OECD'nin "2006 Kalkınma ve İşbirliği Raporu"nda, Türkiye'nin en fazla İslam ülkeleri ve Türk Cumhuriyetlerine resmi yardımda bulunduğu belirtildi. Dünyada yapılan resmi yardımlarda yolsuzluklar yapılmış olabileceği uyarısında bulunulan Rapor, Türkiye ve diğer OECD ülkelerinin KKTC konusunda "dipnot" mücadelesine sahne oldu.
Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın (OECD) "2006 Kalkınma ve İşbirliği Raporu"nda, kuruma bağlı Kalkınma Yardımı Komitesi'nin (DAC) çaba ve politikaları ele alındı. Komite Başkanı Richard Manning'in imzasıyla yayınlanan Rapor Türkiye, OECD ve AB ülkelerinin KKTC konusundaki "dipnot mücadelesine" sahne oldu.
Raporda
OECD ülkelerinin dış yardımları incelenirken "Kıbrıs" başlığı da yer aldı. Ancak Türkiye bu bölüme "Türkiye'nin notu" başlıklı dipnot koyarak, "Türkiye'nin Kıbrıs sorunuyla ilgili, 1 Mayıs 2004'de açıkladığı deklarasyonunda işaret ettiği çekinceleri bulunmaktadır. Raporda Kıbrıs başlığı altında verilen bilgi, adanın güney tarafıyla ilgilidir. Adada, Kıbrıs Türk ve Rum taraflarını temsil eden tek bir otorite yoktur. Türkiye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımaktadır" dedi.
İkinci dipnot ise, "OECD'nin tüm AB'ye Üye Devletleri ve Avrupa Komisyonu'nun notu" başlığını ve şu ifadeyi taşıdı:
"Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye hariç Birleşmiş Milletler'in tüm üyeleri tarafından tanınmıştır. Bu raporda yer alan bilgi, Kıbrı Ccumhuriyeti Hükümetinin etkin kontrolü altındaki alanla ilgilidir." TÜRKİYE YARDIMDA TÜRK VE İSLAM ÜLKELERİNİ KOLLAMIŞ
230 sayfalık raporun Türkiye bölümünde, 2005 yılında toplam Resmi Kalkınma Yardımı'nın (ODA) 601 milyon dolar olduğu, bunun ise GSMH'nin yüzde 0.17'sine karşılık geldiği belirtildi. 2004'teki 262 milyon dolarlık dış yardımla kıyaslandığında arada büyük bir sıçrama görüldüğünü belirten OECD raporu, bunun deprem yardımından sonra Pakistan'a, sel faciasından sonra da Güney Doğu Asya'ya yapılan yardımdan kaynaklandığını bildirdi. Rapor'da Türkiye'nin 1997'den bu yana net yardım veren bir ülke haline geldiğini, hükümetin Türkiye'nin Kalkınma Yardım Komitesi'ne (DAC) yeniden tam üye olma niyetini bir kez daha tekrarladığı belirtildi ve şöyle denildi:
"TİKA yardımda partner ülkelere, onların kurumlarının kalkındırılmalarına ve özel sektör kalkınması, tarım, sağlık, çevre, vergilendirme, bankacılık, altyapı, yasama ve turizm gibi alanlarda insan kaynaklarının iyileştirilmesine odaklanmaktadır. Coğrafi olarak, Türkiye'nin yardımı Orta Asya'ya olduğu kadar, doğu ve güneydoğu Avrupa'da, daha ileri etkinliklerle de orta Asya ve Afrika'da yoğunlaşmıştır." Türkiye'nin brüt dış yardım yaptığı ilk 10 ülke ve yardım miktarları milyon dolar cinsinden şöyle: Pakistan (63), Kırgız Cumhuriyeti (46), Kazakistan (37), Azerbaycan (26), Irak (19), Afganistan (19), Türkmenistan (17), Endonezya (15), Eskiden Yugoslavya'ya bağlı cumhuriyetler (14), Bosna Hersek (12).
Türkiye'nin yardım listesinde doğalgaz ve petrol kaynaklarıyla göz dolduran Kazakistan, Azerbaycan ve Türkmenistan'ın da bulunması dikkati çekti. Türkiye'nin yardımlarının daha çok "eğitim, sağlık ve nüfus" ile ilgili projelere gittiği belirtildi.
Raporda, "Diğer DAC OECD üyesi olmayan ülkelerden Kore ve Türkiye şimdiden kendi önemli yardım programlarını artırmışlardır" ifadesi de yer aldı.
OECD raporunda dünya çapında yapılan dış yardımlarda yolsuzluk yapılmış olabileceği imasında bulunuldu. Raporda, "Yardım miktarı önemlidir, fakat etkin dağıtım ve yardımdan eşit yararlanma zorunludur. Yardım sağlayan ve alan ülkeler bu konuda hesap verebilir konumda olmalıdırlar. Örneğin, yardım sağlayanların rapor ettikleriyle yardım alanların gördükleri ve kendi bütçeleri içinde kontrol ettikleri yardım miktarları arasında milyarlarca dolarlık fark vardır" denildi. Rapor en yoksul ülkelerin karşılıklı ticaret yoluyla gelir elde etmeleri önerisinde de bulundu.
Yardım sağlayan ülkelerin, miktarı 130 milyar dolara çıkarma, Afrika'ya yardımları iki katı artırma taahhütlerini yerine getirmek için, fonları artırmaları istenirken fonlarda yıllık yüzde 5 artışın yüzde 11'e çıkarılması istendi.
YARDIM "BAĞIMLILIK" YAPIYOR
Rapora göre ülkelerin yardımlara bağımlı olması, hükümetleri yurttaşlarına karşı daha az sorumlu hale getirebiliyor, vergi toplamada yetersizliğe neden oluyor. Rapor yardım sağlayan ülkelerin daha "sorumlu" hükümetleri cesaretlendirmesini ve desteğin sivil toplumla daha bağımsız yargı ve basına yönelmesini tavsiye etti.
ODA (Resmi Kalkınma Yardımı) tanımı altında 2005 yılında 106.8 milyar dolar yardım toplandığı, bunların yüzde 20'sinin Irak ve Nijerya'ya gittiği açıklandı. EN BÜYÜK YARDIM YAPAN ÜLKE ABD
Yardımda bulunan ülkelerin başında miktar olarak ABD bulunuyor, GSMH'deki yardım oranı açısından ise başı İsveç ve Norveç çekiyor. En fazla yardım alan ülkeler ise 12.9 milyar dolarla Irak ve 3.2 milyar dolarla Nijerya oldu.
Yardım sağlayan ülkeler arasında geniş çeşitlilik bulunduğunu belirten Rapor, Lüksemburg'un 2005'te kişi başına 550 dolar, başka yardım sağlayan dokuz ülkenin de 100 dolardan az yardım verdiklerini örnek gösterdi.
OECD ve Kalkınma Yardım Komitesi (DAC) üyesi olmayan ülkelerin de toplam dış yardımlarının 3.2 milyar dolara ulaştığını kaydeden Rapor, bunun 1.7 milyar dolarının Suudi Arabistan'dan geldiğini kaydetti. Çin'in de özellikle Afrika'da dış yardımlarını, artan bir şekilde sürdürdüğü belirtildi.