Yanal bir balonmuş
Dün gece iki önemli şey yaşadık. İlki Ersun Yanal'ın bir balon gibi patladığı, diğeri de Ümit Karan'ın bir yıldız gibi parladığı... Sözüm ona, o Türk futbolunun geleceğine yön verecek teknik direktördü. Güya o bir ekoldü. Ama dün geceden sonra artık şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, o yaşam biçimini sahaya yansıtmak için uğraşıyor. Manisaspor'un, Beşiktaş ve Galatasaray'la son 15 günde oynadığı maçlara baktığımızda 11 gol yedi, aslında 35-40 olurdu. Buna karşılık attığı sadece bir, bunun dışında bu karşılaşmalarda yakaladığı bir pozisyon bile yok.
İLK GOL FARK DEMEKTİ Gelelim Ümit'e... Golün her cinsini attı. Kafa, ayak içi, sağ dış, bacak arası, utanmasa amuda kalkıp gol bile atacaktı. Aslında buna imkanı da vardı. Bir ara Galatasaray gol pozisyonunda iken Manisalılar olaydan o kadar uzaktılar ki, neredeyse Ümit Karan'a takım arkadaşları defans yapacaktı. Galatasaray ilk yarıda zorlandı. Ama gol birçok şeyin çözülmesine neden oldu. Önce takımın kendine güveni geldi. Daha çok top yapmaya başladılar. Özellikle orta saha çok daha etkili oldu. Ve Galatasaraylı oyuncular şunu çok iyi biliyorlardı ki, atılacak bir gol fark demekti. Çünkü Türkiye'de Manisaspor'dan başka şuursuzca, dengesizce ve geride çok açık vererek hücum eden başka bir takım yok. İkinci devre de öyle oldu. Manisaspor kontrolsüz geldi, geldikçe gol yedi. Artık Fevzi bile ne yapacağını şaşırmış ve ikinci yarıda oyun kopup gitmişti.
SÜPER LİG YİNE KIZIŞTI Şener'in sol bek, Okan'ın sağ bek oynadığı bir takım için ancak ya "Gariban bir takım paraları yok" diyebiliriz ya da "Hocalarını göndermeleri gerekir" demeliyiz. Süper Lig yine kızıştı. Beşiktaş da Galatasaray da artık olayın içindeler.
|