Kurumlar da grip...
İnsanları gibi, Ankara'da siyaset ve emniyet de gribe yakalanmış durumda... Kurumlar, bünyesine sirayet eden virüs sayesinde yatağa yapışmış; başını kaldırıp da iki kelime söyleyecek mecali yok. Ayakta kalmış olanlar da enfeksiyonun kendisine bulaşmaması için ortamdan uzak durmanın veya sessizce uzaklaşmanın yöntemini arıyor. Ankara'nın bu ortamı içinde dün CHP lideri Deniz Baykal ile sohbet ediyoruz. Baykal, salgının Türkiye'nin bölgesinde de ağır bir şekilde yayıldığına dikkat çekerek ekliyor: "Din, inanç ve kimlik çatışmalarının etkisini her geçen gün daha da artırdığı bir ortamda yaşıyoruz. Türkler, Avrupa'nın birçok yerinde Müslüman oldukları için tecavüze, baskıya maruz kalabiliyor. Etnik, çatışmaların arttığı bir dönemde, Türkiye kendi içinde bunlardan uzak durmalı. Yoksa her an tırmanışa geçmesi mümkün." CHP liderine göre bunun için ortam yaratılması arayışları da var. Örnek olarak önceki gün Malatya-Elazığ maçında yaşananları gösteriyor. Hrant Dink'in cenazesinde ortaya çıkan tablonun daha sonra başka bir noktaya doğru çekilmeye çalışılmasının kaygı verici olduğunu belirtiyor. Dink'in cenazesindeki tablonun bugüne kadar Avrupa'da yaşanmadığını belirtip ekliyor: "Bu güzel tablo, şimdi farklı bir istikamete doğru sürükleniyor. Türkiye'de kimlik tartışmaları gündeme getirilince işin nereye vardığı geçmişte görüldü. Bizlerin bu süreci doğru yönetmesi, gerilimden uzak durması lazım..."
Güvenlik zafiyeti Baykal, bu aşamada Emniyet teşkilatı içinde yaşanan gelişmelere dikkat çekiyor. "Emniyet içinde yaşanan çekişme tehlikeli bir noktaya doğru tırmanıyor" uyarısında bulunup devam ediyor: "Emniyet öncelikle toplumun saygısını kazanmalı. Ama yazılıp çizilenlere bakınca çok büyük güvenlik zafiyeti yaşanmakta olduğunu görüyoruz. Trabzon'da yaşananlar olaylara ilişkin ortaya atılan iddialar doğru ise buna bakmak lazım. Ne söylendi, şimdi ne oluyor? Cinayeti azmettirdiği söylenen kişi, Emniyet'te muhbirliği kime yapmış? Bunların bir an önce ortaya çıkarılıp, sonuca varılması lazım." CHP liderine bu aşamada TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine ilişkin önceki gün bir grup gazeteci ile yaptığı sohbeti anımsatıyorum. Baykal, "Ben Meclis Başkanlık makamı ile polemik arayışında değilim" deyip şunları söylüyor: "Meclis Başkanlık makamı tarafsızlık gerektirir. Meclis Başkanlığı'nın tarafsız olması gerektiğine olan anlayışım ve saygım dolayısıyla söz söylemeyeceğim, polemik konusu yapmayacağım." Baykal'ın sözleri bu noktada kalıyor; Arınç'a "tarafsız olması gerektiği" hatırlatmasında bulunmanın ötesine geçmiyor.
Stresi beslemeyelim Baykal telefonu kapattıktan kısa süre sonra DYP lideri Mehmet Ağar arıyor. Ağar da MalatyaElazığ maçında yaşanan gerilime dikkat çekerek uyarıyor: "Herkes toplumsal gerginliği ortadan kaldıracak mesajlar vermeli, kimse stresi beslememeli..." Emniyet teşkilatında yaşananlarla ilgili olarak da Ağar şu yorumda bulunuyor: "Eğer teşkilat içinde bilgilendirme, istihbarat akışında bir sorun varsa, sistemdeki bozukluklar giderilmeli. Yoksa memurları görevden alıp uzaklaştırarak bir yere varılamaz. Böyle giderse ilerde kimse görev yapamaz. Herkesin buna dikkat etmesi lazım." Başta da söyledik, Ankara'da grip olmuş kurumlar, geçmişte yakalandığı zatürreenin de tetiklediği ağır ateşli hastalığı yaşıyor. Dileriz, daha fazla tahribat yaratmadan ciğerdeki iltihap kurutulur.
|