. Başbakan tek tek ağaçları düzeltme sözü verirken ormanı düzeltemediklerini de itiraf etmiş oluyor.
- Yapılması gereken - Yatırım ortamının düzelmesi için sadece istihdamın üzerindeki yüklerin azaltılması, enerji ve haberleşme üzerindeki kamusal yüklerin düşürülmesi, bürokrasinin azaltılması yetmiyor. Kayıtdışılığın ve haksız rekabetin azaltılması, vergi, sosyal güvenlik ve yargı reformlarının yapılması, Türk Ticaret ve İcra İflas kanunlarının günün şartlarına uyarlanması da gerekiyor. Unutmayalım, yabancıların öncelikle bankacılık ve finans, haberleşme, perakende, ticaret gibi kayıt altındaki sektörlere gelmesi tesadüfi değil. İktidarı ellerinde bulunduranlar genel kuralları koyarsa buna herkes uymak zorunda kalır. Bürokratlar da, yargı da, yabancılar da, yerliler de kurallar dışına çıkamaz. O zaman ne bürokratik oligarşi, ne de yatırım için Başbakan'a kadar çıkıp zamanını almaya gerek kalır.
- Sonuç - "Ticaret, saygı duyulması gereken bir savaş gibidir. Ana strateji doğruysa yapılacak sayısız taktik hata bile başarıyı engelleyemez" Robert Wood
|