| |
Cumhurbaşkanı Sezer istifa ederse kriz erken çözülür...
Anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanı seçimi, Türkiye siyasetini toz ve dumana boğacak. Bu seçime dönük olumsuz beklentilerin, ekonomiye yansımaması da imkansız. Akıllı, bilinçli ve sorumlu insanların çoğunlukta olduğu toplumlar, böyle durumlarda "Acaba neler olacak" diye endişe içinde beklemek yerine, sorunu hemen gündeme alıp, çözümler üretirler. Bizde de aynı yolun izlenmesi aklın gereğidir. Siyasetçiler ve hukukçular, cumhurbaşkanının nasıl "Seçilemeyeceği" üzerinde tartışırlarken, sorunu çözme görevinin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e düştüğünü düşünüyoruz. CHP'nin sinei millete dönme düşüncesinin kaynaklarından biri olduğu bilindiğine ve cumhurbaşkanı seçiminden önce bir erken seçin yapılmasını doğru bulduğuna göre, Sayın Sezer, ocak ayının ilk haftasında Cumhurbaşkanlığı'ndan istifa etmelidir. Bu durumda olacakları Anayasa'nın 102'nci maddesi şöyle belirlemiş:
ERKEN SEÇİM Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından otuz gün önce veya Cumhurbaşkanlığı makamının boşalmasından on gün sonra Cumhurbaşkanlığı seçimine başlanır ve seçime başlama tarihinden itibaren otuz gün içinde sonuçlandırılır... En az üçer gün ara ile yapılacak oylamaların ilk ikisinde üye tamsayısının üçte iki çoğunluk oyu sağlanamazsa üçüncü oylamaya geçilir, üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğunu sağlayan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Bu oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde üçüncü oylamada en çok oy almış bulunan iki aday arasında dördüncü oylama yapılır, bu oylamada da üye tam sayısının salt çoğunluğu ile Cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde derhal Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri yenilenir. Seçilen yeni Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder. Görüldüğü gibi Sezer istifa etse bile yeni Cumhurbaşkanı seçilene kadar, görevi devam ediyor. Yani devletin başında bir boşluk olmuyor.
İHTİMALLER Sezer'in istifasından 10 gün sonra başlayıp, en geç 30 gün içinde tamamlanacak Cumhurbaşkanı seçiminde, Erdoğan veya AK Parti'ye yakın bir aday seçilirse, belli ki CHP bu seçimi Anayasa Mahkemesi'ne götürüp, seçimin hükümsüz sayılmasını isteyecektir. Onların da benimsediği anlaşılan teze göre, 1996'da yapılan İç Tüzük değişikliği, Anayasa'yı da değiştirmiştir. Buna göre, 367 milletvekilinin salonda bulunmasını gerektiren üçte iki çoğunluk şartı, sadece ilk turlarda Cumhurbaşkanı seçmek için değil, TBMM Genel Kurulu'nun Cumhurbaşkanı seçimine geçebilmesi için gerekli toplantı sayısıdır da. Anayasa Mahkemesi bu tezi kabul etmez ve "Anayasa, TBMM İç Tüzüğü' nden daha üst bir hukuk metnidir" derse, zaten Cumhurbaşkanı seçilmiş olacak ve mayısta beklenen kriz aylar önce aşılmış olacaktır.
DEVLET ADAMI MI? Yok eğer Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı seçiminin geçersiz olduğu kararına varırsa, bu Meclis ondan sonraki 30 günde de bir Cumhurbaşkanı seçemeyecek ve hemen genel seçime gidilecektir. Bu şekilde 2007'nin yarısına gelinmeden hem Cumhurbaşkanı seçimi, hem genel seçim yapılmış olacaktır. Burada bütün mesele, Cumhurbaşkanı Sezer'in istifa etmeyi ve böylece ilerideki bir krizi erken çözmeyi düşünmesine bağlıdır. Tayyip Erdoğan'ın veya bir AK Partili'nin Cumhurbaşkanı olmasının rejimi kilitleyeceğini düşünenler gerçekten bunu "Rejim" e bağlılıklarından ötürü söylüyorlarsa, onlar gibi düşündüğü bilinen Cumhurbaşkanı Sezer'in hemen istifa etmesi, bir "Rejim Krizi" nin erken çözümünü sağlayacaktır. "Devlet Adamı" olmak, böyle kritik anlardaki davranışlara bağlıdır. Sayın Sezer bunu yapabilirse, demokrasi tarihimize sadece "Veto eden adam" olarak değil, "Cumhurbaşkanlığından istifa edebilen adam" olarak da geçer.
|