|
|
|
|
|
Altaylı, FB'nin mabedini yazdı
|
|
Sabah Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, 6 yıl aradan sonra gittiği Saracoğlu'nu yazdı: "Müthiş atmosfer. Bir takım bu etkileyici stadın hakkını nasıl vermez? Avrupa'dakilerin pek çoğundan daha iyi, modern ve konforlu. Darısı bizim takımın başına."
Bu stada bu futbol yakıştı mı?
SABAH Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, 6 sene sonra gittiği Saracoğlu'nu ve Alkmaar maçını yazdı: "Bir takım bu etkileyici stadın hakkını nasıl vermez?".
Fenerbahçe'nin Şükrü Saracoğlu Stadı'na 2001 yılından beri gitmiyordum. Son olarak Galatasaray'da ikinci başkan olduğum dönemde gitmiş, 90 dakika küfür yemiş ve tövbe etmiştim. Ancak başkan Aziz Yıldırım ve asbaşkan Ali Koç davet edince gitmemezlik olmazdı. Üstelik, futbolun sadece bir oyun, rekabetin ise ancak iki taraflı olabileceğine inanan biri olarak Fenerbahçe olmadan Galatasaraylı olmanın, Galatasaray olmadan da Fenerbahçeli olmanın bir eğlencesi olmadığının da farkındaydım. Üstelik de rakibimizin çok övündüğü stadını gerçekten merak ediyordum. Çarşamba
akşamı, Sevgililer Günü olmasına rağmen, eşimin izni ve hatta desteğiyle Fenerbahçe-AZ Almaar maçına gittim. Kendimi bildim bileli Ali Sami Yen çilesini çeken biri olarak daha girişte şaşırdım. Otomobilimizi stadın altındaki otoparka park ettik. Başkan Yıldırım bizi otopark girişinde karşıladı. Locaların olduğu kata asansörle değil yürüyerek çıktık. Kötü bakışlarla karşılaşmadım değil ama tek bir olumsuz kelime edilmedi. Locaların olduğu katta "Normal hayatta" dostum olan Fenerbahçeliler ile öpüşüp koklaştık. "Ayağın uğurludur" diyenler de oldu, "Yenilirsek sana bağlarız, buradan çıkamazsın" diye takılanlar da. Stat gerçekten enfes... Avrupa'dakilerin pek çoğundan daha iyi, daha modern, daha konforlu... Localara ısıtma bile yapmışlar. Bizi locada karşılayan Ali Koç'a takıldım, "Hava sıcak; söndürün bunları. Paranızın çok olduğunu göstermenize gerek yok." Başkan Aziz Yıldırım, Şeref Tribünü'nde oturmak zorunda olduğu için bizi 'Galatasaraylı kardeşi' Acar Yıldırım'a emanet edip gitti. Maç seyrederken bir yandan da, stattaki Divan Lokantası'ndan getirilen yemeklerimizi yedik. Biz gelmeden önce Migros Tribünü'nde olaylar olmuş fakat maç boyunca küfür müfür olmadı. Sadece Alkmaar'ın üçüncü golünden sonra Alkmaar kalecisine birkaç şişe su atıldı. Galatasaray'ın kısa Olimpiyat Stadı macerasından sonra ilk kez medeni bir ortamda maç seyrettim ve "Darısı bizim takımın başına" diye düşündüm. Stadın müthiş bir atmosferi ve akustiği var. Çok etkileyici... O sahada oynayan bir takım, nasıl olur da o stadın hakkını vermez çok merak ediyorum. Çünkü AZ Alkmaar karşısında çok kötü bir Fenerbahçe vardı. AZ Alkmaar'dan çok üstün olan kadrosuna rağmen kötü oynadı. AZ Alkmaar'ın ikinci golünden önce yanımda oturan Ergun Babahan'a "Fenerbahçeli oyuncular hata yapıyor ve oyunu hızlandırıyorlar. Hızlı oyunda AZ Alkmaar iki-üç tane atıverir farkına varmazsınız" diyordum ki, peşpeşe iki gol geldi. Ardından Tuncay, Fenerbahçe'nin 2. golünü attı. Ve biz kalktık: "Yenilirsiniz benim uğursuzluğuma bağlarsınız. Kalkalım" dedim. Sonrasında maç 3-3 oldu.
ALEX TAM BİR FACİA Fenerbahçe'nin iyi bir kadrosu var ama çok önemli eksikleri de... Öncelikle kaleci Volkan Demirel, bu takımda oynamaz. Oynamamalı... Edu diye bir stoper var evlere şenlik... Bu kadar pozisyon hatası yapan bir stoper, bu klasta bir takımda olmamalı. Alex ise tam bir facia. Yetenekleri belli ama Fenerbahçe'yi bıraktığı da belli. Sahada yok. Fenerbahçe ile ilgili eleştiri yazmak benim işim değil ama Zico bu takıma üç beden küçük. Edu ve Volkan yetersiz. Kadro pahalı ama yedeksiz. Alex ise bu haliyle gereksiz.
REKABET VE ORTAKLIK Doğrusunu istersiniz en büyük rakibimizin stadını görmek, maçını izlemek beni çok keyiflendirdi. Ve hep söylediğim bir şeyi bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Türkiye Ligi'nde Galatasaray ve Fenerbahçe aynı gemide gidiyorlar. Çıkarları ortak, hedefleri ortak. Bu iki takım ligin yüzde 80'i demek. Bir yandan saha içinde rekabet etmeliler, diğer yandan saha dışında ortak çıkarlar için birlikte hareket etmeliler. Hatta heyecanı, tansiyonu artırmak için birbirlerinden oyuncu alıp satmalılar. Ne bileyim seneye Mondragon, Fenerbahçe'ye; Alex de Galatasaray'a gelmeli. Tribünler böyle dolar, gelirler böyle artar. Sokaklarda kavga ederek, tribünlerde bıçak çekerek değil.
TARAFTAR DİZAYN EDİLMEZ Ve son derece doğru işlerle, aynı oranda yanlış işleri bir arada yapma becerisini gösteren başkan Aziz Yıldırım'a bir tavsiyem olacak. Tribünleri kendi haline bıraksın. Taraftar dizayn etmeye kalkışmasın. Çünkü olmaz, olmuyor. İyi futbol, iyi stat kötüyü kovacaktır. Serseri takımını tribünlere sokmasın.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|