Önemli yurtiçi siyasi gelişmelerine ve risklerine karşılık küresel piyasaların etkisiyle Türkiye finansal piyasalardaki 2007 eğilimleri 2006'nın ilk aylarını andırıyor. Türkiye'ye yönelik portföy yatırımları ve küresel sermaye akımı yine hızlı, para yine oluk oluk akıyor, iyimserlik yine dorukta. Merkez Bankası'nın enflasyon korkusundan dolayı likiditeyi sıkı tutma ve faizleri gevşetmeme kararlılığına rağmen hazine faizleri yine düşüyor. 2006 dalgalanmasında yüzde 23.30 düzeyine kadar yükselen hazine faizleri geçen hafta yeniden yüzde 20'nin altına indi. Borsa dalgalanma sonrasının en yüksek düzeyine çıktı. Dolar kuru da dalgalanma sonrasında ilk kez 1.40'ın altını gördü. - Olumlusenaryogündemde - Bir süre sonra yabancıların Türkiye piyasalarından ne kadar hisse senedi ve bono aldıklarını öğreneceğiz. Ama en azından borsadaki yabancı payının aralık sonunda yüzde 65 düzeyinden yüzde 69'a çıkması bize, ocak ayında en yüklü aylık alımlardan birinin gerçekleştiğine işaret ediyor. Küresel piyasaların ocak ayında iyileşmesinin temelinde Japonya Merkez Bankası'nın faiz artırmamaya karar vermesi ile ay sonunda ABD Merkez Bankası'nın açıklamaları bulunuyor. FED'in ekonomiye çizdiği iki ana senaryodan "yumuşakinişin" ağırlık kazanması, likiditenin azaltılmayacağının anlaşılması ve faiz artırımının zayıflaması, küresel piyasalar için tam bir doping etkisi yaptı. Amerika, Avrupa ve bazı Asya borsaları 2000 yılı sonrasının en yüksek düzeylerine ulaştı. - Üçönemliveri - Yurtiçinde ise üç önemli veri açıklanacaktı ve üçünün de olumlu çıkacağı bekleniyordu. Bunlardan biri 2006 yılı bütçe verileriydi. Milli gelirin yüzde 0.5'i dolayında bir açıkla açıklanması beklenen bütçenin 1980 sonrasının en iyi bütçesi olacağı biliniyordu. Ancak açıklama bu haftaya kaldı.
* İkinci önemli veri aralık ayı dış ticaret rakamlarıydı. Üç yıldan sonra aylık dış ticaret açığında ilk kez gerileme maydana geldi. 8.47 milyar dolarlık ihracata karşılık 11.53 milyar dolarlık ithalat yapıldı. Dış ticaret açığı 8.08 milyar dolarda kaldı. 2005 yılı aralık ayında 4.43 milyar dolarlık açık verilmişti. Böylece yıllık dış ticaret açığı 51.88 milyar dolara geriledi. Dış ticaret açığında bu pozitif kırılmanın gelecek hafta açıklanacak cari açık rakamlarına da yansıması beklenebilir. Bu gelişmenin devamlılığının olup olmayacağını gelecek aylarda görebileceğiz. Ama tek başına bir aylık düzelme de önemli. - Enflasyonakuraklıkdarbesi - Cuma akşamı açıklanan ocak ayı enflasyon rakamı ise şaşırtıcı derecede yüksek çıktı. Piyasaların beklenti ortalaması aylık yüzde 0.33 artış iken gerçekleşme bunun tam üç katı düzeyinde, yüzde 1 oldu. Bunun da temel nedeni yüzde 4.44 artan gıda fiyatlarıydı. Gıda fiyatlarını artıran etken de kuraklıktı, yağmurların mevsim ortalamalarının üçte biri düzeyinde seyretmesiydi. Nitekim işlenmemiş gıda ürünleri hariç hesaplanan çekirdek enflasyon ocak ayında 0.22 düşüş gösterdi. Ancak nedeni iklim değişikliği de olsa, sonuçta enflasyonu yükseltiyor. İklimin şubat veya mart ayında düzeleceğine ilişkin tahminler de yok. Yani kuraklığın devamı ve yaz aylarında da sürmesi bekleniyor. 2007'nin 1850 sonrasının en sıcak yılı olacağı tahmin ediliyor. Buna göre yaz aylarında enflasyonu düşüren domates fiyatları bu kez ters etki yapabilecek. - Faizekuraklıketkisi - Enflasyonun iklim nedeniyle düşüşe direnmesi ise Merkez Bankası'nın ihtiyatlı duruşunun sürmesini beraberinde getirebilir. Bir yanda küresel piyasalardaki müthiş olumlu hava faizi indirmeye, diğer yanda iklimin etkisiyle enflasyonun artması ise Merkez Bankası'nı ters yönde hareket etmeye zorluyor . Nitekim bu gelişmeler cuma günü fiyatlara bir ölçüde yansıdı da. - Öncedensatınalma - Türkiye piyasaları küresel piyasaların etkisinde kalarak sanki 2006 yılının ilk aylarındaki seyre benzer bir eğilimi tekrarlıyorlar. Bir anlamda yeni yıla girildikten sonra 2007'de de 2006'ya benzer bir küresel ekonomik büyüme olacağı anlaşıldı. Yılın tümündeki iyi gelişmeler piyasaların görüş alanına girdi. Japonya ve ABD merkez bankalarının kararları ve açıklamaları da, buna yardım etti. Piyasalarda,yılıntümüneyayılacakpozitifekonomikgelişmelerivepiyasaeğilimleriniilkaylardasatınalıyorlar. Tıpkı 2004, 2005 ve 2006 yıllarında olduğu gibi. Piyasalar önceden hareket ediyor. Görünebilen olumlu gelişmeleri şimdiden fiyatlıyorlar. Henüz fiyatlanmamış olanları önümüzdeki günlerde haftalarda fiyatlayabilirler. Sonrayeniolumlugelişmelergündemegeldikçeveyapozitifatmosferindahauzunsüreceğitahminedilirse,budafiyatlaradahiledilecek.Amabiryerdegörünürgelecektekigelişmelersatınalınıpbitirilmişolacak.Dahafazlasatınalacakolumlugelişmekalmayacak. Veya daha ilerisi görülemeyecek. Bir aşamda piyasalar gelişmeleri aşırı fiyatlamış duruma da düşebilecekler. Ya da olumsuz gelişmeler ufukta belirecek. O zaman da kâr realizasyonu başlayacak. Yani son yıllarda yaşadığımız dalgalanmalardan biriyle karşılaşabileceğiz. Dileyelim bu dalgalanma yurtiçi risklerin ve belirsizliklerin öne çıktığı dönemlere rastlamasın.