İkinci Tayland kazası olur mu?
1997'de Tayland'dan uç veren sıcak para kaçışı domino etkisiyle dünyaya yayıldı. Asya Krizi'nin tetiklemesiyle bir yıl sonra Rusya Krizi başladı. Türkiye, Rusya Krizi'nin negatif etkisinden kaçamadı. 1994 krizi sonrası başlayan büyüme ve olumlu finansal piyasa konjonktürü 1998'de Rusya Krizi ile kırıldı. Dün piyasalarda yaşanan ikinci Tayland etkisi, belki Asya Krizi'nin tetikleyicisi olmasının hâlâ hafızalardan silinmemesindendi. Asya piyasaları günü negatif bitirdi. Tayland Borsası ise yüzde 14.8 kayıpla 1990 sonrasının en sert düşüşünü yaşadı. Tayland ne önlem aldı da borsası bu kadar değer kaybetti?
*Tayland'ın önlemi- Kasım ayında haftada 300 milyon dolarlık sıcak para girişinin aralık ayında üç kat artışla 950 milyon dolara çıkmasıyla Tayland kısa vadeli sermayeye vergi koyma kararı aldı. Yani Tayland "Kulaklarımdan para fışkırıyor. Artık bana para getirmeyin" diyor. Tayland'a bugünden itibaren gelen portföy yatırımlarının yüzde 30'u faizsiz olarak merkez bankasına yatırılacak. Bir yıldan önce ülkeden çıkış halinde tutarın yüzde 10'u, yani merkez bankasına yatan paranın üçte biri kesilecek. Yüzde 30 da getirisiz kaldığı için, aslında gerçek vergi oranı daha yüksek bir düzeyde gerçekleşecek. Eğer 100 dolarlık bir portföy yatırımı yüzde 10 getiri sağlamayı hedefler ve bir yıldan önce ülkeyi terketmeye kalkarsa, yüzde 28.5'lik bir getiri sağlaması gerekecek. Yeni uygulamanın yükü yüzde 28.5 olan getiriyi yüzde 10'a indiriyor. İşte piyasaların tepkisi buna. Bu klasik bir sermaye kontrolü değil. Sermaye girişini caydırmak için, sadece portföy yatırımlarının çıkışına konulmuş bir vergi.
* Aşırı tepkinin nedeni- Tayland'ın bu tavrı karşısında piyasa tepkisinin aşırı kaçmasına iki neden gösterilebilir.
* Birinci neden zaten şişmiş olan piyasalar bahane arıyordu. Yüksek kârlar üzerinde oturuyordu. Tayland piyasalara bu fırsatı verdi.
* İkinci neden ise portföy yatırımlarına kontrolün giderek yayılmasından korkulması. Ancak borsanın yüzde 15 değer kaybı üzerine Tayland kararını dün yumuşattı. Uygulama sadece borçlanma araçlarıyla sınırlandırıldı, hisse senetleri üzerinden kaldırıldı. Dolayısıyla bu yaygınlaşma eğilimi, ilk uygulayan ülke ile ilk günden kırılmış oldu. Açıkçası piyasaların sert tepkisi böyle bir karara yol açtı değerlendirmesi yapılabilir.
* Yeni öncü hareket mi?- Tepkinin aşırıya kaçması da gösteriyor ki, piyasalar diken üstünde. Özellikle de hedge fonların ulaştığı boyutlar ve aldıkları riskler piyasaların kırılganlığını artırıyor. Bir süre önce IMF Başkan Yardımcısı da bu fonlarda ciddi risklerin bulunduğunu vurgulamıştı. Dolayısıyla riskin gerçekleşmesini beklemeyecek başka ülkeler de çıkabilir. Tayland'dan bunun başlaması oradaki askeri yönetime ve askeri yönetimlerin radikal kararlar alma olanağına bağlanabilir. İlk günden geri adım atılmasına karşılık hem yarattığı etki, hem de yerel paraların aşırı değerlenmesinin yaratacağı sonuçlar açısından Tayland yeni gelişmelerin öncüsü olabilir.
* Türkiye ile ilgisi- Konu Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Çünkü yüksek cari açığı rağmen "Türkiye'nin de kulaklarından para fışkırıyor." Bu nedenle de YTL değerleniyor, ihracatçılar zorlanırken, ithalat cazip hale geliyor. Ancak Türkiye'nin, Tayland gibi hareket etme şansı ve lüksü yok. Çünkü Türkiye bu dönemde hem cari açığının yüksekliğinden dolayı dışarıdan gelecek sermayeye aşırı bağımlı, hem de çifte seçimin tam arifesinde bulunuyor. Dövizin fazlası gelmesin derken, eldekini kaybetme riski de var.
*Sonuç"Fazla aş ya karın ağrıtır ya baş" Türk Atasözü
|