Değer miydi?
Türk futbolu, tarihinde ilk kez FIFA ile görüşme odasına giriyor. 13 kez "Genel kurul çağrısı yapacağım" deyip yapmayan Bakan Şahin, hatalılar listesinin başında yer alabilir. Ancak son 10 yılda 2 kez olağanüstü genel kurulla başkan olan Ulusoy'u bu tablodan ayıramayız. AK Parti karşıtlığı ile kendine zemin yaratan, Johansson'a oy verip "Platini'yi biz seçtirdik" diyebilen, ilk kez ANAP tarafından başkanlığa atanan, AK Parti içindeki bölünmeden yararlanıp geçen yıl başkan olan Ulusoy'un siyasetten şikayetçi olması ne komik. Sayın Ulusoy; 1-Ankara'ya, Bursa'ya, Rize'ye gitmek varken Cenevre'ye gitmeye... 2-"Sel gider kum kalır. FIFA bugün burada yarın ne olacağı belli değil. Benim kulüplerim daha önemli" diye düşünmeden hareket etmeye... 3-Övündüğün milliyetçiliğine ters düşerek ülkeni şikayet etmene... 4-Futbol kaos içindeyken, hakemlerin ve kurulların kafası rahat değilken seçimi 3 ay daha geciktirmek için çabalamaya... Değer miydi?
Sayın başkan, FIFA'ya gitmeyi kendinize hak görüyorsunuz da; 1-Türkiye Kupası yayın haklarını 2 yıl ihalesiz uzatmaya... 2-İDDAA ile ilgili gelişmeler karşısında sessiz kalmaya, yeni ihale süresince kulüplerin daha çok para kazanmasını sağlayacak girişimler yapmamaya... 3-Terim ve oyuncularını hiçe sayıp Milli Takım başarılarını tamamen kendi üstüne almaya... 4-Maliye Bakanlığı, kulüplerin vergi oranlarını yüzde 40'a çıkarmaya hazırlanırken elin kolun bağlı oturmaya... Hakkın var mıydı?
|