|
|
|
|
Gözünüz İstanbul semalarında olsun
Epey gerilimli bir hafta geçirdim. Ressamları töhmet altında bırakan galerici Yahşi Baraz'ın ve Raffi Portakal'ın sözleri zaten hayli gergin olan ortamı iyice gerdi. Bana kalırsa bir galericinin, yıllardır sattığı resimlerin sanatçılarına bu kadar hoyrat davranma cesaretini göstermemesi gerekir. Bilakis, bu resimlerin sanatçılarını kuramlaştırması, kendince kavramsal bir çerçeveye oturtması lazım. Elbette bizim modern sanat tarihimiz, kısa bir modern sanat tarihidir. Lakin öyküsü uzundur. Bu coğrafyanın ressamı da kesinlikle bu öykünün bir parçası, bir uzantısıdır. Türk resmi, 20. yüzyılın başında başlamaz. Ancak 20. yüzyılın başında hızla başlayan modernleşmeye ayak uydurmaya çalışır. Bunu böyle ortaya koymak gerekir. Öte yandan bir galericinin de bir kez daha belirtiyorum, üstünden para kazandığı ressamlara 'kopyacı' demesi görülür, işitilir şey değildir. Ömer Uluç'un bu sözlere kafa tutmasını da manalı buldum... Geçtiğimiz hafta bir veda yaşandı. November
Paynter, İstanbul güncel sanat sahnesinden bir süreliğine, altı aylığına ayrılıyor. Kendisine Büyük Londra Oteli'nde bir veda partisi düzenlendi. Çok sıcak geçen parti boyunca en soğuk şey, içkilerin paralı olmasıydı. Garanti Bankası, Platform'un bu emektar küratörüne içkilerin bedava olduğu güzel bir parti yapmayı nasıl ihmal etmiş anlamadım. November Paynter, titizliği, incelikli yaklaşımıyla hepimizin gönlünü fethetmişti. Onu özleyeceğiz. Ama onun adına da seviniyoruz çünkü Tate Modern'de bir serginin yardımcı küratörlüğünü yapmaya gidiyor. Kendisine hem "Hoşçakal," diyorum, hem de onu tebrik ediyorum. Bu arada 'Yama' adlı son dönemin en kamusal sanat alanında, The Marmara Pera'nın tepesindeki projeksiyonda When you see this, I hope you know that I loved you başlıklı Hallucinating Love yapıtı gösterilmeye başlıyor. 16 Ocak'a kadar gözünüz İstanbul semalarında olsun. Bu arada bir yanlışlığı da düzeltmeliyim. Çünkü geçen hafta uzun gelen yazımı kısaltmaya çalışırken, arkadaşlar iki cümleyi bir cümle yapmış ve bundan Pist'i Vahit Tuna'nın kurduğu anlamı çıkmış. Doğrusu bu değil. Vahit Tuna'dan ve Pist'in kurucusu Osman Bozkurt ve Didem Özbek'ten bu yanlış bilgilendirmeye yol açan hata adına, özür diliyorum.
ADALET CİNGÖZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|