| |
|
|
Kaybeden çocuğu dövmeyin
Salondan çıkan 10 yaşındaki çocuk, biraz bitkin, çokça üzgün bir halde dışarıda bekleyen babasına doğru yürüdü. Baba heyecanla oğluna sordu: "Ne oldu?" Çocuk boynu bükük cevap verdi: " Yenildim . " Sinirlenen baba, çocuğa tokadı patlattı! Yukarıdaki sahneye ben değil, Antalya'daki satranç turnuvasına çocuğunu götüren Sabah Ekonomi Servisi editörlerinden Esen Evran şahit olmuş. Bu tokat iki açıdan önemli. Biri olumsuz, diğeri olumlu . Olumsuz... Çünkü çocuk, o tahtanın başına zaten kazanmak için oturuyor. Öte yandan karşısında oturan yaşıtı da aynı amaca sahip. Saatlerce mücadele edecekler; biri kazanacak, diğeri kaybedecek. Kaybetti diye çocuğa tokat atılır mı? Bu tip bir ceza çocuğu asla motive etmez. Tersine soğutur . Tam da " Dayak yememek için kazanmalıyım " tedirginliği yenilgiyi getirir. Olumlu... Bu tokat aynı zamanda bir gösterge . Neyin göstergesi. Şöyle: Bizim orta sınıf için eğitim çok önemlidir. Çocuğun geleceği, okuldaki iyi eğitim yoluyla garantiye alınır. Zamanla okul eğitimine, spor da eklendi. Veliler, " Aman baskete, yüzmeye gitsin, tenis de öğrensin " diye debeleniyor. Bir kurstan diğerine, bir spor salonundan ötekine ailecek koşturup duruyorlar. İşte ' gösterge' dediğim bu: Veliler ' çocuğun yapması-bilmesi gereken sporlara' satrancı da dahil etti. Ancak anne ve babalardaki aşırı hırs, öne geçme arzusu, geri kalmama telaşı böyle nahoş sahnelere de yol açıyor.
|