"Türkiye'nin intiharı"
Yukarıdaki başlık bana ait değil. Daha önce Türkiye'nin bölünmesi teklifinde bulunduğu "Kanlı Sınırlar" isimli yazısıyla herkesin hışmını üzerine çeken emekli albay Ralph Peters'a ait. Pentagon kökenli Peters, adı sanı duyulmamış bir emekliyken 11 Eylül'den bu yana neo-con camiasında önemli bir isim haline geldi. New York Post'taki sütunundaki son yazısını da, yukarıdaki başlıkla Türkiye üzerine yazmış. Aslında Peters'ın Türkiye analizi oldukça sığ. Sağdan sola, medyadan hükümete herkese çamur atıyor. Abartılı ve uyduruk analizleri var. Ben normalde bu tür yazıları ciddiye almam. Zaten, 11 Eylül saldırıları sonrasında Suudi Arabistan'ı işgal etmeyi öneren Peters, marjinal bir kalem. Amerikan hükümeti de her fırsatta bu görüşlerin kendi politikalarını yansıtmadığını söylüyor. Ancak yine de Peters'ın yazısını ilgiyle okudum. Neden? Çünkü Ermeni soykırım tasarısının hızlandırılmış bir telaşla ABD Kongresi'nin önüne geleceği (muhtemelen 30 Ocak) bu günlerde, Peters'ın Türkiye aleyhine ortaya attığı tezler, karşıt lobilerce Amerikan kamuoyu ve meclisinde sakız gibi yinelenecek. Emekli albay Peters, Türkiye'nin kendini "intihara" sürüklediği iddiasıyla başlıyor yazısına. Daha önce "Hasta Adam" yazarı Robert Pollock ve "İslamofaşist" sözünün mucidi Frank Gaffney gibi o da iktidardaki İslamcıların "Atatürk'ün mirasını parçaladığını" söylüyor. Sanırsınız ki bu tarz analizler, Türkiye'de AK Parti karşıtı zümrenin hoşuna gidecek. Hayır tam tersine, bu sert (ve ideolojik) kalemler Türkiye ile ilgili eleştirilerini o kadar ileri götürüyor ki, kaş yapayım derken göz çıkarıyor. AK Parti'yi eleştireyim derken bütün Türkiye'yi karşısına alıyor. Peters'ınki de böylesine bir yazı. Türkiye'nin 1 Mart'ta Amerika'yı "arkadan hançerlediğini", şimdiyse Kuzey Irak'ta PKK ile mücadele sevdasına AB üyeliğini kaybetmek üzere olduğunu söylüyor. "Türkiye Irak'ta Sünni Araplara yatırım yaparak yanlış ata oynadı, 'Kürt devleti tak ıntısı' ndan kurtulamadı" diyor Peters. Toplumun "İslamcı vampirlere" yenik düştüğünü, yıllarca tebaa olan Arap Bedevilerinin Vahabi tarzı İslam'ın yayılmasıyla sonunda Osmanlı'yı ele geçirdiğini söylüyor Peters. "İslamcılar Türk kültürünü yok etmeye devam mı edecek, yoksa söz edilen askeri darbe Türkiye'yi iç çatışma ve siyasi fetret devrine mi sürükleyecek" diye birbirinden kötü iki senaryo çiziyor. Yazıda Türkiye'ye "Araplaşıyor", "aşırı İslamcı", "yasakçı İslam'a sürüklendi" dedikten sonra durumumuzun 1930'larda Nazilerin yükselişinden de vahim olduğuna karar verip (herhalde Naziler Müslüman olmadığı için) Türkiye için "Pakistan gibi yalnız ordunun gücü sayesinde ayakta kalan köktendincilikle zehirlenmiş bir garnizon devleti" yakıştırması yapıyor. "Hayırlara vesile ola", diyelim bari. Kuşkusuz bu ve benzeri yazılar, Türkiye'deki İslami muhafazakarlığın boyutunu ve üslubunu o kadar abartıyor ki, sanıldığı gibi AK Parti karşıtı bir hava yaratmak yerine gülünç oluyor. Ancak ne yaparsınız, Amerikan kamuoyunda bilen bilmeyen herkes yazıyor. Bu hafta Ermeni soykırımını "dolaylı" olarak kabul eden yasa teklifi, ABD Temsilciler Meclisi'ne geldiğinde, inanın Peters'ın yazısını cebinde dolaştıran Kongre üyeleri olacaktır. Bu propaganda ve çabalar karşısında Türk ve Amerikan hükümetleri, Kongre üyelerine "Yasa geçerse Irak'taki askerlerimizin ihtiyaçlarının karşılanması ve İncirlik'in kullanımı zorlaşır" diyor. Amaç yasanın genel kurula gelmesini önlemek, alt komitede kadük hale gelmesini sağlamak. Bakalım kimin sesi daha gür çıkacak? Sağduyu mu çığırtkanlık mı?
|