|
|
|
|
|
|
|
Baykal:Nisan'da seçim istikrar getirir
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''yapmak istediği ve yapacaklarını saklayabilmek için anayasa maddeleri arkasına saklandığını'' savunarak, asıl önemli olanın, Başbakan'ın cumhurbaşkanı olma kararını açıkça ilan edememesi olduğunu söyledi.
Baykal, İzmir programı için geldiği Adnan Menderes Havalimanı'nda ziyaretiyle ilgili açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Menemen'de bugün şehit Asteğmen Kubilay'ı anma törenleri olduğunun hatırlatılması üzerine Baykal, törenlere CHP'den Grup Başkanvekili Kemal Anadol başkanlığında bir heyetin katıldığını, kendisinin İzmir programının önceden belirlenmiş olması nedeniyle törene katılamayacağını söyledi. Baykal, törenler kapsamında bu yıl bir miting de düzenlenmesinin, Türkiye'de laik demokratik cumhuriyetin maruz kaldığı tehlikeyle ilgili yükselen kaygının bir sonucu olduğunu ve törenlerin, bu bilinçlenmenin yayılmasına yönelik bir fırsat olarak değerlendirilmesinin çok doğal olduğunu ifade etti.
Gazetecilerin,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, cumhurbaşkanının Meclis dışından da seçilebileceği açıklamasıyla ilgili sorusu üzerine Baykal, cumhurbaşkanının nasıl seçileceği konusunda anayasanın çizdiği çerçevenin açık olduğunu söyledi. Kimsenin, Başbakan'ın bu konudaki değerlendirmelerine ihtiyaç duymadığını belirten Baykal, şunları kaydetti:
''Başbakan istediğini ve yapacağını saklayabilmek için bazen anayasa maddeleri arkasına bazen başka şeylerin arkasına saklanıyor. Tüm bunlar bu süreci sisleme çalışmalarının bir parçasıdır. Bir anlamı, önemi yoktur. Önemli olan Başbakan'ın cumhurbaşkanı olma kararını açıkça ilan ederek söyleyememesidir. Adaylığının çekeceği tepkiyi bildiğinden dolayı, konuyu saptırmaya, dağıtmaya, karartmaya çalışıyor. Gerçek açıktır, Başbakan gün sayıyor, cumhurbaşkanı adayıdır. Bu konuda kamuoyunu meşgul etmek, tepkiyi üzerine çekmemek için bazen öyle bazen böyle açıklamalar yapıyor.''
SEÇİMLERİN KASIMDAN NİSANA ALINMASI
Baykal, TÜSİAD'ın erken seçime karşı çıkması ve cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili uzlaşı sağlanması konusundaki değerlendirmelerini de yorumladı.Türkiye'nin önünde 2007 yılında çok önemli sorunlar bulunduğunu, karar verilmesi gereken ciddi konular olduğunu, bir kavşak dönemi olduğunu söyleyen Baykal, bu kritik döneme girerken sorunları yok saymanın en hatalı şey olacağını dile getirerek, sorunları görmezden gelmenin, onlara teslim olmak sonucunu getireceğini savundu.
2007 yılında Mayıs ayına kadar Türkiye'nin tüm kurumlarıyla cumhurbaşkanlığı seçimini konuşup tartışacağını, bu seçimden sonra da genel seçimlerin tartışılmaya başlanacağını belirten Baykal, şunları söyledi:
''2007 şimdiden Türkiye için kayıp yıl olarak gözüküyor. Mayısa kadar Türkiye artan bir tedirginlik, kaygı ve gerilime sürüklenecek. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra da o seçimin yarattığı olumsuz sonuçlar karşısında daha büyük bir telaşa sürüklenerek Türkiye bir gerilim ortamına girecek. Ekonomik, diplomatik ve siyasi açıdan bir kayıp yıl olacak.Seçimin 2007 Kasımında yapılması, ne anayasanın bir hükmü ne demokrasinin bir gereğidir. 2007'nin kayıp yıl olmasını engellemek için yapılacak şey açıktır. Kasımda yapılması düşünülen genel seçimlerin, cumhurbaşkanlığı seçiminin öncesine çekilmesidir. Atı arabanın arkasına değil önüne koyarsak daha doğru bir iş yapmış oluruz. Türkiye siyasetini belirleyecek temel karar, genel seçimle oluşacak parlamentonun ortaya çıkmasıdır.
Kasımdaki seçimleri mart ya da nisana alırsınız, bundan dolayı kıyamet kopmaz. Mart ya da nisanda yapıldığı anda Türkiye rahatlar ve en sakin cumhurbaşkanı seçimini yaşar. Türkiye'ye 8 aylık zamanı kazandırır. Seçimin Kasımdan Nisana alınması, ne ekonomik istikrarsızlık ne siyasi belirsizlik getirir, tam tersine istikrarın anahtarıdır. Siyasi iktidarın çıkış noktasıdır.''
''SİNE-İ MİLLET''
Baykal, Başbakan Erdoğan'ın sine-i millete dönme düşüncesiyle ilgili engelleyici bir tavır içine girdiğini, milletvekillerinin istifa iradesine saygılı olamadığını, bunun telaşı ve korkuyu yansıttığını ileri sürdü. CHP Lideri, şu görüşleri bildirdi:
''(Genel seçimlerin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin önüne alınmasına gerek yok, ama Cumhurbaşkanını da uzlaşarak seçsinler) derseniz, uzlaşmadan seçim yapmak isteyenlere onay verirsiniz. Çünkü tablo açıktır. Uzlaşma sözü çok gevşek bir sözdür. Kim kiminle hangi metotla uzlaşacak? Herkesin kendi anlayışıyla uzlaşma denemesi yapması, etkili ve belirleyici bir sonucu getirmez. Ülkeyi kutuplaştıracak seçimlerden uzak durulmalıdır. Türkiye'nin gerilim ortamına sürüklenmesini engellemek istiyoruz. Bu amaca hizmet ettiği sürece CHP olarak her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız.''
Baykal, genel seçimlerin temmuzda yapılması konusundaki öneriyle ilgili ise ''Niye nisanda yapmıyorsun? Bu neyi gösterir? (Cumhurbaşkanlığı seçimini yeni mecliste yapamam, yeni mecliste istediğim sonuç çıkmaz. Milletin istemediğini bildiğim seçimi şimdi dayatmak istiyorum) demektir'' diye konuştu.
Baykal CHP'ye katılan Prof. Dr. Muzaffer Demirci, Prof. Dr. Filiz Büyükgeçici ve eski milli hakemlerden Bahri Ceylan'a parti rozetlerini taktı.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|