|
|
|
Erdoğan'dan eleştirilere yanıt
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sürekli olarak cari açığı gündeme getirenleri eleştirirken, "Cari açık her zaman bir yokluk değil. Eğer siz yere sağlam bakıyorsanız, cari açık bazen teşvik edicidir. 'Borç yiğidin kamçısıdır' derler, ama yiğitsen kamçıdır. Ama yiğit değilsen felakettir" dedi.
YASED'in düzenlediği "Başarıya Giden Yolda Fırsatlar Ülkesi Türkiye" konulu konferansa katılan Başbakan Erdoğan, AKP iktidarı döneminde Türkiye'nin ekonomik ve siyasi olarak geldiği noktaya değindi. AKP'nin iktidara geldiği dönemde yıllık enflasyonun yüzde 30 civarında olduğunu, 2006'da 35 yıllık oradan sonra enflasyonun tek haneye indiğini söyledi. Erdoğan, 2002'de 181 milyar dolar olan GSMH'nin 2006 sonunda 390 milyar doları aştığını ifade etti.
"CARİ
AÇIKTA RAHATIZ"
Cari açık konusuna da değinen Erdoğan, bu konuda Türkiye ile mukayese edilmeyecek en büyük örneğin ABD ve Japonya olduğunu söyledi. Durmadan cari açığı gündeme getirenlere ise bu ülkelere bakmalarını öneren Erdoğan, hükümetin cari açıkta bu kadar rahat etmesini ise şöyle açıkladı:
"Biz cari açıktaki sıkıntının teorik olarak binicindeyiz. Pratikte de cari açık ne zaman götürür, ne zaman size herhangi bir şey yapamaz, onun da bilincinde ve farkındayız. Cari açık her zaman bir yokluk değil. Eğer siz yere sağlam bakıyorsanız, cari açık bazen teşvik edicidir. Yere sağlam bakıyorsanız. 'Borç yiğidin kamçısıdır' derler, ama yiğitsen kamçıdır. Ama yiğit değilsen felakettir. Biz borçlanabiliyorsak, milli gelir itibariyle 181 milyar dolarlar 400 milyar dolara dayanmış olan bir imkanın gücün var da bunun için rahat borçlanıyorsun. Rahat döndürebiliyorsun, bizim sıkıntımız yok, burada bizim gücümüz var. Ne geliyor, ne gidiyorsa ben bunlara hak veriyorsam, endişem yoksa ben burada rahatım."
Küresel sermayenin Türkiye'ye olan ilgisinin AKP döneminde arttığını dile getiren Başbakan Erdoğan, Türkiye'deki küresel sermaye temsilcisi şirket sayısının 14 bin 955'e yükseldiğini, bunun 8 bin 203'ünü ise AB üyesi ülkelerin oluşturduğunu kaydetti. Türkiye'nin artık dünyada var olduğunu vurgulayan Erdoğan, AB karşıtı açıklama yapanları daha açıklama yaparken daha dikkat etmeye davet etti. Erdoğan, "Hamaset türküleri okumakla olmuyor" dedi.
YABANCILARA GAYRİMENKUL SATIŞI ELEŞTİRİLERİNE YANIT
Türkiye'de hangi ekonomik göstergeye bakılırsa bakılsın tüm alanlarda olumlu istikamette gelişmeler olduğunu belirten Erdoğan, yabancıların gayrimenkul alımını eleştirenleri şöyle yanıtladı:
"Ülkemizde yeni yeni atılan adımlar var ki, bunlar performansı yüksek adımlar. Örneğin gayrimenkul satışlarıyla alakalı konularBunu öyle bir noktaya doğru taşıma oluyor ki, 'Ülkeyi satıyorlar' deniliyor. Böyle saçma sapan şey olmaz. Bu ülkenin hangi evladı kalkar da böyle bir şeye teşebbüs eder? Bu kalkıp yerinden gitmiyor. Bir apartman dairesi satıyorsunuz, kalkıp diyorlar ki 'Ülkeyi satıyorlar'. Ülkemizde burada kalıp, buranın güzelliklerinden istifade etmek isteyen insanlar var, diyorlar ki 'Ülkeyi satıyorlar'Ya kardeşim gitmiş bir tane daire, bir tane villa almış, bırak alsın. Bir işadamının veya farklı ülkeden emekli olmuş gelmiş, burada daire almış insana bu nazarda baktığın anda, sen ancak içine kapanırsın, dünyaya açılamazsın. Aynı şekilde senin vatandaşın Almanya'da bir yer satın aldığı zaman niye bunu konuşmuyorsun?"
"BAZI ŞEYLERDEN BEN DE BIKTIM"
Yerli ve yabancı yatırımcıların Türkiye'nin sunduğu fırsatlardan yararlanmasının gayreti içine girdiğini vurgulayan Erdoğan, bürokratik oligarşiden Türkiye'nin henüz kurtulamadığını, bunun en büyük dert olduğunu söyledi. Erdoğan, Başbakanlığa bağlı Yatırım Promosyon Ajansı'nı bürokrasiyi azaltmak amacıyla kurulduğunu dile getirirken, "Bazı şeylerden ben de bıktım. İstiyorum ki girişimcimiz, küresel sermaye, ülkemde bu yatırımını rahat gerçekleştirsin. Sorumluluk noktasındaki herkes, yasama, yürütme ve yargı organı...Üçümüz de, bu ülkenin menfaatleri neyi gerektiriyorsa, hukuka karşı olmadan, ama nefislerimizi bu işe karıştırarak değil, hak neyse bunu sahibine teslim etmelidir" dedi. Türkiye'de 500 milyon dolarlık bir yatırım yapmak isteyen yerli bir yatırımcının kendisine gelerek bürokrasiden şikayet ettiğini aktaran Erdoğan, bürokrasinin yatırımdan vazgeçirme noktasına geldiğini dile getirdi. Erdoğan, "Benim rüyalarıma giren, niçin bürokratın rüyasına girmiyor? Onun rüyasına da girsin" dedi. Erdoğan, bu sorunun üzerine gide gide aşacaklarını, kimsenin bunda yanılgıya düşmemesi gerektiğini söyledi.
Ekonomik program ve mali disiplinden asla taviz vermeyeceklerini ve seçim ekonomisi uygulamayacaklarını yineleyen Erdoğan, "Eğer bir tercih yapılacaksa, ülkemin zarar edeceği yerde, partim seçim kaybetsin ama ülkem zarar etmesin. Bizim anlayışımız budur" dedi.
TAV'ın halka arzına da değinen Erdoğan, bu şirketin 5 milyar dolarlık talep toplama başarısını ise Türkiye'deki ekonomik ve siyasi istikrarın bir sonucu olarak nitelendirdi.
BANKALARIN YABANCIYA SATIŞI
Bankaların yabancılara satılmasına ilişkin eleştirilere de konuşmasında değinen Erdoğan, "İşine gelirse gidersin, kredini alırsın, işine gelirse almazsın. Yeni bankalar kuracaklarsa buyursunlar, yeni bankalar da kursunlar. Onun da zemini müsait. Yerli, bankasının yarısını satmış, satsın. Ülke kazanıyor" diye konuştu.
"AB GEL BİZE TARİH VER"
Türkiye'nin AB müzakere sürecini kararlılıkla, rehavete kapılmadan sürdürdüğünü kaydeden Erdoğan, AB'den "Gel bize tarih ver. Böyle, böyle'Biz sizi 2015'te alacağız, 2015'e kadar gel bize takvim yap" isteğinde bulundu.
(ANKA)
|