kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Türk sinemasının patlama yaptığı 2006
Türk sinemasının patlama yaptığı 2006


Bu yıl Türk sinemasının sayı ve kalite açısından patlama yaptığı bir yıl oldu. Birbirinden güzel filmler izledik, sinemaya inancımız tazelendi. Atilla Dorsay, yılın yerli ve yabancı filmlerinin genel bir değerlendirmesini yaptı.

Ne yıldı ama... Seyirci sayısı patlama yaptı (28 milyondan 35'e doğru kayıyor), sinema salonları çoğaldı. Özellikle Türk filmleri herkesi şaşırtacak bir gelişim gösterdi: Geçen yılların 10-12 filminden bu yılın tam 34 filmine geldik. Üstelik bu filmler çok izlendi ve pazar payları yüzde 50'ye ulaştı, hatta geçti. Ayrıca bu filmler arasında son derece düzeyli olanları, seyirci kadar bizleri ve dünya sinema otoritelerini de mutlu edenleri vardı. Önce Türk filmlerine bakalım, sonra (ve daha kısa olarak) yabancı filmlere.

HER TÜRDEN FİLMLER
Gösterilen
34 Türk filmi arasında kimi ticari komediler vardı. Keloğlan Kara Prense Karşı, Şaşkın, Hababam Sınıfı Üç Buçuk, Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu gibi filmler zaten kalite değil, seyirci peşindeydiler, kimileri de bu amaca belli ölçüde ulaştı. Korku-gerilim filmleri furyasında, Mustafa Altıoklar'ın Beyza'nın Kadınları, Togan Gökbakar'ın Gen gibi görece olarak düzeyli filmleri yanında, Dabbe ya da Araf gibi oldukça kötüleri de yer aldı. Ancak bu türün artık genelde ilgi gören bir tür olduğunu da not olarak düşmek gerekiyor. Taylan kardeşlerin Küçük Kıyamet'i ise korku filmi görünümü ardında başka şeylere kanat açmayı deneyen bir yarıbaşarıydı. Nihat Durak'ın İlk Aşk veya Neco Çelik'in Kısık Ateşte 15 Dakika'sı gibi filmler, belli bir sinema duygusu verdiler. Zaten yönetmenlerinin de belli bir sinemacı geçmişi vardı. Sınav, Tramvay, Dün Gece Bir Rüya Gördüm, Unutulmayanlar benim göremediğim filmler oldu ama çok şey kaçırdığımı sanmıyorum. Mesut Uçakan'ın dönüş filmi Anne ya da Leyla benim için bir düş kırıklığı oldu. Yenilerden gelen Kardan Adamlar veya İki Süper Film Birden de öyle.. Yılın büyük 'iş filmi', Serdar Akar imzalı Kurtlar Vadisi Irak, zaten biz eleştirmenlerden veya has sinemaseverlerden onay beklemeyen, buna ihtiyacı da olmayan bir kitle filmiydi. Ama Serdar Akar'ın gerçek sinemaya döneceği günleri de umutla bekliyorum!.. Pelin Esmer'in Oyun'u yılın sinemalara gelen tek belgeseli olarak gayet iyiydi. Umalım ki bu tür filmler çoğalsın.

ŞORAY'IN DÖNÜŞÜ
Gelelim diğerlerine... Uğur Yücel, hem kendisinin, hem de Türkan Şoray'ın dönüş filmi olan çağdaş melodram denemesi Hayatımın Kadınısın'ı beklenen düzeye çıkaramadı. Zeki Ökten'in küçük kasaba komedisi Çinliler Geliyor bana göre hoştu ama ünlü yönetmenin kariyerine çok şey katmıyordu doğrusu... Yılın sonlarında gelen ilk dünya savaşı filmi Eve Giden Yol/1914, Semir Aslanyürek adına saygın bir çabaydı, ama sanki tam olmamıştı, zaafları çoktu. Eleştirisini bugün okuduğunuz Beynelmilel ise büyük olmasa da hayli sempatik bir 12 Eylül filmiydi ve bize iki yönetmen birden kazandırdı. Geriye kalan filmlerden Yüksel Aksu'nun Dondurmam Gaymak'ı, bilmiyorum böyle bir yılda Türkiye'yi Oscar'da temsil etmesi gereken film miydi? Şüpheliyim. Amerikalılar da öyle, özellikle İklimler'i gören sinema yazarları, "Niye Türkler bu filmi yollamadı?" diye sormuş! Ama bunların ötesinde, Nuri Bilge Ceylan'ın İklimler'i kişisel ve sanatsal olarak çok başarılı olsa da, Dondurmam Gaymak'ın bir yerel ve popüler güldürü olarak düzeyini de yadsımak doğru değil. Zeki Demirkubuz'un Kader'ini ben diğer yazarlar kadar beğenmedim, çok kapalı buldum. Ama elbette bu filme sonsuz saygım var. Reha Erdem, iki filmiyle birden karşımıza geldi: Korkuyorum Anne ve de Beş Vakit. Özellikle kusursuz anlatımıyla Beş Vakit'i onun ve de bu yoğun yılın en iyi filmi sayıyorum. Ezel Akay, Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? ile Osmanlı'nın erken dönemine giden oldukça tatmin edici bir dönem filmine imza attı. Bir diğer tarihsel film çabası da Derviş Zaim'den geldi ve Cenneti Beklerken filmiyle bu zor türün çok düzeyli bir örneği karşımıza geldi. Ömer Uğur'un Eve Dönüş'ü ise kimi kusurlarına karşın, sinemamızın şimdiye dek yaptığı en güçlü, en sarsıcı 12 Eylül filmi olmayı başardı. Cem Yılmaz, Ali Taner Baltacı'yı da yanına alarak çektiği Hokkabaz'da hem kaliteli bir kitle filmi yaptı hem de popüler kimliğini ikinci plana iterek dengeli bir film yapmayı başardı. Ve de yeni yönetmen Özer Kızıltan, Takva'da çok merak edilen bir çevreyi ilk kez bir filme konu ederken, bizlere kişisel inanç sorunları düzeyinde inandırıcı bir dram sundu. Bu toplam içinde benim kişisel 'En İyiler' listem şöyle: 1- Beş Vakit 2- Takva 3- Cenneti Beklerken 4- İklimler 5- Korkuyorum Anne 6- Eve Dönüş 7- Hokkabaz 8- Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? 9- Dondurmam Gaymak 10- Kader.

YILIN YABANCI FİLMLERİ
Yabancı filmler de çok parlaktı. Ayrıntılı bir dökümü mevsim bazında yapageldiğim haziran ayına bırakırsak, sayısız korkugerilim filmi izledik: Otel, Omen, Yaratıklar, Tepenin Gözleri, Cehenneme Bir Adım, Garez-2, Lanetli Ada, Testere-3. Kimi daha iddialı ve sıradışı filmler de oldu: Shyamalan'dan Sudaki Kız, Ron Howard'dan Da Vinci Şifresi, Gürcü yönetmen Gela Babluani'den 13 gibi. Gözde bir tür de siyasal çağrışımlı aksiyonlar ya da açıkça siyasal filmlerdi: George Clooney'in İyi Geceler, İyi Şanslar, Stephen Gagan'ın Syriana, Steven Spielberg'in Münich, Paul Greengrass'ın Uçuş 93, Ken Loach'ın Duygudan Da Öte ve Özgürlük Rüzgarı, Oliver Stone'un Dünya Ticaret Merkezi filmleri gibi. Ve de Michael Winterbottom'un önemli belgesel-drama karışımı Guantanamo Yolu. Bilim kurgu tarzı filmler çoktu, ama akılda kalanı pek yoktu. Yıl sonunun Alfonso Cuaron imzalı Children of Men/Son Umut'u dışında.. Aksiyon filmlerinde sihirbaz öyküleri ilgi çekti: Neil Burger'in Sihirbaz ve Christopher Nolan'ın Prestij filmleri. Birkaç savaş filmi çok başarılıydı: Sam Mendes imzalı Jarhead, Clint Eastwood imzalı Atalarımızın Bayrakları, Fransa'dan Christian Caron imzalı Ateşkes, İtalya'dan Roberto Benigni komedisi Kar ve Kaplan... Karayip Korsanları-2 ve Casanova, yılın önde gelen tarihsel fantezileri, Tommy Lee Jones imzalı Üç Defin tek Western'i, Gore Verbinski'nin Fırtınalı Hayatlar ve Spike Lee'nin İçerdeki Adam'ı ise başlıca büyük kent filmleriydi. Yılın sonunda Martin Scorsese Köstebek'le gangster filmlerine bir başyapıt ekledi. Canlandırma yine gözdeydi: Bambi-2, Buz Devri-2, Canavar Ev, Garfield-2, Orman Çetesi, Kutup Macerası, Parti Hayvanları, Arthur ve Minimoylar, Japon katkısı Yürüyen Şato vs. Komedi türünde Woody Allen'dan Maç Sayısı, David Frankel'den Şeytan Marka Giyer, Marc Forster'dan Lütfen Beni Öldürme gibi çok düzeyli filmler izledik. Kimi hoş biyografiler vardı: Capote, Kanıt, Bir Geyşanın Anıları, Sınırları Aşmak gibi. Ya da Brokeback Dağı'ndan Venedik Taciri'ne, Arsen Lüpen'den Miami Vice'a, Narnia Günlükleri'nden Gurur Dünyası'na ilgi çekici ve farklı uyarlamalar... Ve de hiç bir sınıflandırmaya girmeyecek filmler: Michel Gondry'den Sil Baştan ve Rüya Bilmecesi, tartışmalı ama ilginç filmlerdi. Michael Haneke'den Saklı, Robert Altman'dan Kumpanya, Alejandro Inarritu'dan Babil, Pedro Almoodvar'dan Dönüş gibileri ise önemli ve doyurucu filmler.. Benim Yabancı Filmler/En İyiler listem ise şöyle olabilir: 1- Lütfen Beni Öldürme 2- Köstebek 3- Dönüş 4- Babil 5- Atalarımızın Bayrakları 6- Syriana 7- Saklı 8- Maç Sayısı 9- Uçuş 93 10- Son Umut
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Murat Bardakçı: Babil hayalinin altında kaldı
 Komşu kızı neden Basra'ya gitti?
 İtalya'daki Türk köyünden davet var
 Mektuplar neler anlatır?
 Kimler geldi, neler geçti
 'Evliliğe helvası yenmiş kurum diyenler şeytandır'
 'Noel Baba kedime mama getir'
 Ekrana 'hop' meteor yağdı
 Nobel'li Türkiye'yi şimdi neler bekliyor?
 Bu köydeki herkes zengin
 Yıldızlardan mesaj var...
 2006'da satranç dünyasında neler oldu?
 2007'nin tekno yıldızları!
 Yakışıklılığı İtalyan dedesinden miras
 'Tigana'nın prensi olsam beni oyundan çıkarmazdı'
 'Çocuğuma yaratık gibi bakıyorlardı'
 Çırpınıyor Karadeniz...
 Bu kızlar okumak istiyor
 Yeşilçam'ın bahtsız kadınına yeni makyaj
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Hayatınızı çalmasına izin...
GÜLSE BİRSEL
Gaffur'un sırrı ne?
Doğrusu bu kadar büyük bir olay...
NBA'de 'top'lu eylem
NBA'de 'top'lu eylem
NBA Başkanı David Stern, 36 yıllık NBA topunu tepeden inme bir...
Lastiklerinde tutkal var
Lastiklerinde tutkal var
Ben hakkaten böyle bir şey görmedim. Lastiklerinde tutkal varmış gibi...
Evlilik seksi öldürür mü?
Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli ve İlişki psikiyatristi Doç. Dr.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.