|
|
|
Babacan: Türkiye AB'deki 6'ıncı büyük ekonomi olacak
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) tam üyeliğinin ekonomik olarak da diğer üye ülkelerin üyeliğinden farklı olacağını belirtirken, ''Türkiye, AB'ye üye olduğunda, AB'nin 6. büyük ekonomisi sırasına oturacak'' dedi.
Babacan, ATV'de yayınlanan ''Doğruya Doğru'' programında, AB ile ilişkiler ve son ekonomik gelişmeleri değerlendirdi.
Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin, ekonomik, demografik, kültürel, siyasi, coğrafi ve sosyal açıdan diğer ülkelerin üyeliklerinden farklı olacağını vurgulayan Babacan, ''Türkiye, AB'ye üye olduğunda, nüfus ve coğrafya olarak bir numaralı ülke olur'' dedi.
AB'NİN
TÜRKİYE ENDİŞESİ
Türkiye'nin AB müktesebatına uyum konusunda çok hızlı bir gelişme kaydettiğini ve yaklaşık 14 ay önce başlayan müzakere sürecinde birçok konuda önemli reformlar gerçekleştirdiğini belirten Babacan, ''AB'ye hızlı uyumumuz, Avrupa Birliği'ni endişeye mi soktu acaba? diye düşünmeye başladık'' şeklinde konuştu.
AB'deki şu andaki mücadelenin, gelecekte AB'de kimin daha güçlü olma mücadelesi olduğunu ifade eden Babacan, Türkiye'nin dışarıdan, çok güçlü ve geleceği parlak bir ülke olarak görüldüğünü, ayrıca AB'nin, geleceğinde Türkiye'ye mutlaka ihtiyacı olduğunu söyledi.
Babacan, ''AB, yaşlanan nüfusu ve azalan rekabet gücü ile Asya ve ADB'ye karşı göreceli üstünlüğünü kaybediyor, Türkiye'ye mutlaka ihtiyaçları var'' görüşünü dile getirdi.
KOMİSYONUN ASKIYA ALMA TAVSİYESİ
AB Komisyonu'nun, Türkiye ile yürütülen müzakere başlıklarından sekizinde, müzakerelerin başlatılmamasını tavsiye etmesi konusuna da değinen Babacan, Komisyonun, bu tavsiye kararının henüz resmileşmiş bir karar olmadığını ifade etti.
Sekiz fasılda müzakerelerin aksaması halinde bile bunun diğer fasılların işleyişini etkilemediğinin altını çizen Babacan, ''AB sürecinde, herhangi bir fasıldaki aksaklık, diğer fasılları etkilemiyor'' dedi.
AB Komisyonunun bu tavsiye kararının birçok AB liderinde de şaşkınlık yarattığını vurgulayan Babacan, pek çok üye ülkenin olan bitenden memnun olmadığını, bu kararı vicdanen kabullenemediklerini, bazı eski ve büyük üye ülkelerin de Kıbrıs bahanesini kullanarak, iç siyasete mesaj verdiklerini kaydetti.
KIBRIS BAHANESİ
''Kıbrıs konusu sanki bir bahane olarak ileri sürülüyor'' ifadesini kullanan Babacan, bu durumun, AB ve ABD basını tarafından da eleştirildiğini, ''Kıbrıs konusu, Türkiye'nin AB sürecini etkilememesi gerekiyor, Kıbrıs konusunun mutlaka çözülmesi gerekiyor'' diye konuştu.
Kıbrıs Rum Kesiminin, AB'nin nimetlerini KKTC ile paylaşmak istemediğini belirten Babacan, ''AB'ye üye 24 ülkenin Kıbrıs ile gerçekleri mutlaka görerek, AB'nin uzun vadeli çıkarlarını heba etmemesi gerekiyor, mutlaka BM aracılığında kapsamlı bir çözüm lazım'' ifadesini kullandı.
KARARIN PİYASALARA ETKİSİ
Babacan, piyasaların AB konusundaki beklentilerinin, zaten Türkiye'nin AB sürecinin çok rahat olmayacağı yönünde bulunduğuna işaret ederek, AB Komisyonunun tavsiye kararının piyasalara etkisi konusunda da ''kimse için sürpriz bir karar olmadı'' değerlendirmesinde bulundu ve ''Piyasa oyuncuları gelişmeleri çok yakından takip ediyorlar, karar fiyatlara yansımış durumda'' dedi.
Bakan Babacan, önümüzdeki günlerde, Konseyin Türkiye'ye ilişkin kararının, Komisyonun kararına göre daha olumlu olması halinde ise bunun piyasaları daha olumlu etkileyebileceğini ifade etti.
Babacan, son günlerde, Türkiye'nin AB sürecine ilişkin gelişmeler konusunda ''Türkiye'nin süreçten kopmasını kimse istemiyor, sadece biraz yavaşlatmak istemiş olabilirler'' tespitinde bulundu.
TÜRK KAMUOYUNUN AB'YE DESTEĞİ
Türk kamuoyunda, AB sürecine olan destek konusunda ise Babacan, ''Kamuoyunda, AB'ye destekte bir miktar düşüş var'' dedi.Türk Kamuoyunda, AB sürecinin, Türkiye'ye önemli kazanımlar sağlayacağı konusunda geniş bir fikir beraberliğinin olduğunu vurgulayan Babacan, bu sürecin, Türkiye'ye önemli kazançlar getireceğini kaydetti.Babacan, gelecek yıl seçim yılı da olsa, AB'ye ilişkin politikalarından kesinlikle taviz vermeyeceklerini bildirdi.
EMEKLİLERİN ÇALIŞMASI
Devlet Bakanı Babacan, emeklilerin çalışması ve 1 Ocak 2007'de yürürlüğe girecek olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile çalışan emeklilerden, kazancının yüzde 33,5'i oranında destek primi kesintisi konusunda ise emeklilik sisteminde radikal değişikliklerin öngörülmediğini vurguladı.
Yeni sosyal güvenlik sisteminin, hiçbir kesimin radikal olarak etkileneceği bir değişiklik içermediğinin altını çizen Babacan, ''1 Ocak 2007'den sonra çok ciddi bir sıkıntı olursa, sistemin aksayan yönlerine yeniden bakılır ve sorunlar giderilir'' dedi.
|