Mönü karanlık
Görme engellilerin başarıyla servis yaptığı ve karanlıkta yemek yemenin zevkine varılan Dans le Noir Restaurant'larının çılgın yaratıcısı Eduard de Broglie ile Paris'ten konuştuk.
Eduard de Broglie'nin önce Paris'te, ardından Londra ve Moskova'da birer şubelerini açtığı Dans Le Noir Restaurant'ta çalışanların hepsi görme engelli. "Nasıl oluyor da bir kazaya sebebiyet vermeden servis yapabiliyorlar?" diyenler için söyleyelim, yalnız çalışanlar değil, müşteriler de hiçbir şey görmüyor. Çünkü özel bir sistemle ışık geçirmeyen restoran, deyim yerindeyse kapkaranlık.
YEMEĞİN TADI DAHA BAŞKA Restoranların sahibi Broglie, İsviçre'de görme engelliler yararına düzenlenen bir yemekte ilk kez karşılaştığı karanlık restoran konseptini ticarete dökmeye karar vermiş: "Günümüzde o kadar fazla görsel bombardıman var ki, yeni biriyle tanıştığımızda bile önce kılık kıyafetine bakıyoruz. Hepimizde bir önyargı var. Yemekte de öyle. Çoğu zaman sunumu, lezzetin önüne geçiyor. Restorandaki dekorasyon, yan masada oturan kadının elbisesi gibi saçma şeylere takılıyor ve gerçeklerden uzaklaşıyoruz. Tüm bunlardan yola çıkıp karanlık restoranı yarattım. Burada görsellik yok, önemli olan gerçekler. Zaten karanlıkta yediğiniz zaman, damağınızda daha çok tat alabiliyorsunuz. Örneğin normal ve şık bir restoranda balık ısmarlarsanız, balığın sulu ve hoş görüntüsü sizi cezbeder, yanındaki sebzeye dokunmazsınız. Oysa karanlıkta yediğiniz zaman balığın bir tadı olmadığını, sebzenin çok daha kuvvetli bir tada sahip olduğunun farkına varıyorsunuz," diyor. Broglie, eleman alırken herhangi bir ayrıcalık yapmadıklarını, fakat görme engellilerin burada daha rahat çalıştıklarını söylüyor: "Aslında çalışanlar garsondan çok, birer rehber niteliğindeler. Buraya gelen herkes birer kör, çalışan körler ise onların gözü oluyor." Mönüden yemek seçmeye gelince, özel ışıklı bir odada dileyenler mönüye bakabiliyor. Ardından garsonlar yardımıyla tekrar masaya geçiyorlar. Bugüne kadar hiçbir kaza ve sakarlık yaşanmamış. Zaten buna sebebiyet vermemek için şaraplar kırılmaz bardaklarda servis ediliyor. En çok hata da yemeklerin ve kırmızı ile beyaz şarabın karışmasında yaşanıyormuş. Karanlıkta, insanların birbirini yargılamadığı için daha rahat hareket ettiklerini söyleyen Broglie, restoranlarda farklı insanların bir arada oturabilecekleri oldukça büyük masalar kullanıyor: "Böylece yabancılar çekinmeden birbirleriyle konuşup kaynaşıyor. Normalde her gün gördüğü komşusuna bile selam vermeyen, kıyafetinden, arabasından onu yargılayanlar var. Oysa burada herkes eşit. Burada amaç sadece yemeğin tadına varmak değil, bir engelli olmanın ne demek olduğunu iki saat için de olsa yaşayabilmek. Buraya gelenlerin kafasında soru işaretleri oluşsun istiyoruz." (Bilgi için: www.danslenoir.com)
Burcu ALDİNÇ
|