|
|
Sahada yenemezseniz...
Geçen sezon kavgalarla geçti. Bir hatalı hakem kararı nedeniyle (Konya'da, Anelka'nın pozisyonu) Fenerbahçe'nin kollandığı ve hatalardan en çok istifade eden takım olduğu dillere düştü. Bu bilerek ve isteyerek yapılan bir propagandaydı. Müthiş bir kadro kuran, bu kadroyu finanse edecek sermayeyi sağlayan, alt yapısını tamamlamış bir kulübün, durdurulmasının yolu sahadan geçmiyordu. Yıpratma politikası içinde farklı yöntemler kullanılmaya başlandı. Adnan Polat'ın göreve gelmesiyle birlikte ortam daha da gerginleşti. Saha mücadelesi iyice demeç savaşlarına dönüp, baskılar çeşitlendirildi. Sonunda, bu hamlelerin karşılığını bulduğunu gördük. Fenerbahçe, şampiyon Galatasaray'ı iki kez yenmesine rağmen, şampiyonluğu son maçta bıraktı. Geçen sezon Galatasaray bu iki yenilgi dışında, sadece Gençlerbirliği'ne bir kez kaybetti. Sahaya yenmek için çıkanlar Galatasaray'a karşı kazandılar. Fenerbahçe ise son haftalarda bırakın frikiği, penaltı bile kazanamıyordu. Bu sezon da, şu ana kadar penaltı kazanamadı. Hakemler "demeç" ortamında büküldüler ve kararlarına ön yargı eklediler. Bir hata yaptıklarında damgalanmaktan kortular, doğru gördüklerini de çalmadılar. "Hakem edebiyatı" kendi yanlışlarını düzeltmek ve rakibi yıpratmak adına önemli bir argüman olarak hep rakip yöneticilerin ellerinde kaldı. Ve her fırsatta bunu kullandılar. Aynı derbiden sonra olduğu gibi. Selçuk Dereli'nin hatalı kararları, Galatasaray'ın yenilgisinin nedeni olarak lanse edildi. Ama hiçbir Galatasaray yöneticisi ya da teknik adamı maç boyunca sadece beş şut çekilmesini sorgulamadı. Veya Galatasaray'ın ikinci 45'te, bugüne kadar Saracoğlu'nda sergilediği en baskılı futbolu oynaması konu edilmedi. Çünkü yenilmişlerdi. Çünkü birisini suçlamaları gerekiyordu. Selçuk Dereli'ye hemen sarıldılar. Aynı Dereli'nin Ali Sami Yen'de Kayserispor'un da penaltısını vermediğini unutarak konuştular. Burada amaç Fenerbahçe üstünde yine baskı yaratıp, yapılan bunca yatırımı ve hamleyi basit bahanelerin arkasına saklamak. İnsanlara görmek istediklerini gösterip, pembe dünyalar yaratmak. Bu konuda tüm yöneticilerin mahareti var ya, neyse... İyi yönü veya kötü yönü... Fenerbahçe'de çok şey tartışılabilir. Ama bunu Fenerbahçeliler tartışmalıdır. Bugün rakipleri, geride kalmanın mazeretini bulmaya çalışıp, camialarını oyalamanın peşindeler. Fenerbahçe 100. yılında, çok farklı olmayı başarıp, kendine ayrı bir kulvar yarattı. Bu kulvara giremeyenlerin, Fenerbahçe'yi kendi yanlarına çekmeye çalışması kabul edilemez.
|