|
|
|
"Şura'yı yönlendirmiyoruz"
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Milli Eğitim Şurasını kısır siyasi, ideolojik tartışmaların gölgelememesi gerektiğini belirterek, ''Buradaki müzakereler esnasında, ortaya atılan bazı görüşler, birilerinin hoşuna gitmeyebilir'' dedi.
17. Milli Eğitim Şurası'nda dün tamamlanan ön komisyon çalışmalarından sonra bugün MEB Şura Salonu'nda Genel Kurul çalışmalarına geçildi. Genel kurul oturumu, Milli Eğitim Bakanı Çelik'in konuşmasıyla başladı.
Çelik, konuşmasında şurayla ilgili haberlere ve ortaya atılan görüşlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
''Şuranın,
her türlü peşin hükümden arınarak, ideolojik saplantılar bir tarafa bırakılarak, ortak aklın hakim kılınması gereken bir çalışma şekli'' olduğunu belirten Çelik, eğer bu yapılmazsa çalışmanın adının ''şura'' olmayacağını söyledi. Çelik, şöyle konuştu:
''Cumhuriyetimizin temel nitelikleri, laik eğitim bu şuraya katılan herkesin, başta ben olmak üzere, şuraya davet edilen, tabii olarak katılan, seçilerek gelen herkesin ortak paydasıdır. Üç gündür devam eden müzakereler esnasında değişik teklifler ortaya atıldı, bazı konularda eğilimler belirlendi.
Buralardaki müzakereler esnasında, ortaya atılan bazı görüşler, birilerinin hoşuna gitmeyebilir. Eğer herkesin söylediği, herkesin sahip olduğu düşünce, herkesin hoşuna gitseydi, yeryüzünde farklılıklar olmazdı. Dolayısıyla, buradan hareket ederek sanki vahim bir tablo varmış gibi, bir çerçeve çizilmesi doğru değildir. Laik eğitimin belini kırmadan söz edenlerden tutun da, 'laik eğitim örseleniyor' diyenler var. Şunu kesinlikle belirtmek istiyorum; Türkiye Cumhuriyeti devletinde eğitim laik bir eğitimdir.''
''MEDYANIN DA GÖLGESİ DÜŞMEMELİDİR''
Anayasa'nın demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletini öngördüğünü vurgulayan Çelik, demokratik devletin, hür tartışmayı ve düşünce özgürlüğünü gerektirdiğini kaydetti.
Çelik, şöyle devam etti:''Laikliği tanımlamama gerek yok. Devlet, dinler, inançlar ve düşünceler karşısında eşit mesafededir. Şüphesiz ki, bu şurayı kısır siyasi ve ideolojik tartışmalar gölgelememelidir. Hiçbir siyasi partinin gölgesi, bu şuranın üzerine düşmemelidir. İktidar partisinin de muhalefet partisinin de düşmemelidir. Bu şuraya medyanın da gölgesi düşmemelidir.''
Milli Eğitim Bakanı Çelik'in bu sözlerini, şura üyeleri alkışladı.
''YORGUN OLDUĞU İÇİN UYUKLAMIŞ OLABİLİR''
Şuranın 13 Kasım Pazartesi günü yapılan açılışını anımsatan Çelik, şuranın yapıldığı salonu dolduran binlerce kişinin ''pür dikkat'' açılış konuşmalarını dinlediklerini söyledi. Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Neredeyse herkes uyuyor şeklinde başlıklar atıldı ve bana göre şuraya katılan insanlara çok büyük bir haksızlık yapıldı. Şuraya katılan insanların üçü, beşi yorgun olduğu için, yoldan geldiği için her toplantıda olabileceği gibi, insani bir hal gereği olarak uyuklamış olabilir. Ama, şuraya gelen tüm insanların horul horul uyuduğu şeklinde bir tanımlama yapmanın, bu şuraya katılan insanlara, onların temsil ettiği kesimlere büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.''
''Eğitimciler olarak dertlerinin bağcıyı dövmek olmaması gerektiğini'' ifade eden Hüseyin Çelik, Avrupa Birliği sürecinde, küreselleşmenin hakim olduğu bir dönemde, aklın prensipleri çerçevesinde duygusallıktan uzak yeni bir şekillenmenin nasıl yapılacağı, çocuklara nasıl bir gelecek temin edileceği kaygısını taşıdıklarını belirtti. Çelik, ''Buradaki bütün topluluğun aynı endişeleri, hassasiyetleri taşıdığına inanıyorum'' dedi.
''HİÇ KİMSE SÖYLEYEMEZ''
Çelik, şuraya katılan değerli bilim adamları ve akademisyenler bulunduğunu, eğitimin her alanından büyük tecrübe sahibi yöneticilerin, sivil toplum örgütü temsilcilerinin şurada görüşlerini özgür bir tartışma ortamında ortaya koyarak Türkiye adına tespitlerde bulunacaklarını söyledi. Çelik, ''Başta bakan olarak ben ve Milli Eğitim Bakanlığının bu şura üzerinde dikte ettirici ve bizim sabitlerimiz, bizim doğrularımız doğrultusunda, onları ısrarla yönlendirici bir tablo olduğunu hiç kimse söyleyemez'' diye konuştu.
Şurayla ilgili hazırlık çalışmalarına da değinen Milli Eğitim Bakanı Çelik, ön komisyon çalışmalarının ardından, bilim adamlarının raporlar hazırladıklarını ifade etti.Çelik, Türkiye'nin eğitim alanındaki birikimi Milli Eğitim Şurası'na yön verirken Türkiye'de muhalefet yapma adına bu şuraya gölge düşürme gayretlerinin kendilerine ve şura üyelerine büyük bir haksızlık olduğunu kaydetti.
"ONUN YERİ BURASI DEĞİL''
Şuranın komisyon çalışmalarında bazı kararlarla ilgili oylama yapıldığını, bazılarıyla ilgili de yapılmadığını belirten Çelik, alt komisyonlarda alınan kararların Genel Kurul'da görüşülmedikçe ve oylanıp karara bağlanmadıkça bunların şura kararı haline gelmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Çelik, ''Diyelim ki, şura bir karar aldı, şuranın aldığı kararlar, sabahtan akşama uygulanabilecek kararlar değildir'' dedi.
Şuraların bir perspektif ve vizyon belirlediğini, yol gösterici olduğunu anlatan Çelik, eğitimin, ortak aklın göstermiş olduğu bu yoldan gideceğini söyledi.
Bugünkü Genel Kurul çalışmalarının hayati bir önem taşıdığına işaret eden Çelik, üyelerden konuşma sürelerine uymalarını ve konu dışında konuşma yapmamalarını istedi. Çelik, şunları kaydetti:
''Benim istirhamım şudur; şuranın gerçekten Türk milletine yakışır bir nezaket ve vakarla sonuçlanması lazım. Burada ideolojik manifestolar sunulmasın. Herkes kendi temsil ettiği tarafın, 'burada fikirlerimizi şöyle şöyle söyledik' bölünmesi içinde olacaksa, onun yeri burası değil. Konu dışında konuşma yapılırsa o arkadaşımızın sözünü kesme zorunda kalacağım.''
(AA)
|