|
|
Yapmaktan önemlisi sürdürmek
İngiltere Premier Ligi'nin başarı öyküsünü yandaki sayfada okudunuz. Sevgili Galip Öztürk'ün bu detaylı araştırmasından Türkiye'nin, federasyonumuzun ve futbolumuzun içindeki yöneticisinden yönetilenlerine kadar herkesin çıkarması gereken dersler var. 20 yıl önce holiganizmin pençesinde kıvranan, seyirci sayısı sürekli düşen İngiliz futbolu, bugün dünyanın en zengin ligine, kaliteli ve dolu statlara sahip. En kaliteli futbolcuların rüyalarını İngiltere'de oynamak süslüyor. Madalyonun öteki yüzünde ise, eskisi gibi alt liglerden bir takımın kupa kazanmasının mümkün olmadığı, Milli Takım düzeyinde başarısız ve bilet fiyatları çok yükseldiği için genç izleyicisini yitirmiş bir futbol var. Sadece bilet fiyatları değil, takımın formasından TV'de izleme maliyetine kadar her şeyin fiyatı yükseliyor, çünkü ekonominin kuralları böyle. Futbol kulüplerinin birçoğu artık borsada hisseleri işlem gören şirketler ve dolayısıyla da yöneticileri eldeki her ürünün fiyatını (biletten bardağa, formadan TV'de izlenen maça) piyasa şartları izin verdiği ölçüde yükseltmeye çalışıyor. Çünkü artık amaç kar etmek. Hele bir de kulüp yabancı bir yatırımcıya aitse.
REKABET YÜKSELMELİ Stat yatırımları, seyirci sayısındaki artış, kulüplerin daha iyi yönetilmeleri bunların hepsi futbolun geleceği için olumlu göstergeler. Ancak İngiltere'de bir faktör var ki, bu gelişimin sürekliliğinin önünde en büyük engel olarak gösteriliyor: Rekabet. Futbolun gördüğü büyük ilginin en önemli nedenlerinden biri klasik deyimle topun yuvarlak oluşu, yani her türlü sonuca açık oluşu. Ancak rekabet azaldıkça, maç sonuçları daha kolay tahmin edilir oldukça futbolun sıkıcı bir kimlik kazanacağı kesin. Bu da uzun vadede futbola ilgiyi düşürecektir. Dolayısıyla Premier Lig'in son dönemdeki yönetimsel başarısının sürekliliği rekabeti artırmasına bağlıdır. Süreklilik için daha da önemli faktörse gelirlerdeki artışın bilançolara artı olarak yansıyıp yansımamasıdır. Gelirlerdeki yükselişe karşın futbolculara ödenen paraların zaman zaman daha da hızlı yükselmesi nedeniyle 2003'te vergi öncesi kâr açıklamayı sadece beş Premier Lig kulübü başarmıştı. 1994'te birinci ile sonuncu takım arasındaki futbolcu maaşı farkı dört katıyken, bunun 2003'te sekiz katına yükseldiğinin de altı çizilmeli. Gelirlerini üst düzeye çıkarmadan yüksek maaş ödemeye kalkanların başına gelenlere ise en iyi örnek Leeds United idi.
|