Fark nerede?
Beşiktaş için tek sonuçlu bir karşılaşmaydı. Ne yönetimin, ne de futbolcuların artık puan kaybetme kredisi kalmamış ve siyahbeyazlı camia siniri burnunda maçı bekliyordu. Geçmişte Beşiktaş'ın bunalım dönemlerinin çıkış kelimesi: "Bizim çocuklar" dı. Evet, Beşiktaşlı kötü oynayan futbolcusunu eleştirir, ama asla kendi aile fertlerinden de ayrı koymazdı. Bu yüzden "bizim çocuklar" ifadesi sahadakilerin aidiyet duygusunu arttırdığı gibi, ayaklarına bağlanan prangaları da kırmalarını sağlardı. Bu kez öyle değil... Beşiktaşlılar hesap soruyor. Hem de bunu sert yapıyor. Geçen sene üç futbolcu (Youla, Adem Dursun, Çağdaş) bu nedenle ayrılmak istedi ve gitti. Dünkü karşılaşmanın birinci kahramanı Cordoba da bu rüzgarın savurduğu isimlerdendi. İlk 45 dakikada üç hatalı gol yedi. Antalya gibi birinci ligde tutunma mücadelesine giren tecrübesiz bir takımı, Beşiktaş karşısında iddialı yapan ortam aslında sorgulanmalı. Birincisi "Bizim çocuklar" hitabının artık tarihe gömülmesidir. Bu bakış açısı ile meşhur "Beşiktaş duruşu" nun rafa kalkması aynı döneme rast geliyor. İkincisi kadro kalitesinin, büyük takım niteliğine ulaştırılamaması. Büyük düşünmek veya büyük paralar harcamak kanı "mavi" olması gereken bir takım yaratmıyor. Beşiktaş beş dakika içinde bulduğu üç golle maçı kurtardığını sanarken, iki duran toptan iki golü kalesine misafir ediyor.
TİGANA ŞİMŞEKLERİ ÇEKİYOR Tigana'nın takıma her dokunuşunda ayrı bir düzen ve çözülmesi gereken yeni problemler de peşinden geliyor. Delgado'nun sakatlığında, hemen iki forvete döndü. Bobo ile Gökhan'ın maç içinde birbirlerine koridor açmadan, ver-kaç yapmadan oynamalarını izledik. Ricardinho usta işi bir gol attı, sonra kayboldu. Yabancı sayısı altıyla sınırlı ama Beşiktaş'ın neredeyse tamamı birbirine yabancı. Futbolcuları kurtaran Tigana'nın şimşekleri üzerine çekmesi. Bir düşünsünler bakalım, büyük takım 3-1'e getirdiği maçı böyle mi bitirir? Böyle bir takımın oyuncuları farklı sayılabilir veya Beşiktaş formasını hak ederler mi?
|