|
|
|
|
|
|
|
Ağar: Derin değil perişan devlet
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ''Hükümet, bugün beceriksizliğiyle sorumlu olduğu olayları derin devlet tarifinin arkasına sığınmak suretiyle geçiştirmeye çalışmaktadır. Bugün ortada derin devletten ziyade, bir perişan devlet görülmektedir'' dedi.
DYP Kadın Kolları tarafından düzenlenen ''Kadın Siyasetçilerin Eğitimi'' adlı eğitim programının sertifika törenine katılan Ağar, DYP Ankara İl Başkanlığına gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ağar, bugün bir basın organında yer alan ve Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında tutuklanan Yasin Hayal'in Trabzon TEM Şube Müdürü Yahya Öztürk'ten direktif aldığına yönelik ifadeleri bulunduğu yönündeki habere ilişkin soru üzerine şunları kaydetti:
''Bunu
savcıların çıkarması lazım artık. Bu olayın ardında, arkasında ne var, kim var, nereye kadar gidiyorsa bunların hepsinin çıkması lazım. Görüldüğü gibi ortada derin devletten ziyade perişan devlet yönetimi görülüyor. Bu, vahim bir şey tabii... Yani, bir insan hem haber elemanı olup da hem eylem yönlendirir hale geldiyse bu vahim bir şey...''
''Bir kamu görevlisinin böyle bir işin içinde olabilmesi mümkün değil, düşünülemez bir şeydir. Ama böyle bir şey de varsa savcılar bunu ortaya çıkaracaktır, çıkarması da gerekir'' diyen Mehmet Ağar, konuyla ilgili ''doyurucu bir siyasi makam açıklamasının'' görülemediğini savundu. Ağar, ''Hükümet, sanki sorumlusu ve tarafı değilmiş gibi görülmektedir. Bütün sorumluluk hükümet yönetiminindir, başbakanındır. Çok süratle olay bitirilmelidir'' diye konuştu.
''70 MİLYON İNSANIN EŞİT HİSSESİ VAR''
Ağar, sertifika töreninde yaptığı konuşmada da, Türkiye'nin meselesini yabancı ellere terk eden idareye karşı çıkmanın en büyük milliyetçi çıkış olduğunu söyledi. Ağar, şöyle devam etti:
''Yoksa ülkede insanlar arasında husumeti, düşmanlığı geliştiren ve bunun üzerinden siyaset yapmayı zannetmenin hiçbir doğru tarafı yoktur. Ülkenin 70 milyon insanının bu topraklar üzerinde eşit hissesi vardır. Meseleyi eğer bu noktadan görmediğimiz takdirde, Türkiye'nin çok çabuk bir şekilde 1980 öncesini aratmayacak, Allah korusun bir daha yenisini arzu etmediğimiz günlere dönüşü söz konusudur.''
Ağar, Türkiye'nin gücünü, geleceğini, varlığını koruyacağını ve bunun Türkiye'nin en temel meselesi olduğunu belirtti. Hükümetin sadece bugünün meseleleriyle uğraştığını ve geleceği göremediğini iddia eden Ağar, şöyle konuştu:
''Bugün terör, ülkedeki acılar üzerinden politika yaparak milliyetçilik gibi temel bir kavramı siyasetin günlük ucuzluklarına kurban etmenin önündeki en doğru ve en büyük engel biziz. Başkalarının okuduğunu, yazdığını, söylediğini biz memleketin dağında, kırında, bayırında her türlü sıkıntıyı her noktada milletle beraber göğüslemek suretiyle yaşamışızdır.
Başkalarının konuşmaya korktuğu dönemlerde biz milletle beraber bütün bu sıkıntıları aşarak geliyoruz. Biz Türkiye aşığıyız, sevdalısıyız. Hayatımız bu toprakların geleceğinin en güçlü olması için mücadele etmekle geçmiştir. Devletin ve milletin bize verdiklerini 3 yüz sefer dünyaya gelsek ödememiz mümkün değildir. Böylesine güçlü bir sadakat duyuyoruz. Bu topraklarda yaşayan insanların bugününü, geleceğini, bu topraklarda hayatını ortaya koymuş analarımız başta olmak üzere herkesin sıkıntılarını ortadan kaldıracak milliyetçilik. Esas milliyetçilik budur. Ülkenin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini birlikte savunmaktır.''
''KİMSENİN DURUMDAN VAZİFE ÇIKARMAYA HAKKI YOK''
Türkiye'nin bölünmez birlikteliğini ve sınırlarının değişmezliğini savunacak güçlü bir devlet olduğunu kaydeden Ağar, devletin meşru güvenlik güçlerinin her türlü zorluğun üstesinden gelebileceğini söyledi. Bunların gücünün yetmediği bir topyekun saldırı karşısında milletin yediden yetmişe birlikte buna karşı koyacak iradesinin, imanının ve inancının bulunduğunu kaydeden Ağar, şöyle konuştu:
''Demokratik bir hukuk devletinde kimsenin durumdan vazife çıkarmaya veya devletin böyle bir beklenti içinde olmasına gerek yoktur, kimsenin de durumdan vazife çıkarmaya hakkı yoktur. Bu ülke büyük imparatorlukları sinesinde var etmiş olan büyük bir ülkedir.
Burada farklı kökenlerden, inançlardan, yapılardan gelen insanlar yüzyıllar boyunca birlikte yaşamışlardır. Bu imparatorluklarımızın da cumhuriyetimizin de zenginliği olmuştur. Çok olan azı kendi namusu gibi görür, onu kimselere ezdirmez. Kendine verilmiş bir emanet gibi görmüştür. Bu bizim milletimizin geleneksel yapısının güçlü bir yansımasıdır.''
''Tüm bunları görmeyen, kavramayan, anlamayan bir hükümet, bugün beceriksizliğiyle sorumlu olduğu olayları derin devlet tarifinin arkasına sığınmak suretiyle geçiştirmeye çalışmaktadır'' diyen Ağar, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hükümet, bunları kavrayabilecek bakış açısından uzaktır. Bugün ortada derin devletten ziyade, bir perişan devlet görülmektedir. Kendi sorumlu olduğu memurlarının ne yaptıklarını bilmeyen, onların hareketlerine hakim olamayan, siyasi sorumluluk diye bir kavramı farkedemeyen, kavrayamayan, ülkeyi yönetemeyen, ülkedeki her olayı kriz haline getiren bir hükümet yönetimiyle karşı karşıyayız. Türkiye, böyle bir hükümet yönetimini ilk defa görmektedir ve inşallah bir daha da görmeyecektir.''
Ağar, Türkiye'de her kesimin farklı sıkıntılarının bulunduğunu ve bunu yurt gezilerinde gördüklerini söyledi. Ağar, ''Bir gezide 'yandık da dumanımız tütmüyor' dediler. Türkiye sandığı bekliyor'' dedi.
AA
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|